E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Kavel Şairine Mektup 

Sevgili Hasan Hüseyin, Seni özlüyorum. Kavel gibi şiirlere soluğum yetmediğinden değil yalnız, çalışanların şiirini söyleyeceklere en uygun örnek seslerden biri olduğundan:

1.03.2012 - 16:38
Kavel Şairine Mektup

“(...)çalışmışım onbeş saat

tükenmişim onbeş saat

acıkmışım yorulmuşum uykusamışım


anama sövmüş patron

ter döktüğüm gazetede

sıkmışım dişlerimi

ıslıkla söylemişim umutlarımı

susarak söylemişim

sıcak bir ev özlemişim

sıcak bir yemek

ve sıcacık bir yatakta

unutturan öpücükler

çıkmışım bir kavgadan

vurmuşum sokaklara

asacaklar aydemir'i
asacaklar gürcan'ı
belki başkalarını
pis bir ota değmiş gibi sızlıyor genzim
dökülüyor etlerim
sarı yapraklar gibi


asmak neyi kurtarır
sarı sarı yaprakları kuru dallara?
yolunmuş yaprakları
kırılmış dallarıyla
ne anlatır bir ağaç
hani rüzgâr
hani kuş
hani nerde rüzgârlı kuş sesleri? (...)

Halimizi soracak olursan, aynen anlattığın gibiyiz:
“dostum dostum güzel dostum/bu ne beter çizgidir bu/bu ne çıldırtan denge/yaprak döker bir yanımız/bir yanımız bahar bahçe.”

Sevgili Hasan Hüseyin,
Sen mizah öyküleri de yazardın. Günümüz, mizah öyküleri için çok verimli olaylarla geçiyor. Ancak mizah öyküsü yazmak artık nerdeyse olanaksız. Çünkü neyin kurmaca neyin gerçek olduğu anlaşılmaz durumda. Yaşananlar abartı sanatını geçti. Oysa bu tür gerçek üstü anlatımlar şiirde güzeldir, yaşamda değil.
Galiba benim asıl özlediğim şiirlerindeki azarlayan eda:
“Ben bu kapıları bir bir açarım açmasına ama kırarım/Şehzadelerle gitti ölü devin altın anahtarları/Masallara dönük yüzlerinizde o hiç eksilmeyen kaygu/O donuk maviliği masal cennetlerinin/Bırakın işte gözleriniz alın işte yumruklarınız/ama siz aptalsınız aptalsınız ”

Sevgili Korkmazgil,
“başımı döndürüp bakamıyorum/nasıl kaldı gerilerde onca yıl”. 26 Şubattı ayrıldığında. 1984’ün şubatıydı. Ama bir yıldır sonu gelmez bir uykudaydın. Niyetim ağıt yakmak değil, zaten hiç yakışmaz sana ağıt. Sen ağız dolusu kahkahaları yutkunarak konuşurdun sanki. Acıyı bal, ekmeği bol eyleyip dayananlardandın. Adın anılsa, Ankara’da gazetelerin bir zamanlar olduğu sokaklar gece tomurcuk ve bahar kokar. Bir de İstanbul’da Boğaz’da eskiden Kavel Kablo Fabrikasının olduğu alan, oralar...( İşçilerin kapıları kaynak yapıp günlerce direndikleri fabrikanın önü) tomurcuk kokar adın anılınca. TBMM’de oyalanıp duran toplu sözleşme yasasının Kavel greviyle apar topar çıkışını ansak Ankara çiçek kokar mı dersin?

Sevgili Hasan Hüseyin,
Sen yalnız emeğin değil sevdanın da şairiydin. (Malum sevda emek ister) “Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin/Çünkü aşk şiirden önce gelir sende/Oysa şiir önünde gitmelidir her şeyin//Sen aşk şiiri yazamazsın Hasan Hüseyin/Çünkü aşk/ Kavganın içindedir/Çünkü sen /İçindesin kavganın” desen de kavga şiirleri gibi öfkeli aşk şiirleri yazdın ve aşk şiirleri gibi ateşli kavga şiirleri. Sevmek sıradan bir fiil değildir. Durmadan tüketilen bir kavramdır. İçi boşaltılan bir kavram. Bu yüzden gerçek anlamıyla sevmeyi anan olursa dayanamayanlar vardır hep: “ne zaman sevmek desem bir tedirgin bulvar iti gecede” . Sevilen de dayanamaz kimi zaman böylesine sevilmeye. Alır başını gider :“o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti”.
Nasıl ki şiirlerinde diyalektiği dalga geçerek de anlatsan faydasız. Uyarıların ne yazıldığında dinlendi, ne de şimdi. Kıyameti isteyip istemediğini dinlemiyorlar. Sen ıslık çalarak ellerin cebinde “benden bilmeyin” diyorsun. Neymiş, “gençler kuytularda öpüşüyorlar”mış da “marulun vakti geçti /şimdi karpuzlar kızaracak”mış. İlahi Hasan Hüseyin kim inanır ayvaları sarartanın sen olmadığına. Şimdilerde bu kadar konuşmadan da kimileri yargı veriyor şairin, yazarın, ressamın, oyuncunun, müzikçinin suçlu olduğuna. Zaten sanat terörün arka bahçesiymiş, “özgürlük yok diyorsanız, hapse girin” deyiveriyorlar.
Çok özlüyorum seni Hasan Hüseyin Korkmazgil, çok…

SENNUR SEZER/ EVRENSEL

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Prof. İnam Turktime’a Konuştu: Türklüğü Benimsemeyenlerin Burada İşi Olmamalı!
Türkiye’nin önde gelen felsefecilerinden ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. ...
PROF. DÜZGÜN TURKTIME’A KONUŞTU: DİNİN RUHU KABUĞUNA KURBAN EDİLİYOR!
Balyozdu, Anayasa değişikliğiydi derken gündemimiz kısır tartışmalara ...
Büyülü Ses My Brightest Diamond Salon'da!
Sahnesinde başarılı müzisyenleri ağırlamaya devam eden Salon, 6 Nisan ...
 
Söyleşi: “Feminizm Herkes İçindir”
Bell Hooks’un yazdığı “FEMİNİZM HERKES İÇİNDİR” kitabını yayına hazırlayan ...
Pembe Hayat Oyunu Bozacak!
3 Mart Seks İşçileri Günü Etkinlikleri kapsamında Pembe Hayat Derneği ...
Özgür Üniversite Ders Başı Yapıyor!
Özgür Üniversite bahar dönemi seminerleri 3 Mart günü saat 14.00'da "Ortadoğu'da ...
 
Gianluca Malgeri'nin Sergisi Açıldı
Genç kuşak İtalyan sanatçılarından Gianluca Malgeri'nin İstanbul'da açtığı ...
Yaşar Kemal Barışa Çağırıyor!
“Ne söylense sanki duyan yok, gören yok” diyen Yaşar Kemal, yeni kitabı ...
Türk ve Alman Sineması Nürnberg’de
17’nci Nürnberg Türk-Alman Film Festivali bugün başlıyor. Her iki ülkenin ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
CEV Şampiyonlar Ligi
DEAŞ
Kocan Kadar Konuş
Beycan ÜÇKARDEŞ
Okan Buruk
Kayseri Erciyesspor
serdar ortaç twitter
Nihat Zeybekci
Saadet