Cumhurbaşkanı Erdoğan, kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Türkiye 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan NATO'ya 12 kurucu devletin hemen ardından 12. üye olarak 1952 yılında katılmıştır. Ülkemiz NATO üyesi olurken aynı zamanda demokrasiden ekonomiye uzanan geniş bir alanda yeni bir tercihte bulunmuştur.
NATO içinde Amerika'dan sonra en büyük ikinci orduya ve en kritik stratejik konuma sahip olan Türkiye sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmiştir. Bölgesel krizler, terör, yakın dönemde de salgın gibi kritik sınamalarda NATO'nun üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun önemi bir kez daha görülmüştür.
NATO içinde Amerika'dan sonra en büyük ikinci orduya ve en kritik stratejik konuma sahip olan Türkiye sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmiştir. Bölgesel krizler, terör, yakın dönemde de salgın gibi kritik sınamalarda NATO'nun üzerine inşa edildiği ittifak ve dayanışma ruhunun önemi bir kez daha görülmüştür.
NATO 2030 sürecini bu bakımdan önemli görüyoruz. Zirve boyunca gerçekleştirdiğimiz temaslarda NATO askeri ve siyasi boyutlarıyla, günümüz şartlarına, beklentilere uygun geliştirilmesi gerektiğini muhataplarımızla paylaştık. NATO'nun sorumluluk alanlarıyla ilgili önceliklerimizi sunduk.
Kimi NATO üyelerinin 'iyi terörist, kötü terörist' ayrımının ne kadar yanlış, çarpık olduğunu her vesile ile ifade ettik. Suriye'de DEAŞ'a karşı tek gerçek ve netice verici mücadeleyi Türkiye'nin yaptığını herkese hatırlattık. Bu çerçevede 9 bine savaşçıyı sınır dışı ettiğimizi söyledik.
Güney sınırlarımızda bir başka terör örgütü üzerinden tehlikeli bir yapı oluşturma çabalarına asla izin vermeyeceğimizi kararlılıkla hatırlattık. Türkiye sınırları içinde ve ötesinde 9 milyonu bulan sığınmacıya sağladığı destek için katkı beklediğimizi anlattık.
Doğu Akdeniz, Kafkasya'da barış ve huzur için aldığımız inisiyatifi müttefiklerimizin dikkatine sunduk. NATO'dan ve müttefiklerden her alanda ülkemizin bu önemine ve katkısına uygun yaklaşım belgediğimizin altını bir kez daha çiziyoruz.
Türkiye en çok desteğe ihtiyaç duyduğu dönemde yalnız bırakılmasına rağmen NATO'nun önemini kabul etmektedir. Yükümlülüklerimizi yerine getirmeyi sürdürürken bir daha benzer sıkıntıların yaşanmaması hususunda tespit ve tekliflerimizi her fırsatta sürdüreceğiz.
İnşallah önümüzdeki dönemde hem ittifakta hem müttefiklerimizle daha yakın ve yapıcı işbirliği içinde olacağız. NATO zirvesi marjında çeşitli ülkelerin liderleriyle çok kapsamlı meseleleri ele aldık. Bu çerçevede 13 Haziran'da Litvanya Cumhurbaşkanı sayın Naseday, Letonya Cumhurbaşkanı, Macaristan Başbakanı sayın Orban'la, Fransa Cumhurbaşkanı sayın Macron'la, Birleşik Krallık Başbakanı sayın Johnson'la, sayın şansölye Merkel'le, sayın Miçotakis ve son olarak ABD Başkanı sayın Biden'la bir araya geldik.
Pek çok ülke lideriyle kısa süreli sohbet etme imkanı bulduk. Bugüne kadar çeşitli gerilimler yaşadığımız kimi isimler başta olmak üzere bir araya geldiğimiz liderlerle işbirliği alanları üzerinden gidilerek geliştirilmesi hususunda mutabık kaldık. Sayın Macron, sayın Miçotakis ve sayın Biden'la doğrudan temaslarımızı sıklaştırma kararı aldık.
"BIDEN'LA YENİ BİR DÖNEM BAŞLATMAK ÜZERE BİR ARAYA GELDİK"
Sayın Biden'la yaptığımız görüşme, kendisiyle göreve geldikten sonra ilk yüz yüze temasımız olması bakımından ayrıca önemliydi. 17 yıllık geçmişimiz olan sayın Biden'la bu kez ABD Başkanı sıfatıyla yeni bir dönemi başlatmak üzere bir araya geldik. Elbette ülkelerimizin arasında bilinen sorunları karşılıklı pozisyonlarımızı tekrar ortaya koyduk.
Bundan sonrası iş birliği alanlar hususunda çok kapsamlı, verimli görüş alışverişinde bulunduk. Muhatabımızla ABD ile üstesinden gelinemeyecek hiçbir meselemizin bulunmadığı, iş birliği alanlarımızın geniş ve kârlı olduğu üzerinde mutabık kaldık. Sayın Biden'da yaptığı açıklamalarda bu değerlendirmeleri paylaştı.
Sayın Biden'la yakaladığımız bu güzel iklimi ülkelerimiz bakımından maksimum faydaya dönüştürmekte kararlıyız. Bundan sonraki süreçte belirlediğimiz isimlerle önce kendileri bir araya gelsin, ardından da biz bir araya gelelim kararına vardık. Aramızdaki sorun başlıkları, karşılıkla hassasiyet ve beklentilerimizi zaman içinde çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum.
Türkiye'nin egemenlik haklarına saygı duyulması, sınırları içinde ve dışında terör örgütleri ile yürüttüğümüz mücadeleye destek verilmesi tek şartıdır.
Ülkemizin hiçbir devletle kurduğu ilişki diğerlerinin alternatifi değil tam tersine kendimiz, muhataplarımız, bölgemiz ve tüm insanlık için birbirlerinin tamamlayıcısı olarak görüyoruz. ABD ile olumlu ve yapıcı temelde yeni bir dönemin kapılarını araladığımıza inanıyoruz.
Brüksel'de Azerbaycan'daki programlarımız için Salı günü sabaha yakın Bakü'ye ulaştık. Birkaç saat sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı 'gardaşım' Aliyev'le birlikte Şuşa şehrine hareket ettik. Brüksel'den birlikte geldiğimiz heyet üyelerimizle birlikte kara yoluyla Şuşa'ya giderken işgal ve savaş döneminin yıkımlarını, acılarını, sonuçlarını görme imkanı bulduk.
Her tarafın nasıl yıkıldığını, yakıldığını gördük. Bütün bunlarla beraber bunların kalkıp özellikle dünyaya, birinci derecede Batı'ya 'Gelin lütfen Karabağ'ı görün'. Minsk Üçlüsü'nün buraları tekrar tekrar görmesi lazım. Kim nereleri 30 yılda ne hale getirmiş, bunu görün.
Çoğu Türkiye menşeili firmaların 5-6 ay gibi kısa sürede, zor bir coğrafyada başardıkları önemli işleri görünce ülkemiz adına gurur duydum. Şehir ve üretim altyapısının yeniden inşa edildiği bu bölgenin en geç 1 yıl içinde yepyeni bir çehreye kavuşacağına inanıyorum. Sayın Aliyev'de bu kararlılığı, bu inancı gördüm.
"AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİN SEVİNCİNE ORTAK OLDUK"
Bir kartal yuvası gibi yalçın kayaların üzerinde kurulu Şuşa'da Azerbaycanlı kardeşlerimizin azatlık sevincine biz de ortak olduk. Tarihi bölgedeki valilik binasında görüşmelerimizi yaptık. Azerbaycanlı gençlerimizin sergiledikleri gösterileri izledik. Şuşa en son kurtarılan, en çok mücadele verilen yerdir.
Şuşa'nın azatlığa kavuşması sadece bir toprak kazanımı olmanın ötesinde Azerbaycan için bir öneme sahiptir. İnşallah işgaldan kurtarılan tüm Karabağ ve Azerbaycan topraklarının en kısa sürede mamur edileceği günler yakındır.
Yıllarca vatan hasreti çeken Azerbaycanlı muhacir kardeşlerimizin en kısa sürede evlerine dönebilmeleri için Türkiye olarak bize düşen görevi yapıyoruz, yapmayı da sürdüreceğiz. Gardaşım Aliyev'le birlikte imzaladığımız ve dünyaya ilan ettiğimiz Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimizde yeni bir dönemi başlattık. Pekçok anlaşmayı yakın zamanda Türkiye ve Azerbaycan olarak imza altına alacak, kardeşliğimizin hukuki temelini daha da güçlendireceğiz.
Bölgenin yeniden huzura ve istikrara kavuşmasından en çok faydayı sağlayacaklardan biri de önlerine çıkan fırsatı değerlendirirlerse Ermenistan olacaktır.
Azerbaycanlı kardeşlerimizin bize olan samimi muhabbeti bizi ayrıca mutlu etti. Bu süreci hep birlikte Kafkaslar'da yeni bir dönemin başlangıcı haline getireceğiz.
Antalya'da Güneydoğu Avrupa İşbirliği'nin zirve toplantısını gerçekleştirdik. Örgütün 25. yıldönümü olması sebebiyle bu zirve ayrıca anlamlıydı. Kurulduğu günden beri bölgedeki siyasi sorunların diyalog yoluyla çözümü konusunda önemli misyon üstlenen bu yapının daha da geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Küresel, siyasi ve ekonomik sistemin yeniden yapılanma ihtiyacı bu süreçte yeniden gündeme gelmiştir. Uzun süredir dile getirdiğimiz yapısal dönüşüm tekniklerimizi burada bir kez daha ifade ettik. Ülkemizle ilgili eksen tartışmalarının gerisinde ortaya koyduğumuz insan öncelikli diplomasi dili ve uygulamaların kimi çevrelerde yol açtığı hazımsızlık vardı.
Dünyanın en kadim devlet geleneğine dolayısıyla da diplomasi kültürüne sahip ülkelerinden biri olarak kendimize yakışır şekilde mücadeleye devam edeceğiz.
"TÜRKİYE DÜNYANIN PARLAYAN YILDIZI"
Türkiye sağlık hizmetlerinden gıda zincirinin devamlılığına, kamu güvenliği ve sosyal dayanışmada salgın döneminin dünyanın parlayan yıldızı olmuştur. Kısıtlamaları, üretim ve istihdam üzerinde olumsuz etki yapamayacak şekilde uyguladık.
Sanayi üretimimiz yükselişini sürdürüyor. Yüksek teknoloji ürünleri üretimindeki artış ayrıca sevindiricidir. Ülkemizi yüksek teknoloji ürünlerinin pazarı değil, üreticisi yapma yolunda adım adım ilerliyoruz.
Salgın ve kuraklık nedeniyle hububat, et, süt yem fiyatlarını aşırı şekilde yükseltmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz, gerekli dersi vereceğiz. Toprak Mahsülleri Ofisi'ni devreye sokacağız. Salgın döneminde işlerine ara vermek veya sınırlandırmak zorunda kalan esnaflarımızı kısa çalışma ödeneği, kira ve ciro desteğine kadar pekçok yöntemle destekledik.
Turizm sektörüne verdiğimiz KDV desteğini 1 ay daha uzatıyoruz. Aşılamada dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer aldık. Haziran ayıyla birlikte Türkiye'nin bu cendereden kurturabilmesi için ne gerekiyorsa yaptık yapacağız. Hamdolsun oldukça iyi yere geldik. Bugün itibariyle 43 milyon doza yaklaşmıştır. Son 1 haftada nüfusuna oranla dünyada en çok aşı yapan ülke konumundayız.
30 yaşa kadar indirdiğimiz aşılama faaliyetlerini aynı hızla sürdüreceğiz. Hedef birkaç hafta içinde aşılamayı 18 yaş üstü nüfusumuzun tamamına yapmaktır. Türkiye'nin salgın krizini en az sıkıntıyla ilk atlatan ülkelerden biri olmasını sağlamak istiyoruz.
Virüsün yeni varyantları sebebiyle dünyadaki sıkıntılar bir miktar devam edecek olsa da Türkiye bu süreci başarıyla geride bırakacaktır. Birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktıkça üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur.
Bugünkü toplantımızda önümüzdeki dönemde uygulamaya geçireceğimiz hususların istişaresini yaptık.
1 Temmuz itibariyle sokağa çıkma kısıtlamalarını tümüyle kaldırıyoruz. Müzikle ilgili sınırlamayı 24.00'e çekiyoruz. Gece kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur. Şehir içi toplu taşımada sınırlamalar sona eriyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında normal mesai d üzenine geçiliyor.
Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı salgın yönetimi, çalışma rehberlerine uyulması takip edilecektir. HES kodu sürdürülecektir. Konuyla ilgili ayrıntılar İçişleri Bakanlığımızın genelgesinde yer alacaktır. Tüm kararların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sırası gelen herkesin aşı olması hayati öneme sahiptir. Vatandaşlarımdan aşı konusundaki maiplasyonlara itibar etmemelerini, bilim insanlarına kulak vermelerini istiyorum. Yerli aşı çalışmalarında birkaç ay içinde yaygın konuma gelmeyi ümit ediyorum. Temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek bu musibetin üstesinden hep birlikte geleceğiz.
Canla, başla fedakarca görev yapan sağlık çalışanlarımız, güvenlikçilerimize şükranlarımı sunuyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...