Afganistan'ın yoksul bölgelerinden Kairkot'ta yaşayan Zarka bir erkek şiddeti mağduru. Kocası, kıskançlık yüzünden Zarka'nın burnunu kesti.
Afganistan kadına yönelik ev içi şiddetin çok yüksek olduğu ülkelerden bir tanesi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun yaptığı bir araştırmaya göre ülkede kadın nüfusunun yüzde 87'si hayatlarında en az bir kere bir tür fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddetle karşılaşıyor.
Kocaları ya da erkek akrabalarından şiddet gören kadınlar arasında asitli veya bıçaklı saldırıya uğrayanlar da var.
10 yıldır evli olan ve altı yaşında da bir oğlu olan Zarka da o kadınlardan birisi. Kocası bir çakıyla Zarka'nın burnunu kesti.
Zarka bu saldırının ardından Kabil'de yüzünün eski halini alması amacıyla bir ameliyat geçirdi. Ancak Zarka, boşanırsa oğlunu kaybedeceğinden korkuyor.
"DAYAĞI RUTİN HALİNE GETİRDİ"
Tedavi sürecinden sonra BBC'ye konuşan Zarka, kocasından gördüğü şiddeti anlattı.
"Herkesten şüpheleniyordu" diyor. Kocasının kendisine yönelik yönelttiği suçlamaların ardından ise günlük bir rutin haline gelen fiziksel şiddetin geldiğini söylüyor.
"Bana ahlaksız biri olduğumu söyledi. Ona bunun doğru olmadığını söyledim" şeklinde konuşuyor.
28 yaşındaki kocasının onu dövmesine alışık olduğunu dile getiren Zarka, onun bu kadar ileri gideceğini hiç düşünmediğini ifade ediyor.
AMELİYATI ÜÇ SAAT SÜRDÜ
Zarka, tedavisinden sonra aynaya baktığında duyduğu memnuniyeti dile getiriyor: "Bugün aynada kendimi gördüğümde, burnum epeyce iyileşmişti."
Üç saat süren ameliyat sırasında lokal anestezi altındaydı.
Savaşın parçaladığı ülkede bu tür bir yüz rekonstrüksiyonunu yapabilen az sayıdaki cerrahtan biri olan Dr. Zalmay Han Ahmedzay, hastasının kaydettiği ilerlemeden memnun: "Ameliyatı çok başarılı geçti. Enfeksiyon yoktu - biraz iltihap vardı, ancak bu sorun olmadı."
Son on yılda kocaları, babaları ve erkek kardeşleri tarafından yaralanan düzinelerce kadın, Dr. Ahmadzai tarafından tedavi edildi.
Dr. Ahmedzay, yaşananları şu sözlerle değerlendiriyor: "İslam hukukunda yüz yaralanmalarına izin verilmez. Ama İslam'dan önce de var olan bu acımasız şiddet hâlâ devam ediyor."
UZUN YOLCULUK
Zarka, Kabil'in 250 kilometre güneyinde Pakistan sınırına yakın Kairkot bölgesinde çok fakir bir aileden geliyor. Okuma yazma bilmiyor.
Köyü etkin bir biçimde Taliban'ın kontrolü altında. Yerel politikacılar ve militanlar arasında yapılan hassas müzakereler, Zarka'nın Kabil'e tedavi için ulaşmasına yardımcı oldu.
Bu süre zarfında, Dr. Ahmedzay Covid-19'a yakalandı ve karısını salgın sebebiyle kaybetti. 49 yaşındaki doktor, ölümü sonrasında karısını Jalalabad kasabasına defnetti. Zarka, Kabil'e vardığında ise Dr. Ahmedzay işinin başına döndü.
"Bana geldiğinde durumu çok kötüydü. Burnu kötü bir şekilde iltihaplanmıştı" diyor Dr. Ahmadzai.
15 Haziran'da Zarka'yı inceleyen Dr. Ahmedzay sonrasında ona antiseptik ve anti-inflamatuar ilaçlar verdi. Solgun görünen ve kan değerleri yerinde olmayan hastasına çoklu vitamin tabletleri de veren Dr. Ahmedzay, yaklaşık beş hafta sonra Zarka'yı yeniden kabul etti ve onu 21 Temmuz'da ameliyat etti.
"EVLENDİĞİMDE YAŞIMI BİLE BİLMİYORDUM"
Kocasıyla akran olan Zarka, o güne kadar büyükbaş hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını söylüyor.
Onayı olmaksızın küçük yaşta amcası tarafından eşiyle nişanlandırıldığını anlatan Zarka, "Çok gençtim. Ne hayat hakkında bir şey biliyordum ne de evlilik hakkında. Bırak evliliği, kaç yaşında olduğumu bile bilmiyordum" diye konuşuyor.
TAKAS EVLİLİĞİ
Yıllar sonra, kocasının dört kız kardeşinden biriyle evlenen amcası tarafından takas edildiğini öğrenen Zarka evliliği için, "Amcam gelinin bedelini ödeyemedi. Bu yüzden de beni o evliliğe karşı takas olarak verdi" şeklinde konuşuyor
Afganistan'daki bazı ebeveynler kızlarıyla evlendiğinde damattan başlık parası alıyor. Yasadışı, ancak uygulama yaygın.
Düğünden sonra Zarka, kocasının tüm kız kardeşlerine de şiddetle saldırdığını fark eder, ancak neden olduğundan emin olamaz: "Uyuşturucu bağımlısı değildi, zihinsel sorunları da yoktu."
"ÖLÜM KORKUSUYLA YAŞADIM"
Evliliklerinin ilk yılında Zarka'nın kocası başka biriyle daha evlenmek ister.
O günleri, şu sözlerle anlatıyor Zarka: "Bana benden hoşlanmadığını ve başka biriyle evleneceğini söyledi. Ben de o halde evlen dedim."
Ama kocası gelinin bedelini ödeyecek kadar para biriktiremez. Zarka, kocasının bu andan itibaren hayal kırıklığı ve öfkesinin yarattığı sıkıntıyı taşıdığını söylüyor: "Beni dövüyordu ve ölüm korkusuyla yaşıyordum."
Kocasının fiziksel şiddeti artınca Zarka, babasına onu kurtarmasını söyler. Mayıs ayında da ailesinin evine kaçar. Kocası ise evden ayrılmadan önce kendisine söylemeyen Zarka'yı aramaya başlar.
"Bir gece kaldıktan sonra, büyük bir bıçakla sabah ailemin evine geldi. Babama beni kendisine teslim etmesini söyledi. Ama babam ve kuzenim, onlara bir kefil getirmemesi halinde beni kocama teslim etmeyeceklerini söyledi. Zaten kim ona kefil olabilirdi ki?"
Ama öyle olmaz. Kocası, Zarka'nın ailesine güvence veren kefillerle birlikte Zarka'yı evine götürür. Eve vardıklarında ise durum daha da kötüleşir.
"NEFES ALMAKTA ZORLANDIM"
"Ailemin evinden döndüğümde beni tekrar dövdü ve bıçaklayacağını söyledi" diye konuşan Zarka, kocasının kendisini burnunu kesmekle tehdit edince bir komşu evine kaçar.
Komşuları, Zarka'nın kocasını durdurur. Ancak bu geçici bir geri çekilme olur: "Ailemin evine götürme vaadinde bulundu. Ama önce kendi evimize gitmemiz gerektiğini söyledi."
Ancak bu bir tuzaktır. Kocası Zarka'yı başka bir boş eve götürür. Bahçeye sürüklenen Zarka, kocasının o anlarda bir de tüfeği olduğunu belirtiyor: "Neden kaçıyorsun diyerek beni kavradı. Küçük bir bahçeydi. Sözlerinden sonra cebinden çıkardığı bıçakla burnumu kesti."
Zarka, kocasının kendisine izin vermeden ailesinin evine gittiği için ona saldırdığını söylüyor: "Meğer bu durum onu rezil etmiş."
"Çok acı vericiydi ve çok kanamıştım. Ayrıca nefes almakta da zorlandım" diye anlatıyor o anlarını ve şöyle devam ediyor: "Çığlıklarını duyan yakındaki evlerden insanlar yardım etmeye geldi. Bir komşu burnunun dilimlenmiş parçalarını bulmayı başardı. Yaşadığımız yerdeki bir doktora gittik, ancak doktor kopan burnumun yeniden bağlamanın mümkün olmayacağını söyledi."
AİLESİNDEN İNTİKAM ÇAĞRISI
Zarka, saldırı sonrasında iyileşmeye çalışırken kendisini 'kalbi kırılmış' ve 'çirkin' hissettiğini söylüyor.
Babası ve erkek akrabaları ise saldırı sonrasında kocasından intikam almak isterler, ancak kocasını bulamazlar.
Zarka, "Ailem çok sinirlendi. Bunu nasıl yapabileceğini merak ettiler ve onu bulurlarsa öldürmekle tehdit ettiler. Babam ve amcalarım ona kefil olanların evlerine ateş açtı" sözleriyle ailesinin tepkisini anlatıyor.
Ancak polis kocasını ailesinden önce yakalar ve cezaevine koyar.
Zarka yaşadığı yerdeki hastanede tedavi edilmeye başlar. Ancak tedavi süreci yeterli olmaktan uzak kalır ve hastane de rekonstrüktif cerrahi açısından çaresiz olduğunu belirtir.
"Ameliyatta hangi şekli verirlerse versinler. Seveceğim. Sadece bir burnum olsun yeter" şeklinde düşündüğünü söyleyen Zarka'nın yüzü kanlı bir fotoğrafı sosyal medyada yayılır. Ardından da fotoğraf Dr. Ahmadzai'nin dikkatini çeker.
Sosyal medyada Zarka'ya ücretsiz bir hizmet vereceğini duyuran Dr. Ahmadzai, aynı zamanda Zarka'nın ikamet ettiği eyalet yetkilileriyle de temasa geçer ve Zarka'nın Kabil'e getirilmesini sağlar.
"DAHA DA İYİYE GİDECEK"
"Önce burnunun orta kısmında bıçakla kesilmiş yerden çalışmaya başladık" diyen Dr. Ahmadzai ameliyatı şöyle anlatıyor: "Nazolabial kıvrımlardan (burun çevresindeki deri) doku aldık ve rekonstrüksiyon ameliyatı yaptık."
Ameliyat lokal anestezi altında yapıldı ve Zarka neler olduğunu biliyordu.
"Doktor bana iyileşeceğimi ve burnumu geri alacağımı söyledi. İki aydır duymak istediğim şey buydu" diyen Zarka'nın tedavini sürecini Dr. Ahmadzai yakından izliyor. Dr. Ahmadzai, İhtiyaç olması halinde ise lazer tedavisi veya silikon implantlar uygulayacağını söylüyor.
Normal şartlar altında Afganistan'da böyle bir ameliyattan 2 bin dolar alınacağını ifade eden Dr. Ahmadzai, Zarka'ya 500 dolarlık da ilaç yardımı yaptı. Zarka'nın geleceği konusunda iyimse olan Dr. Ahmadzai, "Kan akışı normal. Sinirler de iş görecek" diyor.
"TEK ENDİŞEM ÇOCUĞUM"
Zarka, hala kocasının ailesiyle olan oğlu için endişeleniyor.
"Üç aydır oğlum Mashooq'u görmedim. Onu çok seviyorum. Oğlumun benimle olmasını istiyorum," diyen Zarka, babasının vahşetine doğrudan tanık olmadığı için oğlu için mutlu.
Zarka'nın oğlu şu anda kocasının annesinin yanında. Ama hâlâ tam olarak nerede olduğunu bilmiyor. Zarka'nın para kazanmaması sebebiyle yerel yasalar velayeti babaya veriyor
Oğluyla ayrı düşmenin kendisine zarar verdiğini aktaran Zarka, "Onu çok özlüyorum, ne zaman bir şey yesem aklıma geliyor" diyor.
Zarka'nın babası ve amcası ise, oğlunu ziyaret bahanesiyle evine döndüğünde kocasının yapabileceklerinden dolayı endişeli.
Zarka, "Bu yüzden çocuğu bırak dediler, ama yapamam" diyor. Hiçbir şart altında kocasına da geri dönmeyeceğini ifade ediyor:
"Ondan özgür olmak istiyorum. Artık kocamla yaşamak istemiyorum. Boşanma davası açtığımda çocuğun bana verilmeyeceğini düşünüyorum. Tek endişem bu" diyor.
Kaynak: BBC
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...