Ankara’da, 2017-2018 arasında yaşanan olayda o dönem ikinci sınıfta olan Y.E.’yi (11) annesi S.E., tamir malzemesi alması için karşı komşularına gönderdi. Kapıyı açan F.K.(60), eşinin alt katta olduğunu söyleyerek küçük kızı evin alt katına götürdü. Burada Y.E.’nin özel bölgelerine dokunan F.K., küçük kıza cinsel istismarda bulundu. Aradan geçen iki haftanın ardından Y.E. bu defa evinin yakınında bulunan parkta köpeğini gezdirdiği sırada F.K. tarafından istismar edildi.
PSİKOLOJİSİ BOZULDU
Küçük kız, korkusundan yaşadığı kabusu kimseyle paylaşamadı. Bir gün okulda sohbet ettiği kız arkadaşı, kendisinin uğradığı cinsel istismarı Y.E.’ye anlattı. Kız arkadaşının anlattıklarıyla, kendi yaşadıkları arasında benzerlikler olduğunu fark eden küçük kız, kendisini istismar eden F.K.’nin de davetli olduğu doğum günü partisinden önce annesine yaşadıklarını anlatan bir mektup verdi.
Aile, cinsel istismarı öğrenmesinin ardından soluğu adliyede aldı. F.K. hakkında başlatılan soruşturmanın ardından, “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” suçundan iddianame hazırlandı. Savcının itirazına rağmen F.K.’nın tutuksuz yargılanmasına karar verildi.
"ÖLMEK İSTİYORUM"
19 Kasım’da görülen davanın ilk duruşmasında dinlenen anne S.E., kızının 1. ve 2. sınıfta başarılı olduğunu, ancak 3. sınıftan itibaren bazı psikolojik sorunlar yaşamaya başladığını söyledi: “2020’nin başında ‘bazen ölmek istiyorum’ şeklinde sözler söylüyordu. Kendisine neden kızım? diye sorduğumda, ‘Eski günler aklıma geliyor’ diyordu. Fakat anlatmıyordu. Olayın ilk çıkışı kızımın doğum gününde oldu. Bazı komşularla birlikte sanık ve eşini de davet etmiştik. Misafirler gelmeden kızım bana, ‘Anne sana bir mektup vereceğim’ diyerek mektubu verdi. Sanığın kızıma istismarda bulunduğuna ilişkin yazılar yazıyordu, okuyunca şoka girdim, ağlama krizine girdim.”
F.K. ise ifadesinde suçlamaları kesinlikle kabul etmediğini söyledi.
"ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZİYOR"
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak davayı üstlenen Y.E.’nin avukatı Volkan Berber şunları söyledi:
“Dosyadaki en üzücü detaylardan birisi mektup. Mektup içeriğinde küçük kız deyim yerindeyse ailesine kendisine inanmaları için yalvarıyor. Sanık, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hâkimliği’ne sevk ediliyor. Sulh Ceza Hâkimliği, bu tutuklama talebini reddediyor. Savcılık tarafından tutuklama talebinin reddi kararına itiraz edilse de sonuç alınamıyor. Fail hakkında ev hapsi uygulanıyor. Daha sonrasında ise ev hapsi dahi kaldırılarak deyim yerindeyse fail elini kolunu sallayarak gezer hale geliyor. Fail ile mağdur ailesi arasında bir husumet bulunmadığı gibi iftira atmasını gerektirir bir durum söz konusu değil. Kaldı ki mağdur olayları kurgulayabilecek, iftira atabilecek yaşta da değil.”
KAYNAK: MİLLİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...