VEYSİ İPEK / CNA
DEP eski milletvekili Leyla Zana, Türkiye ve yurtdışında yaptığı 9 ayrı konuşma nedeniyle 60 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi verdiği 10 yıl hapis cezasını gerekçesini açıkladı.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi hazırladığı 60 sayfalık gerekçeli kararında, sanık Zana’nın, her konuşmasında, terör örgütünün destekçisi olduğunu belli ettiği ve örgüte manevi destek sağlamak kastıyla hareket ettiği vurgulandı.
Sanık Leyla Zana’nın PKK lideri Abdullah Öcalan ‘Kürt halk önderi’ olarak topluma lanse etmeye çalıştığını ve tek muhatap olarak görülmesi yönünde propaganda yaptığının belirtildiği gerekçeli kararda şöyle denildi: “PKK/KONGRA-GEL terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’dan hitap şekli olarak ‘Önderlik, Başkan, Kürt Halk önderi’ söylemler ile sözde ülkemizde yaşayan Kürt halkının önderi ve başkanıymış gibi lanse edilerek muhatap olarak tek kişinin önderlik olduğu, örgüte müzahir kitleler tarafından yapılan basın açıklamaları ve mitinglerde de bu şekilde hitap edilerek bunun sürekli olarak halk arasında yaygınlaştırmak, Abdullah Öcalan’ın Kürt halkını temsil ettiği, Kürt halkının siyasi iradesi olduğu ve Kürt halk önderi olarak kamuoyuna lanse edilmeye çalışılma faaliyetlerine iştirak ettiği, yine PKK terör örgütünün başlatmış olduğu Edi Bese (Artık Yeter) adlı kampanyaya katılarak destek verdiği, sanığın her eyleminde örgütün destekçisi olduğunu belli etmiştir.”
Mahkeme Zana’nın daha öncede terör örgütü üyesi suçundan ceza almasına karışın, bu 9 eylemle aynı suçları işlemeye devam ettiği ifade ettiği gerekçeli kararında şöyle devam etti: “Bu itibarla terör örgütüne manevi destek vermek ve sağlamak kastıyla hareket edip sanığın faaliyetlerinin Mahkememizce kûl olarak değerlendirilmesinde, hakkında daha önceden yasadışı PKK terör örgütünün üyesi olmak suçundan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 09.03.2007 tarih 2004/343 Esas 2007/67 Karar sayılı ilâmıyla kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü bulunan sanığın cezasının infazından sonra da örgütle organik bağını kesmeyerek örgütsel faaliyetlerine devam ettiği, örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında ulusal ve uluslararası platformlarda yapmış olduğu örgüt propagandasını içerir konuşmalarıyla örgütün destekçisi olduğunu açık bir şekilde belli ettiği, terör örgütüne manevi destek verdiği, örgütü ve mensuplarını sahiplenme kastıyla hareket eden sanığın propaganda kastını aşarak terör örgütünün amaç ve hedeflerine ulaşması maksadıyla destek sağlamaya çalıştığı, öncesinde PKK terör örgütünün üyesi olan sanığın eylem ve faaliyetlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kanaatine varılmakla eylemine uyan terör örgütü üyesi olmak suçundan dolayı cezalandırıldı.”
VARŞOVA SÖZLEŞMESİ ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Leyla Zana’nın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için başvurmadığını ve başvurması halinde ise aynı suçla işleyemeye devam ettiği için ret edileceğinin vurgulandığı kararda: “Sanığın her bir suç tarihinde yapmış olduğu konuşma ve açıklamalarının, düşünceyi açıklama hürriyeti ve yayma özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği. Anayasa ve yasalarla tanınmış hak ve hürriyetlerin, bu hakları tanıyan demokratik toplum ve düzenini yıkmak, değiştirmek veya iş bu hak ve hürriyeti tanıyan demokratik topluma karşı kullanılamayacağı, hukuki mevzuat bölümünde genişçe açıklandığı üzere Varşova Sözleşmesinde de belirtildiği gibi ‘kendisinde cebir ve şiddet ifadesi bulunmayan fakat işlenmiş bulunan bir terör suçunun haklı nedenlere dayandığını açıklayan’ ifadelerinin hiçbir demokratik hukuk düzeninde himaye edilemeyeceğidir” denildi.
Kararda, sanık Leyla Zana'nın yurt içi ve yurt dışında katıldığı her miting, toplantı, basın açıklaması ve uluslararası toplantılarda örgütün istemlerine uyarak hareket ettiği belirtilerek, “Sanık, yurtta ve yurt dışında katılmış olduğu toplantılarda ve yargılamanın tüm aşamalarındaki savunmalarında ısrarlı bir şekilde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan için ‘Kürt halk önderi, Kürtlerin lideri, Kürtlerin iradesi’ şeklinde ifadeler kullanmış, terör örgütü PKK’yı da terör örgütü olarak görmediğini, ‘bir çığlığın sesi’ olarak gördüğünü belirtmiştir” sözlerinin altı çizildi.
Savunma hakkının kısıtlanmaması amacıyla sanık avukatlarının duruşmalara katılımlarının sağlandığı kaydedilen kararda, avukatlara savunma hazırlamaları için 2 kez süre verildiği belirtildi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...