Hükümetin bir yılı aşkın bir zamandır IMF ile yürüttüğü müzakereler sürerken Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ilginç bir açıklama yaparak, “2010 yılında yürütülecek para ve kur politikasını belirlerken IMF ile bir anlaşma olmayacağını öngördüklerini” söyledi.
IMF’siz faiz artar
Yılmaz, dün düzenlediği basın toplantısında Merkez Bankası’nın 2010 yılında izleyeceği para ve kur politikası hakkında bilgi verdi. Yılmaz, kamuoyuna açıklanan 2010 yılı baz senaryonun IMF ile bir anlaşmayı içerip içermediğine ilişkin soruya, “Sizlerle paylaştığımız baz senaryoda, IMF ile bir anlaşma olmayacağı esas alınıyor” dedi. Durmuş Yılmaz, “Eğer bir anlaşma olursa nasıl bir resim ortaya çıkacağını söyledim. Olacak mı olmayacak mı sorusuna benden net cevap istiyorsanız, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanından farklı bir şey söylemem: Görüşmeler devam ediyor. Ancak bizim senaryomuzda IMF ile herhangi bir anlaşma olmayacağı öngörülmüştür” diye konuştu.
IMF’den kaynak gelmemesi durumunda boçlanma ihtiyacının artarak faiz üzerinde yukarı yönlü etki yaratıp yaratmayacağı sorusuna ise Başkan Yılmaz, “Devletin borç verenler üzerindeki talebi artarsa, bunun uzun vadeli faizler üzerinde etkisi olacağı kesin. Dolayısıyla sorunuzun cevabı evet” dedi. Yılmaz, bir başka soru üzerine de yıl içinde IMF ile anlaşma olmayıp Hazine’nin borç çevirme oranının yükselmesinin faiz oranları üzerine baskı yapacağını tekrarladı.
Başkan Yılmaz’ın konuşması sırasında kriz sürecini kastederek sık sık “Merkez Bankası bu süreçte basiretli bir politika yönetmiştir ve üzerine düşeni yapmıştır“ vurgusu yapması üzerine bir gazeteci bu vurguya neden gerek duyduğunu sordu. Yılmaz, her yönden eleştiri aldıklarını belirterek, ”Kurla ilgili olarak bazı siyasilerin söylemleri belli, odaların söyledikleri belli, ihracatçılarımızın söyledikleri belli. Faizle ilgili zaman zaman görüş bildiriyorlar. Bunlar gayet doğal, işin akışının içinde yer alması gereken hususlar. Herkesin bize dönüp ’aferin iyi yapıyorsun’ demesini beklemiyoruz“ diye konuştu.
Tünelin ucundaki güneş ışığı olabilir
* MB Başkanı Durmuş Yılmaz, Haziran ayında yaptığı konuşmada ”İhtiyatlı olalım. Tünelin ucundaki ışık araba ışığı olabilir“ demişti. Yılmaz dün yine tünel sorusu sorulunca bu kez ”Tünelin ucundaki ışığın güneş ışığı olma ihtimali artıyor“ diye konuştu.
Merkez’in DİBS kararı piyasaları rahatlattı
Başkan Yılmaz, 2010 yılında MB’nin 2001 yılında aldığı devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) itfasının geleceğinin hatırlatılması ve ”Merkez Bankası tekrar Hazine’yi fonlayacak mı?“ diye sorulması üzerine şu yanıtı verdi: Hazine ile Merkez Bankası arasında 2001 krizinden bu tarafa, dikkatli, hesaplı ve de mesafeli bir işbirliği var. Bu işbirliği çerçevesinde işlerimizi yürütüyoruz. Büyük ihtimalle 2010’da 8 milyar liralık DİBS alımı tamamlanır.
Merkez Bankası internet sitesindeki DİBS alımlarının ayrıntısı notlarına göre alımlar belli bir vadede toplanmayacak. 23 Aralık’tan 23 Haziran’a kadar haftada 2 kez yapılacak. 50 ihalede 100’er milyon TL’den toplam 5 milyar TL’Lik DİBS alınmış olacak. 3 milyar TL’nin alım takvimi ile ilgili açıklama yapılmadı. Alınacak DİBS’lerin vadesi ise 1 yılla 5 yıl arasında olacak.
Bu takvim piyasalar üzerindeki tedirginliği de aldı. Her hafta 100 milyon TL’lik alımların faizler üzerinde bir etki yaratmayacağı belirtiliyor.
İşte politikanın temel unsurları
* MB, 2010 yılı ortasına kadar enflasyonun dönem dönem dalgalanarak yükselmesini bekliyor. Başkan Yılmaz, “2010 yılı ikinci yarısında enflasyonun tekrar kademeli düşüş seyrine geçeceğini öngörüyoruz” dedi.
* 2010 yılında enflasyon hedeflemesi ve dalgalı kur rejimi devam edecek
* Bugüne kadar TÜİK tarafından açıklanan “kapasite kullanım oranı” 2010 yılından itibaren Merkez Bankası tarafından yayımlanacak.
* 2009 yılı enflasyonu hedefin altında kalacak. Ancak belirsizlik aralığının altına düşmeyecek.
* MB’nin temel politika aracı, kendi bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Repo-Ters Repo Pazarı’nda uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranları olacak. MB gerekli görüldüğü durumlarda, zorunlu karşılık oranlarını azaltacak ya da artıracak. Diğer likidite araçlarının da destekleyici olarak kullanacak.
* 2008 yılı içinde Hükümet ile varılan mutabakata paralel olarak, 2010 ve 2011 yılları için enflasyon hedefleri yüzde 6,5 ve yüzde 5,5 olarak belirlendi. 2012 yıl sonu hedefi ise, ekonomide orta vadede devam etmesi öngörülen yapısal düzenlemeler, uzun yıllar yüksek enflasyonla yaşamanın getirdiği katılıklar ve gelişmiş ülkelere yakınsama süreci gibi unsurlar göz önüne alınarak, yine Hükümetle birlikte yüzde 5 olarak belirlendi.
* 2010 yılında da döviz likidite koşullarında önemli farklılaşmalar görülmedikçe döviz alım ihalelerine, günlük 30 milyon dolar ihale ve 30 milyon dolar opsiyon olmak üzere en fazla 60 milyon dolar olarak devam edilecek.
* Döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde dalgalı döviz kuru rejimi ile çelişmeyecek şekilde tekrar döviz satım ihaleleri düzenlenebilecek, bankaların Döviz ve Efektif Piyasaları’nda işlem yapma limitleri artırılabilecek ve yabancı para zorunlu karşılık oranları sınırlı bir miktar daha indirilebilecek. Aksi yönde de müdahaleler olabilecek. (vatan)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...