Merkez Bankası'nın Finansal İstikrar Raporu'nda küresel piyasalarda yaşanabilecek yeni şokların finansal istikrara yönelik en önemli risk olduğuna dikkat çekilirken, diğer iki önemli risk olarak yüksek işsizlik ve beklenen yavaş yaşanabilecek ekonomik toparlanmayı işaret etti.
Merkez Bankası, (MB), önümüzdeki dönemde finansal istikrara yönelik en önemli risklerin, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın beklenenden yavaş olması, yüksek işsizlik oranları ile küresel finansal piyasalarda yaşanabilecek yeni şoklar olduğuna dikkati çekti. Küresel kriz dolayısıyla bankaların sermaye yapılarını güçlü tutmalarının büyük önem taşıdığı vurgulanırken, bu çerçevede bankaların kârlarını bünyelerinde bırakmalarının olumlu bir gelişme olduğuna dikkat çekildi.
Kamu borçlanması sınırlanmalı
Buna karşılık raporda kamuya bazı uyarılar yapıldığı da dikkatlerden kaçmadı. Kriz nedeniyle 2009'da bütçe açığındaki artışı sonucunda, kamunun borçlanma gereğinin yükseldiğine dikkat çekildi. Bütçe açıklarının önümüzdeki dönemlerde mali sürdürülebilirlik kaygılarını artırmasının engellenmesi için kısa vadedeki mali genişlemenin orta vadede telafi edilmesi gerektiğine dikkat çekilen FİR'de, "Önümüzdeki dönemde kamu borçlanma gereksiniminin kontrol altına alınması ve borcun sürdürülebilirliğine ilişkin kaygıların engellenmesi için Orta Vadeli Program'da öngörülen tedbirlerin kararlılıkla uygulanması büyük önem arz etmektedir" ifadelerine yer verildi.
Finansörler borç ödedi
Merkez Bankası "Finansal İstikrar Raporu'nun" ikinci sayısı yayımlandı. Raporda, düşen cari açığın finansman yapısının da kriz etkisiyle değişikliğe uğradığı vurgulandı. Önceki dönemlerde yurtdışından kaynakla cari açığı finanse eden özel sektörün, son dönemde borç geri ödemesine odaklandığı belirtilirken, doğrudan yatırımların cari açık finansmanındaki payının arttığına vurgu yapıldı. Raporun dikkat çeken bir diğer önemli ayrıntısı, ülkeden portföy kaçışı yaşandığı dönemde net hata noksan kaleminde gerçekleşen yüksek artıştı. Merkez Bankası bu yüksek artışa sebep olarak, kur farkının yanında yurt içi bankacılık sistemi dışında tutulan efektif tasarrufun bankalara TL karşılığı satılmasını gösterdi. Ayrıca, 2009 yılında gerçekleşen doğrudan yatırım girişlerinin önemli kısmını 2008'de yapılan enerji sektörü özelleştirmelerine ilişkin ödemelerin oluşturduğu hatırlatıldı.
Kur riskini kriz sınırladı
2008 yılı sonuyla kıyaslandığında reel sektörün yurt dışındaki yabancı ticari bankalar ile diğer kuruluşlardan kullandığı kredilerde kayda değer bir değişim olmadığı görülürken, bu gelişmede, dış finansman imkanlarının daralması ve maliyetlerinin artmasının yanı sıra yurtiçi kredi piyasası ve iktisadi faaliyetteki daralmaya bağlı olarak gerek bankacılık sektörünün gerekse banka dışı kesimin dış finansman ihtiyacının azalması da rol oynadı.
Firmaların satış gelirlerinin düşmesine bağlı olarak faaliyet kârlılığının azaldığı ve ödeme güçlerinin zayıfladığına dikkat çekilirken, Türk Lirasının değerinin son dönemlerde istikrar kazanması, yabancı para kredileri ve açık pozisyonu yüksek firmaların ödeme güçlerinin daha fazla bozulmasını sınırladığı kaydedildi. Reel sektörün finansal borçlarının, 2009 yılı Eylül ayı itibarıyla 339,6 milyar lira olarak gerçekleştiği belirtilerken, bunun yaklaşık yüzde 61,1'i yabancı para cinsinden olduğu ve kurlardaki değişimlerin reel sektörün finansal yapısını önemli ölçüde etkilediği kaydedildi.
KGF, KOBİ kredisini artırır
Raporda, Türk bankacılık sektörünün güçlü yapısını koruduğu ve Türk bankalarının sermaye yapılarının son dönemlerdeki yüksek kârların da katkısıyla daha da güçlenmesinin kredi kullandırma kapasitelerini artırdığı kaydedildi. Son aylarda konut kredilerinde başlayan ivmelenmenin önümüzdeki dönemde Kredi Garanti Fonu'na (KGF) verilen desteğin de devreye girmesiyle KOBİ kredilerinde de görülebileceği ve genel olarak kredilerde de kademeli bir iyileşme olmasının beklendiği vurgulandı. Bankaların tahsili gecikmiş alacakların (TGA) artmaya devam etmekte olduğu ancak, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın kademeli olacağı göz önüne alındığında, bu artışın bir süre daha devam edebileceğine dikkat çekildi.
Banka kârlarının formülü
Merkez Bankası'nın raporunda bankaların elde ettiği yüksek kârların matematiğine de yer verildi. Bankaların faizde yaşanan düşüşü kredilere aynı ölçüde yansıtmadığına dikkati çeken Merkez Bankası, banka kârlarındaki artışın önemli bir sebebi olarak da fonlama maliyetlerindeki azalışa rağmen uzun vadeli kredi maliyetlerinin aynı ölçüde indirilmemesini gösterdi. Rapora göre bankaların mevduata ödediği faizde yaşanan düşüş, kredilerden aldığı faizdeki düşüşten çok daha keskin oldu. Kredi faizleri yüzde 22'lerden yüzde 18'lere geriledi. Mevduata ödediği faizler ise yüzde 16'lardan yüzde 10'lara geriledi.
Mali disiplin önemli
Önümüzdeki dönemde uygulanması gereken politikalar hakkında bilgi verilerken, bütçe açıklarının mali sürdürülebilirlik kaygılarını artırmasının engellenmesi için kısa vadedeki mali genişlemenin orta vadede telafi edilmesinin gerekli olduğuna dikkat çekildi. Bu çerçevede, Orta Vadeli Programda 2010-2012 yıllarında kriz döneminde hızla artan bütçe açıklarını kademeli bir şekilde azaltmayı amaçlayan tutarlı bir çerçeve sunulduğu hatırlatıldı. Raporda, alınan parasal tedbirlerin orta vadede mali disiplin ve yapısal düzenlemelerle desteklenmesinin büyük önem taşıdığı kaydedildi.
Temmettü ödenmemesi sermaye rasyosunu iyileştiriyor
Rapora göre, mevduat bankalarının 2008 yılı için ödenen temettü tutarları, 2007 sonuna göre yüzde 57,1 gerileyerek, 2 milyar TL oldu. 2007 yılı sonunda yüzde 34,6 olan mevduat bankalarının temettü ödeme oranı ise 2008 sonunda yüzde 16,6'ya geriledi. Yapılan bir analizde 2007 ve 2008 yılları kârından hiç temettü ödenmemesi veya bir kısmının ödenmesi durumlarının mevduat bankalarının birincil sermaye rasyolarının üzerinde yaratacağı etkiler incelendi. Buna göre, 2008 yılı kârından temettü ödemesinin hiç yapılmaması durumunda, 2009 yılı eylül ayı itibarıyla mevcut yüzde 16,6 olan birincil sermaye rasyosunun yüzde 17'ye yükselirken, 2008 yılı karının yüzde 50'sinin temettü olarak dağıtılması durumunda ise yüzde 15,8'e indiğine dikkat çekildi.