Arap Baharı’nın dikkat çeken en önemli konularından biri de demokrasi ve özgürlük talepleriyle kadınların meydanlarda mücadele etmeleriydi. Bu nedenle de Arap Baharı’nın başından bu yana süreçte aktif rol üstlenen kadınların durumu, eylemlerdeki direnişleri ve bunun neticesinde Ortadoğu’da yeni oluşacak rejimlerde kadınların nasıl yer alacağı çeşitli veçhelerde tartışıldı. Açıkçası Arap Baharı diye adlandırılan ve radikal solcu filozof Slavoj Zizek tarafından da devrimin ayak sesleri olarak tanımlanan bahardan geriye ne kadınlar, ne eşcinseller, ne solcular, ne de demokratlar için pek umut vaat eden izler kalmadı.
Örneğin Arap nüfusunun en yoğun yaşadığı ve en güçlü ülkesi diyebileceğimiz Mısır’da yapılan son seçim sonuçlarına göre; Mısır parlamentosunda Müslüman Kardeşler yüzde 46 oyla ezici bir çoğunluk kazanırken; sol ve liberal partilerden oluşan Mısır Bloku yüzde 6 oy aldı. Eski liberal parti Wafd ise ancak yüzde 7 oy alabildi. Bu seçim sonuçları ertesinde dünya gündemi de bundan sonraki süreçte İslamcı bir partinin Mısır’ın demokratikleş(tiril)mesinde nasıl bir sınav vereceğine ilişkin sorulara kilitlendi. Ancak bu sınavla ilgili ilk olumsuz sonuçlar kadın hakları konusunda alındı. Örneğin Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu ve Kuzey Afrika geçici direktörü Philip Luther, Mısır parlamentosunun toplantısının hemen ardından yaptığı açıklamada, Mısır’da yapılacak olan anayasal değişikliklerde parlamento üyelerinin en dirençli oldukları konunun kadın hakları olmasına şöyle dikkat çekti: “Yeni Parlamento’nun bu haftaki ilk oturumunda, birçok önde gelen partilinin bize söz vermesi ve adil yargılanmayı güvence altına alma, yoksul mahallelerde yaşayanların haklarını koruma ve işkence ile mücadele konusundaki istekli sözlerin altına imza atmaya hazır olması cesaret verici. Fakat bazı partilerin kadınlar için eşit haklar sağlamayı reddetmesi rahatsız edici.” Nitekim, Hüsnü Mübarek’in devrilmesi sürecinde aktif rol alan kadınlar, Mübarek ertesinde yeni anayasanın yapılabilmesi için kurulan anayasa komisyonunda kendilerine bir kişilik bile yer bulamadı. Mısır’ın önde gelen 63 kadın örgütü bir araya gelerek bunu protesto etti ve “Mısırlı kadınlar devrime eşit ve kalabalık şekilde katıldı; yeni Mısır’ın inşaasında da yer almaya hakları var” dediler. Ama sesleri erkekler tarafından pek duyulmamış olacak ki hiçbir sonuç alamadılar.
Eskisinden de kötü
Ayrıca, 1979’dan bu yana Mısır meclisinde kadın milletvekili adayları için ayrılan kota, yeni yönetim tarafından da seçimler öncesinde kaldırıldı. Meydanlara çıkan kadınların en önemli taleplerinden biri olan kotanın kaldırılmasıyla, son seçimlerde Mısır Halk Meclisi’nde sadece yedi seçilmiş, dört atanmış toplamda 11 kadın milletvekili temsil imkanına sahip oldu. Bu da meclisin yüzde 2’si anlamına geliyor. Bu oran yüzde 18 olan küresel ortalamanın çok gerisinde. Aynı zamanda, seçim sonuçları Mısır’ın, yüzde 9.6 olan Arap ülkeleri ortalamasına ulaşabilmek için bile daha çok yol alması gerektiğini ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler’den sonra, dünyada en fazla üyeye sahip olan İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkeler arasında ise bu oran yüzde 12 ile 13 arasında.
Hezimet
En son, 23-24 Aralık 2011 tarihleri arasında Türkiye’de düzenlenen “Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü” başlıklı toplantıda, daha seçim sonuçları açıklanmadan Ortadoğulu kadınlar bugün Mısır’da kadınların durumunun eskisinden daha kötü olduğunu söylediler. Özgürleşme ve demokratikleşme talepleriyle çıktıkları meydanlardan, parlamentoya dönerken kadın hakları bağlamında yapılan tartışmaların “çok eşlilik” etrafında şekillenmesinin kendilerinde yarattığı hezimeti aktardılar. Geçen yıl meydanlarda, kadın ve erkeklerin birlikte başlattığı Mısır’daki ayaklanma çok önemsenmişti. Çünkü en geniş Arap nüfusuna sahip olan ülke olarak Mısır’da meydana gelecek bir değişikliğin tüm Arap dünyasını etkileyeceği söyleniyordu. Ancak seçim sonuçlarının kadınların temsili açısından yarattığı olumsuz durum, ayaklanmaların henüz kadınlara baharı getirmediğini, yakın dönemde de getiremeyeceğini ortaya koydu.
(KAOSGL)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...