MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye gazetesinin 50. yılı için kaleme aldığı yazısında, gazeteye yönelik tebriklerini sıraladı.
MHP Lideri Bahçeli, Türkiye gazetesini kutlarken Türkiye gazetesinde köşe yazan Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin Atatürk’e yönelik ifadeleri MHP’yi ayağa kaldırdı.
Ekrem Buğra Ekinci, önceki günkü yazısında Meclis’in kuruluşunu konu aldı.
Yazısında Padişah’a övgüler dizen Ekinci, “Atatürk’ün İngilizlerle çıkar birliğinin bulunduğunu” ima etti. Aynı zamanda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyesi olan yazar, İngilizlerin İstanbul’da toplanan Meclis-i Mebusan’ı, Ankara hükümetinin, yani Atatürk’ün önünü açmak için dağıttığını savundu.
ATATÜRK’E “DİKTATÖR” YAKIŞTIRMASI
Meclis açıldıktan sonra Atatürk’ün şahıs diktatörlüğü kurduğunu, Padişah’ın ipini çekerek sivil darbe yaptığını iddia eden Ekinci, Duvardan “Onların işleri meşveret iledir” âyeti indirilip, yerine “Hâkimiyet milletindir” yazısı asılmıştır ifadeleriyle bu karardan duyduğu rahatsızlığı da dile getirdi.
Öte yandan Ekinci’nin yazısının başlığında “Türkiye” demeden, “Ankara Meclisi 100 yaşında” ifadeleriyle Meclis’i küçümsemesi de dikkat çekti.
“YA GERÇEKTEN CAHİLSİN YA DA…”
Türkiye gazetesi yazarı Ekinci’nin Atatürk’e yönelik ifadeleri MHP’lilerin tepkisini çekti.
MHP’ye yakın Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu büyük Atatürk ve kurucu Meclise yönelik hasmane ve kindar ifadelerde bulunulmasına tepki gösterdi.
Bu hakaretleri toplumun gözü önünde bulunan ve akademik unvan taşıyanların da yapmasının daha üzücü olduğunu dile getiren Geylan, isim vermeden Atatürk’ü diktatör olmakla itham edenlere seslenerek “Emin ol, eğer ki bir diktatorya sözkonusu olsaydı, senin gibi cedd-i muallaklar 100 yıl sonra kinlerini hala kusabiliyor olmazdı!” dedi.
Genel Başkan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamasında şunları ifade etti:
“Sıfatına tarih tükürsün..
Bütün millet yek vücut olmuş TBMM’nin 100. yılını kutluyor..
Yüksek ihtimal, cedd-i muallak muhteremin birisi de çıkmış, kurucu meclisin niteliğini ve Mustafa Kemal’in niyet ve mücadelesini sorguluyor.
Öyle süslü kelimeler kullandığına bakmayın, kesinlikle nesebî ve fikrî sorunları var!
NEYMİŞ;
Kurucu Meclis demokratik değilmiş. Çünkü, bir tane bile gayrimüslim milletvekili yokmuş.
Lafa bak!
Türk, can ve vatan derdine düşmüş, devlet esir alınmış, başkent dahil işgal edilmişiz, gayri müslim vekilimiz yok diye, hürriyet mücadelemizin kumanda heyetini tahkir edeceğiz..?
NEYMİŞ;
Ankara Meclisi, 1 Kasım 1922’de padişahın ipini çekerek sivil bir darbe yapmış.
Ortada darbe yapacak padişah mı kalmış, devlet mi kalmış?
Başkentin işgal edilmiş, hazinene el konulmuş, ordun dağıtılmış, İstanbul dışına memur dahi gönderirken İngiliz subayından izin belgesi almak durumundasın, padişahın ve dolayısıyla devletin boynu ipe çekilmiş; ve bundan dolayı da millet kaderine el koymuş.
Zevat, sivil darbeden bahsediyor..?
NEYMİŞ;
İlk mecliste siyasî partiler mevcut değilmiş, “şahıs diktatoryası” hakimmiş.
Ey fikrine tükürülesi, insan azıcık utanır. Ülkenin önemli kısmında düşman postalları gezerken, millet şerefini kurtarmak için hem düşmana hem de düşmanla işbirliği içerisindeki erk sahiplerine karşı mücadele verirken “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” denilerek milli irade milli mecliste vücuda getirilecek; sen de 2020’nin Türkiye’sinden 1920’nin savaş koşullarına ahkam keseceksin..?
Emin ol, eğer ki bir diktatorya sözkonusu olsaydı, senin gibi cedd-i muallaklar 100 yıl sonra kinlerini hala kusabiliyor olmazdı!
Ya gerçekten cahilsin ya da gerçekten meşrebinin gereğini yapıyorsun!”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...