Pazarlık Anlaşıldı... 18 Gün Boyunca Servetini Ne Yapacağını Düşünmüş! Ne mi Yapmış?

Tahrir Meydanı'nda milyonların "istifa et" çağrısını ancak 18 gün sonra yerine getiren Mısır'ın devrik lideri Hüsnü Mübarek'in bu süre zarfında hangi sorunlarla meşgul olduğu da ortaya çıktı İngiliz Telegraph gazetesi ve İranlı Press TV'nin haberlerine göre, köşeye sıkışan Mübarek, koltuğunun sallandığı son günlerini "70 milyar dolara yakın serveti"ni kurtarma telaşıyla geçirdi. Londra, New York, Beverly Hills, Paris gibi lüks şehirlerde gayrimenkulleri, yabancı bankalarda yatırımları ve külçe külçe altınları olduğu iddia edilen Mübarek'e ilk şok İsviçre'den gelmişti.

KIBRIS'TA GiZLi HANEDANLIK

Hüsnü Mübarek'in mal varlığının en büyük kısmı İsviçre'nin en büyük kenti Zürih'te bulunduğunu söyleyen Batılı istihbarat kaynakları, "Mübarek ailesinin son günlerde yaptığı acil görüşmelerde servetin nasıl kurtarılacağı konuşuluyordu. Finans danışmaları, paranın bir kısmını başka ülkelere taşıdı. Gerçek parası Zürih'te. İsviçre hesapları dondurduğuna göre o para da gitmiş olabilir" ifadelerini kullandı. Mübarek hanedanının serveti Rum basınına da manşet oldu. Alithia gazetesi, Mübarek'in oğulları Cemal ve Ala'nın Güney Kıbrıs ve Yunanistan'da şirket sahibi olduklarınnı ve bu şirketler üzerinden para aktarımlarının yapıldığı iddialarının gündeme geldiğini yazdı.

iKi KARDEŞiN ORTAKLIK OYUNU

Cemal'in 2005'te kürsüsü G. Kıbrıs'ta bulunan "Horus Food Agri -Business" adında şirket kurduğu, bu şirkette ilgi çekici en önemli unsurun, şirketin danışmanı olarak Cemal'in gözükmesine karşın yönetim kurulunda Mısır'da muhalefette bulunan iki ismin yer alması olduğu da belirtildi. Mübarek'in ikinci oğlu Ala'nın 2001'de G. Kıbrıs'ta kurulan "International Securities Fund" şirketinin ortağı olarak gözüktüğü kaydedildi. Politis gazetesi ise, iki kardeşin merkezi Limasol'da olan "Bullion" isimli şirketin sahipleri olduklarını, bu şirketin Mısır'ın ekonomisine ilişkin faaliyetlerde bulunan ve merkezi Londra'da olan "Medivest" şirketinin hisselerine sahip olduğunu aktardı.

PARALAR BAE VE ARABiSTAN'A GÖNDERiLDi

Press TV'nin haberine göre, devrik Cumhurbaşkanı, servetinin bir kısmını, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan başta olmak üzere "yakın dostu" Arap ülkelerine aktardı. Yarı İngiliz Suzan Mübarek ile evli olan devrik liderin İngiltere'deki mal varlığı ise en çok tartışılan konulardan biri oldu. İsviçre'nin ardından İngiltere, "Mübarek'in hesaplarını dondur" baskısı üzerine "Ne kadar parası var bilmiyoruz" açıklamasını yaptı. İngiliz basını, Benazir Butto suikastından sonra Pervez Müşerref'in de İngiltere'ye sığınmasını örnek göstererek, "Londra Mübarek'i çağırıyor" başlığını attı. Mısır'daki yeni yönetim Fransa'dan da eski üst düzey yetkililerin mal varlıklarını dondurmasını talep etti. Öte yandan Mısır'ın Washington Büyükelçisi Semih Şükrü, eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in sağlığının kötü olabileceğini söyledi. Şükrü, komada olduğu iddia edilen 82 yaşındaki Mübarek'in sağlığının kötü olduğuna dair istihbarat aldığını, ancak bu konuda özel bilgisi olmadığını ifade etti.

Portresini meclisten söktüler

Devrik Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in, parlamento binasında yer alan ve kabine toplantılarının yapıldığı odadaki dev portresi pazar günü basın mensuplarının önünde görevliler tarafından söküldü. Yerine ise "Allah" yazılı bir çerçeve asıldı. Bu tarihi ana basın geniş yer verdi. Mubarek'in atadığı ve halkın istifasını istediği Başbakan Ahmet Şefik, geçiş hükümetinin icraatlarından söz ettiği ilk basın toplantısını bu çerçevenin altında düzenledi. Mübarek'in portreleri 30 yıldır tüm resmi ve özel kuruluşların duvarlarına asılıyordu.

İsyancı-general zirvesi

Google şirketinin Mısır'daki halk ayaklanmasının sembolü haline gelen çalışanı Vail Gonim ve blog yazarı Amr Selam, yönetimi devralan Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nin iki üyesi General Mahmud Hegazi ve Abdül Fettah ile bir araya geldi. Aktivistler, görüşmede komutanların kendilerine anayasa değişikliğini yapacak komisyonun çalışmasını 10 gün içinde bitireceğini ve anayasa değişikliği konusunda bir referandumun iki ay içinde yapılmasının öngörüldüğünü anlattıklarını kaydetti. Genç eylemciler, "Ordu Mısır'ı yönetmek istemediği güvencesi verdi ve geleceğin sivil iktidarda bulunduğunu bildirdi. Komutanlar ayrıca şu anki veya geçmişteki mevkisi ne olursa olsun yolsuzluğa bulaşmış herkesi yargılamayı sürdürme ve gözaltındaki kayıp göstericileri bulma sözü verdiler" dedi.

Tahrir tamam sıra piramitlerde

Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan gösterilerin yapıldığı Tahrir Meydanı'nda artık eskisi gibi protesto sesleri yükselmiyor. Çeşitli meslek gruplarına bağlı çalışanlar maaşlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle dün protesto gösterileri düzenledi. Yıllardır maaşlarına zam yapılmadığını belirten yüzlerce üniformalı ve sivil kıyafetli polisin, devrime destek vermek için Tahrir Meydanı'nda yürüdüğü ve "Bizler ve halk biriz" sloganları attıkları belirtildi. Bir süre sonra meydan boşaltılırken, turizm sektörünün çalışanları da, ücretlerine zam yapılması ve turistlerin geri dönmesi için piramitlerin önünde oturma eylemi yaptı. Olaylar nedeniyle 1 milyon turist kaçmıştı.

Mısır için en iyi model ülke Türkiye

Türkiye Mısır için model teşkil edebilir mi tartışması tüm hızıyla devam ederken Amerikan gazetesi Wall Street Journal en iyi örneğin Türkiye olduğunu yazdı. Haberde, "Mısır'da yeni bir yönetimin, İran'a mı, Pakistan'a mı, Endonezya'ya mı, yoksa Türkiye'ye mi benzeyeceği ya da çok daha farklı mı olacağı?" sorusu analiz edilirken yeni yönetimin İran'dakine benzemesi olasılığının "akla en az yatkın olabileceği" yorumu yapıldı.

Arap bölgesinin bağrındaki müttefik gitti

Küba devriminin lideri Fidel Castro, Mübarek'in görevi bırakmasını, "Mısır halkı önemli bir hedefi başardı: ABD'nin Arap ülkelerinin bağrındaki başlıca müttefikini yıkmak" diye yorumladı. Castro, "Mübarek, halkına zulmediyor ve yağmalıyordu. Filistinlilerin düşmanı, İsrail'in suç ortağı, dünyadaki 6. nükleer güç ve NATO'nun savaşçı grubunun ortağıydı" ifadelerini kullandı.

Assange: Domino etkisini ben başlattım

Wikileaks sitesinin kurucusu Julian Assange, isyan dalgasıyla ilgili cesur bir iddiada bulunarak Tunus ve Mısır'daki olayları kendisinin ateşlediğini söyledi. Wikileaks'te Tunus'taki ayaklanmadan önce devrik lider Zeynelabidin bin-Ali ve ailesi hakkında, yolsuzluk yaptıklarına dair belgeler yayınlanmıştı. (yenişafak)