Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, "Türkiye, 1990’lardan beri bir şişe bile sıfırdan başlayarak aşı geliştirmemiş bir ülke. Milyonlarca doz aşı üretecek bir kapasitemiz yok. Ama bizden daha hazır olan, zaten viral aşıları üreten ülkeler var, onların tesisleri hazır. Aşıyı buldukları anda üretir onlar" dedi.
Bilim Kurulu Üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Türkiye’denin aşı üretecek tesisi olmadığını belirterek “Bizden daha önde olan ülkeler için bile aşı üretimi 1 yılda erken mümkün değil gibi görünüyor” dedi.
Radyo Trafik’te Kerim Öztürk’ün programına katılan Mehmet Ceyhan özetle şöyle konuştu:
"Kademeli tedbirin dezavantajı"
"Virüsü kendi halinde bırakırsak katlanarak artmaya devam eder. Biz Türkiye’de daha işin başındayız, kimse yarın ya da 2 hafta sonra vakaların azalıp salgının gitmesini beklemesin. Kabaca şu anda yüzde 15’lik bir günlük artış demek, 6 günde vaka sayısının 2 katına çıkacağı anlamına gelir. Kademeli önlem alma modeli İspanya ve İtalya’da da uygulandı. Bu virüsün yaklaşık 5,5 günlük bir kuluçka süresi var. Yani biz bugün aldığımız tedbirlerin etkili olup olmadığını, bir hafta sonra görebiliyoruz. Bu da vakaların iki katına çıkması demek. Kademeli tedbir almanın bu şekilde bir dezavantajı var.”
"7.5 milyar insanı pratikte aşı üretmek mümkün değil"
"Aşı geliştirmek için mutlaka önce virüsü izole etmek lazım. Türkiye’de bu yapıldı ama bu, yüzlerce adımdan daha ilki. Mesela Çinliler 7 Ocak’ta virüsü izole etti, ondan beri üzerinde çalışıyorlar. Ama bu işe şu gözle bakmak lazım; pandemide bütün dünya etkilendiği için, dünyadaki 7,5 milyar insana aşı üretmek pratikte mümkün değil. Yani biz parasını versek bile aşı bulmakta zorlanabiliriz. Aşı da bu tip salgınlarda o kadar önemli ki, aşısız kontrol etmek çok zor. Toplumun önemli bir kısmının bağışıklığı olmayacağı için bu iş zor. Örneğin biz herkesi hasta ederek kontrol etmiyoruz. Vatandaşın yüzde 90’ını içeriye kapandı diyelim salgın yüzde 10’un içinde dönüyor. Sonra siz tamam herkes sokağa çıksın dediğinizde o yüzde 90 bağışık olmayacağı için her an virüs tekrar girebilir ve tekrar salgın başlayabilir.
"Aşıyı bulsak bile üretecek tesisimiz yok"
Türkiye, 1990’lardan beri bir şişe bile sıfırdan başlayarak aşı geliştirmemiş bir ülke. Aşıyı bulmak da yetmeyecek. Buldunuz diyelim, etkin mi değil mi diye insan ve hayvan çalışmaları yapmak lazım. Etkili oldu diyelim, üretmek lazım. Milyonlarca doz aşı üretecek bir kapasitemiz henüz yok. Ama bizden daha hazır olan, zaten viral aşıları üreten ülkeler var, onların tesisleri hazır. Aşıyı buldukları anda üretir onlar. Bizden daha önde olan ülkeler için bile aşı üretimi 1 yılda erken mümkün değil gibi görünüyor. Bizim bir aşı üretim tesisimiz falan olmadığı için bu daha uzun bir süre alacaktır.
Bu güne kadar hamileler hep unutuluyor ama aslında hamileler bu salgında riskli gruptadır. En büyük risk faktörü hipertansiyon arkasından diyabet ve kalp hastalıkları geliyor. Gebelik de risk grubu çünkü gebelerde bağışıklık sistemi baskılanır bu yüzden gebeler risk grubuna girer. Ama henüz bebeğe virüsün geçip bir şey yaptığı görülmedi.
Takviye vitamin alımına dikkat
Dengeli beslenen insan, bol meyve sebze yiyor ise ayrıca dışarıdan takviye diye vitaminler alması zararlı bir şeydir. Bağışıklık sistemini daha çok güçlendirmek için ekstra vitaminler almak bu hastalıkta ciddi zarar verebiliyor. Çünkü hastaların birçoğu aşırı bağışıklık cevabı nedeniyle kaybediliyor. Bağışıklık sistemi normalden fazla cevap verdiği zaman kendi akciğer hücrelerini falan da ortadan kaldırıyor.
Dışarı çıkarken nelere dikkat edeceğiz?
Dışarı çıktığınızda, markete ya da kalabalık yerlere yaklaşınca maskenizi takmanız lazım. 1,5 metrelik mesafeye dikkat etmeniz lazım, alışverişlerde kredi kartı ve olabildiğince temassız ödeme kullanmanız lazım. Ve yanınızda el dezenfektanı bulundurun. Eve geldiğinizde ayakkabıyı dışarıda çıkarmaya gerek yok, çıkarıp çocukların falan erişemeyeceği bir yere kaldırın yeter. Genellikle virüs elbise ve ayakkabılarda falan 5-6 saat kalabiliyor. Kıyafetlerinizi kimsenin girmediği çocukların ulaşamayacağı bir odaya asıp pencereyi açıp havalandırırsanız virüs kalmaz. Sonra direk elinizi yıkayıp marketten aldığınız eşyaları tezgâha boşaltıp, poşetleri iç içe koyup çöpe atıp, dolaba girmesi gereken ürünleri yerleştirin. Meyve ve sebzeyi normal yıkamanız yeterli. Kutulu ürünleri de yine balkonda veya penceresi açık bir odada 5-6 saat bekletip sonra dolaba alabilirsiniz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...