Manisa İl Halk Sağlığı Müdürü Ziya Tay, iftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 katı fazlasının bulunduğunu söyledi. Kan şekeri düşük olduğundan kişinin, çok kısa sürede besin tüketme eğilimine girdiğini belirten Tay, en büyük hatanın, hızlı şekilde yüksek miktarda besin tüketmek olduğunu, bu durumun ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırladığını kaydetti.
Tay, Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünün tamamlanması ve sahur öğününün atlanmaması gerektiğini ifade etti. Tay, sahurun atlanması halinde 17 saat olan açlık süresinin 20 saate ulaşarak, açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve günün daha verimsiz geçmesine neden olacağını belirtti. Tay, Sahurda ağır yemekler yenmesi halinde, gece metabolizma hızının düşmesiyle yemeklerin yağa dönüşme hızının ve kilo alma riskinin arttığını vurguladı. Tay, bu nedenle mutlaka sahura kalkılması, süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmek gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı ya da çorba, zeytinyağlı yemek, yoğurt ve salatadan oluşan öğün tercih edilmesini önerdi. Tay, ayrıca gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi, aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile hamur işlerinden uzak durmalarını istedi.
Ramazan’ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliğinin iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluk olduğunu aktaran Tay, “İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar. Ramazan ayında en sık karşılaşılan sorunlardan biri de mide içinde bulunan yemek ve asitin yemek borusu içine doğru geri kaçması olarak tanımlanan reflüdür. Tüm bu rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir. Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği) veya özel durumlarda (hamilelik ve emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları önemlidir.” dedi.
Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile yeterince sıvı alınmaması halinde su ve mineral kaybı sonucunda bayılma, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemlerinin yaşanabileceğini dile getiren Tay, susama hissi duymasanız bile iftar ve sahur arasında en az 2-2,5 litre su içilmesi ve bunun yanında suya ek olarak kafein içeren içecekler yerine de süt, ayran, sade soda, taze sıkılmış meyve-sebze suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Tay, iftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine, sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlıları veya meyve tatlılarının tercih edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
star
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...