İşte röportajın o bölümü...
Son günlerde sanki eleştiri sağanağına tutuldunuz. Ayşe Özyılmazer ile ilgili yazınız, Neco’ya, Hıncal Uluç’a, Haşmet Babaoğlu’na, Ahmet Hakan Coşkun’a, Mansur Forutan’a kadar uzandı. Bu kadar gündem oluşturacağınızı biliyor muydunuz? Neredeyse, Şarkıcı Neco’nun boşanmasından bile siz sorumlu tutuldunuz?
(Gülerek) Evet. Maşallah siz de beni ipe çekeceksiniz. Valla ben bu kadar alıngan olacaklarını düşünmemiştim. Tüm mesele, Kral çıplak demem. Kral çıplak dememden bu kadar rahatsız olacaklarını hiç düşünmemiştim. Ben tapu kadastro memuru değilim. Bunların arasında yaşıyorum. Bu işlerin nasıl yapıldığını biliyorum.
Neco tehlikeli!
Ayşe Özyılmazer’i daha önceden tanıyor muydunuz ki?
Hiç tanımam. Babası Neco’yu tanırdım. Onların hepsini Hıncal (Uluç) tanıyor. (Gülüyor.)
Babası Neco ile aranız iyi miydi?
5-6 kez selamlaştık. Adam, tehlikeli. Geçen gün izledim, “Gazetecileri ben döverim” falan demiş. Neco, yazımdan sonra beni aramadı da bir yerden duydum, bana mail atmış. Ama o da benim elime geçmedi. Herhalde bana iyi yaptın dememiştir.
Peki siz birdenbire böyle bir yazı yazma gereksinimi neden duydunuz?
Ayşe’nin (Özyılmazer) yazılarını okuduktan sonra karar verdim. Bu mesleği, en başından beri savundum. Gazeteciliğin etik kurallarının olması gerekir. O kızcağızın, (...) kapısında köpek oldum. Sonunda vuslata erdim” gibi yazılarını okuyunca bu mesleğin böyle olmaması gerektiğini düşündüm.
Yazıdan sonra ortalık karışınca “iyi ettim” mi dediniz, yoksa “yazmasaydım mı”?
Ben size şimdi benden yana yazılarla dolu bir dosya getiririm.
Mansur Forutan da yandaşınızdı.
Bana “Eleştirilere niye cevap vermiyorsun?” diye soranlara Mansur Forutan’ı gösteriyordum. Bizim yetişmemiz, bu tür işlere aykırıydı. Bizim gönül işlerine karışmamız haddimize düşmezdi. Ama bunu gazetecilik mesleğine âlet etmeyeceksin. Benim derdim o. Hıncal bile Ayşe’ye “Biz seni oraya gazetecilik yapmaya gönderdik, sen orada neler yaptın? Haşmet ile ilişkin başlamış” demiş.
Ayşe Arman boş değil
Öyle de Hıncal Uluç, size artık “ağabey” demeyecekmiş.
Hıncal’ın bana ağabey demesine itiraz etmem ama ağabey dememesine de üzülmem.
Ayşe Arman’ı takip ediyor musunuz?
Çok iyi takip ediyorum. Arman, bunların arasında en sivrisi ama en boşu değil. Bazı sözleri şık değil. Rahmetli Ercan Arıklı, bana anlatıyordu; bir gün kapıya bakmış güzel, sarışın bir kız duruyor. “Kim bu” diye sormuş. “Gazeteci olmak istiyor” demişler. “Gelsin” demiş. Gerisini anlatmayayım demişti. Arıklı, görür görmez, gazeteci olacağını anlamış. Ama Ayşe, bu tip yazarların içinde iyi bir yazar.
Gazetecilik son yıllarda biraz yozlaştı mı?
Hem de nasıl!..”Biraz” sözcüğü senin nezaketinden galiba.
“Kadınlar Kulübü” adındaki bir internet sitesi sizi yazınızdan dolayı çok eleştirmiş...
Öyle mi? Memnun oluyorum. Şikâyetim yok. Demek ki daha aktivitemizi sürdürüyoruz. Meyve veren ağaç taşlanır. Demek ki hâlâ meyve veriyoruz. Ben inandığımı yazıyorum.
Kaynak: Tercüman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |