Birgün'de yer alan habere göre; TÜİK, Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, BDDK verileri kullanılarak yapılan analizde izlenen büyüme çizgisinin kalitesizliğine dikkat çekilerek işgücünün bundan yararlanamadığı, hatta önceki döneme göre gelir payı kaybettiği, bu tür büyümenin istihdam yaratmadığı, işsizliği azaltmadığı ve sürdürülebilir olmadığı, faiz indirimiyle devamında ısrarında ise önemli kırılmalara yol açacağı görüşlerine yer verildi.
Buna göre analizde ortaya çıkan başlıklar şöyle:
Ülke ekonomisinin 2021’in ikinci çeyreğinde, beklendiği gibi, sansasyonel bir büyüme oranı yüzde 22’ye yakın açıklanırken bunun arka yüzünde, 2020 ikinci çeyreğinde yüzde 10,4’lük küçülmenin matematiksel etkisi olacağı biliniyordu. Bu baz etkisinin ötesinde gerçekleşen büyüme ise sürdürülebilir görünmediği gibi, sonuçları açısından, özellikle emek için “hayırlı” bir büyüme olmadı.
KALİTESİZ BÜYÜMEDE İŞGÜCÜ KAYBETTİ
Enflasyon içinde büyüme, bazı dönemlerde kredi pompalamasıyla, iç talep kışkırtılarak, ucuza ihracat göze alınarak sağlanıyor görünse de bu, kaliteli bir büyüme değil. Sürdürülebilir olmadığı gibi, sonuçları, bölüşümü emek lehine değiştirecek türden değil, tersine, emek kesimi için yoksullaşma yaratıyor.
2021’in ilk yarısında, 6 aylık büyüme yüzde 14 gibi bir oranı bulurken, bu büyümenin istihdam dostu olmadığı, yeterince iş yaratmadığı da TÜİK’in işgücü verilerinden ortaya çıkıyor. 2020 ikinci çeyreğinde 25 milyon 790 bin olan istihdam 2021 ikinci çeyreğinde ancak 28 milyon 234 bin oldu.
Aynı sırada ikinci çeyreğin dar tanımlı işsizliği yüzde 12,4 ve geniş tanımlı işsizliği yüzde 25,4’ü buldu. Dar tanımlı işsiz sayısında bir yılda neredeyse azalma olmadı. Belli bir stratejisi olmadan günübirlik kararlarla, kredi pompalaması, yapay iç talep yaratılması, ama yan etki olarak yüksek enflasyon ve cari açık yaratan AKP tarzı büyüme çizgisinin, istihdam dostu olmadığı, son 3 yılın verileri analize katıldığında daha net görülebiliyor. Son 10 çeyrek yılda, büyümenin çeyrek yıl ortalaması yüzde 3,8 iken, istihdamda çeyrek yılbaşına büyümenin artmayıp yüzde 1,6 azaldığı görülüyor.
SANAYİDE BÜYÜME VE DÜŞÜK İSTİHDAM
Ekonominin omurgası sayılan sanayideki büyümenin de çok sınırlı istihdam artışı ile seyrettiği gözleniyor. 2021’in 2. çeyrek büyümesi sanayi özelinde yüzde 40,5 gibi sansasyonel boyutta oldu. Ama 2020 ikinci çeyreğindeki küçülme de sansasyoneldi: Yüzde 16! Ne var ki, hızlı dibe vurup çıkma görüntüsü, sanayi istihdamında gözlenmedi. İşten çıkarma yasaklarının da etkisiyle 2020 ikinci çeyreğinde yüzde 4,2 gerileyen sanayi istihdamı 5 milyon 315 bin idi. 2021 ikinci çeyreğine gelindiğinde bu sayı ancak 6 milyon 73 bin oldu. Yüzde 40 büyümeye karşılık yüzde 14 sanayi istihdam artışı, sanayideki büyümenin de pek emek dostu olmadığını ortaya koydu.
FAİZ İNDİRİMİ DÖVİZİ TIRMANDIRABİLİR
Saray rejiminin baş edemediği enflasyon karşısında seçmene teselli ikramiyesi olarak sunacağı tek şey, büyüme. Bunun piyasada yaratacağı canlılıkla en azından bazı seçmenlerini elde tutması umuluyor. Bunun için de yüzde 19 olan politika faizini indirmek, hedefler arasında. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Merkez Bankası Başkanı ile görüştüm, faizleri düşürmemiz lazım” demesinin ardından 3 aydan fazla zaman geçti. Enflasyon biraz daha yükseldi ve politika faizinin üzerine çıktı. Ama faizi indirme kararlılığı değişmedi. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun 10 Eylül’de politika kararlarında manşet enflasyon yerine çekirdek enflasyonun dikkate alınacağını açıklaması ile faizde indirim hazırlıkları fiiliyata döküldü.
TÜFE yüzde 19,25 iken gıda, alkolsüz ve alkollü içecek, elektrik, doğalgaz ve akaryakıt ile altın gibi fiyatı yönlendirilen ve mevsimlik şartlara bağlı C Endeksi ile ifade edilen çekirdek enflasyon yüzde 16,76 düzeyinde. Çekirdekteki bu düşüşten hareketle Merkez Bankası’nın 2 puan kadar indirim alanı var. 23 Eylül 2021’de politika faizi yüzde 17’ye indirilebilir. Merkez Bankası’nın 23 Eylül’deki toplantısının bir gün öncesinde ise ABD merkez bankası FED’in faiz kararı var.
Faiz indirimiyle, dövize, hatta daha geniş çerçevede faize dayalı enstrümanlar dışındaki bütün finansal araçlara talep artabilir. TÜFE ile faizler arasında makas açıldıkça TL’den kaçmanın yolları aranacak para her türlü mal, hizmet ve faiz dışı finansal varlıklar arasında kendine sığınak arayacak. Enflasyondan korunmaya çalışacak.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |