TFF'nin TAM SAHA Dergisi'ne röportaj veren Arda Turan, Türkiye'de genç oyuncuların yaşadığı dramı çarpıcı cümlelerle dile getirdi. Türk futbolunun, ancak herkesin işini iyi yapması halinde düzeleceğini vurgularken, hakemlerden yöneticilere, medyadan spor yorumcularına şu açıklamaları yaptı:
"Finallere gidemediğimize ilk defa az üzüldüm. Dönüp maçlara baktığımda, hepsinde rakiplerimizden daha iyi oynadık. Ama biz 90 dakikanın 85 dakikasında iyi oynadığımız bir maçı 5 dakikalık konsantrasyon eksikliği nedeniyle kaybediyoruz. Kendi oynadığım maçlar için artık hep mantıklı skoru düşünüyorum. Dünyanın en büyük takımında da oynasam, o gün için beraberlik yetiyorsa ben o avantajı kullanırım. İspanya'ya saldırdık da ne oldu? O gün 1 puan alsaydık bugün belki Dünya Kupası finallerindeydik.
Bu ülkede bizim Dünya Kupası'na gitmemizi istemeyenler vardı. En azından herkes bu inancı taşımıyordu. Bosna-Hersek ülke olarak bizden daha fazla inanmıştı. Bizim insanlarımızın bir kısmı ise Avrupa Şampiyonası'nda yarı final oynamış takımlarına inanmıyordu.
İspanya, İngiltere veya İtalya eşleşmesine göre Almanya eşleşmesi bence çok daha iyi. Almanya kaliteli bir takım ama son oynadığımız Avrupa Şampiyonası yarı finalinde onlardan daha iyi futbol oynayabildiğimizi de gösterdik. Bence bu eşleşme dezavantaj değil avantaj.
Gerard ile Lampard İngiliz Milli Takımı'nın başına kimin geçmesi gerektiğiyle ilgili isim söylüyor. Ben söyleyince "Arda'nın haddine değil" oluyor. Benim haddime değilse, hiç kimsenin haddine değil. Ama Hiddink de çok iyi bir hoca ve kariyeri ortada.
Türk futbol modelinden söz edilecekse, her zaman oynamayı düşünen bir takım olmalıyız. Çünkü biz savunma yapmayı çok iyi beceremiyoruz. Biz topa sahip olarak savunma yapmalıyız. Hep oynayan ve hücum eden bir takım olmalıyız.
40 maç yenilmeyen bir Genç Milli Takımımız vardı. 1987 grubunda inanılmaz oyunculara sahiptik. O takıma bakıyorsunuz, bugün sadece 2-3 tanesi oynuyor, sadece 1-2 tanesi ilk on birde yer alabiliyor. Böyle bir yerde bütün suç çocuklarda mı?
Sorun çocukların kişisel gelişimini sağlayamamakta. Biz İngiltere'de, Hollanda'da, Fransa'daki gibi büyümüyoruz ki. Dertlerle, sıkıntılarla büyüyoruz. Yardım etmezseniz, kötü oynama fırsatı vermezseniz bu çocuklar çıkamaz.
Manisaspor'dan geri dönüşümde Gerets'in şans vermesi ve benim o şansı ilk seferinde iyi kullanmam var. Belki o ilk şansı iyi kullanamasaydım ben de bugün olmayacaktım. Bu ülkede çocuklar böyle kayboluyor işte. Ama sorarsanız hep hocalarımız haklı.
Çok yetenekli çocuklar göz göre göre gidiyor. Antrenörlerin kaç tanesi çocuklara özel antrenman yaptırmış? Kaç tanesi mental bir antrenman yaptırmış? Kaç tanesi bir psikolog getirmiş? Kaç tanesi tahtada 1 saat boyunca pozisyonunu, oyununu anlatmış?
4-4-2'Yİ MİLLİ TAKIMDA ÖĞRENDİM
Ben 4-4-2'nin nasıl oynanacağını Milli Takım'da yeni öğrendim. Fransız çocuklar, Benzema'lar, Hatem Ben Arfa'lar bunları 15 yaşında biliyordu. Sonra beni onlarla kıyaslıyorlar. Beni onlarla niye kıyaslıyorsunuz ki?
Üç günde bir maç oynuyorum, haftada bir kez yemeğe gidiyorum. Oraya 35 tane kamera geliyor. Kusura bakmasınlar ama 35 kamera oraya geliyor diye haftada bir kez gittiğim yemekten kaçamam yani. Giydiğim ceketi de eleştireceklerse eleştirsinler.
18-19 yaşındaki çocuğun hiçbir şeyine izin vermiyorsun, sadece eleştiriyorsun. Çocuk güzel kızla gezemiyor, iyi arabaya binemiyor, kaliteli yemek yiyemiyor, psikoloğunu tutmuyorsun, iyi antrenman vermiyorsun, sonra çocuk büyük futbolcu olsun diye bekliyorsun.
KADİR HAS'TA OYNAMAK SÜPER
Herkes "Türk futbolu nereye gidiyor?" diyor. Oysa herkes kendi işini iyi yapsa futbolumuz çok daha iyi yerlerde olacak. Kadir Has Stadı'nda oynamak çok hoşuma gidiyor. Yöneticilerimiz 18 tane şöyle stat yapsalar da baksak futbolumuz nasıl ileri gidiyor.
Burada bir maç kaybettiğin zaman 15 gün sokağa çıkamıyorsun. Avrupa'daki oyuncu kaybettiği maçın ardından stadın barında bir şeyler içiyor. Bakın Sabri'nin saçlarına kaç tane beyaz var. Benim de saçlarımda beyazlar çıkmaya başladı.
SARAÇOĞLU MİLLİ STAT OLSUN
Milli Takım stadı olsun, her maçımızı orada oynayalım. Mesela Şükrü Saracoğlu Stadı Milli Takım stadı olarak belirlensin. Ya da İnönü Stadı'nı, yeni tamamlanacak Aslantepe'yi seçsinler. Yani bütün maçlarımızı rakibin üzerinde baskı kurulabilecek bir statta oynayalım.
Dünya hayatımda yaşayabileceğim en büyük onur Galatasaray kaptanlığı. Kaptanlığını lâyıkıyla yaptığımdan bir gram bile şüphem yok. İnşallah şampiyonlukla da taçlandırırsak, kupayı kaldırdığım gün dünyanın en mutlu insanı olacağım.
Santrfor olarak da çok iyi oynadığımı düşünüyorum. Takımım için gerekeni yaptım. Savaştım, topu korudum, takımımın öne çıkmasını sağlamaya çalıştım, gol de attım. "Otur bekle" desinler oturur beklerim. Çünkü ben Galatasaraylıyım.
Şampiyon olduğumuz zaman Avrupa'ya gitmek istiyorum. Galatasaray taraftarı da beni orada görmek ister. Burukluk olacaktır belki ama ben 90 yaşıma da gelsem yine Galatasaray taraftarıyım. Gitmek istiyorum çünkü bu ülke şartları beni çok zorluyor.
Çok üstüme geliyorlar, sıkıyorlar, keyfimi kaçırıyorlar. Ben gülmeyi, eğlenmeyi, yaşamayı seven bir adamım. Belki Avrupa'da başaramayacağım ama denemek istiyorum. Buna şu anda gücüm de imkânım da yeteneğim de var. Ben bunu yapacağım."
hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...