Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanlığı'nı Nicolas Sarkozy'nin partisinden Jean Claude Mignon'a devreden AK Parti Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu 'Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasanın iptalini Anayasa Konseyi'ne götürülmesi için yapılan lobi çalışmasının perde arkasını AKŞAM'a anlattı.
Kanser tedavisi gören annesini bırakıp gerekli imza sayısı için çalışan Çavuşoğlu AKPM'de geçen 7 yılda kurduğu dostlukların, itiraz için gerekli imzaların fazlasıyla sağlanmasında çok faydasını gördüklerini belirtti. Ermeni oylarına göz diken Sarkozy'nin planını bozan lobi harekatının mimarlarından Çavuşoğlu, Sarkozy'nin partisinden çok sayıda senatör ve vekilin de itiraz için imza attığını hatırlatarak 'Kaleyi içten fethettik' değerlendirmesinde bulundu.
Çok yoğun bir lobicilik çalışması sayesinde gerekli itirazın yapılmasını sağlanır sağlanmaz Antalya'ya dönen Çavuşoğlu Özel Andeva Yıldız Hastanesi'nde akciğer kanseri tedavisi gören annesinin yanında soluğu aldı.
Annesinin yanında refakatçı olarak kalan Çavuşoğlu, lobicilik faaliyetini şöyle anlattı:
FRANSIZ KAMUOYU RAHATSIZ: Fransa'daki siyasetçiler de, değişik partilerden milletvekili ve senatörler de bu yasanın yanlış olduğunu söylemeye başladı. Bunu görmekten büyük bir mutluluk duyduk. Fransız kamuoyu da bundan rahatsız oldu. Hatta Senato'dan geçtikten sonra Sarkozy ile alay etmeye başladılar. Türkiye'yle ilişkilerin bozulmasını istemeyen iş dünyası, sivil toplum örgütleri de, üniversiteler de bu durumdan rahatsız oldu. Siyasetçiler de rahatsız oldu. O zaman ne yapmak gerekiyordu, önce Meclis'ten, sonra da Senato'dan geçen bu tasarıya karşı çıkan arkadaşların organize olup buna karşı bir girişimde bulunması, Anayasa Konseyi'ne başvurması gerekiyordu.
KOMİSYON ÜYELERİ ELİMİZİ GÜÇLENDİRDİ: Anayasa Komisyonu, bu tasarının Fransız Anayasası'na uygun olmadığını söyledi. Bu sözler imza atan arkadaşlarımızın elini güçlendirdi, onlara cesaret verdi. Belli bir sayıda imza gerekiyordu. Bunun için düzenli bir şekilde çalışma yaptık. Yüz yüze ve telefonla senatörlere ve milletvekilerine bunu anlattık. Zaten ilişkilerin bozulmasını istemeyen, demokrasiye ve insan haklarına tam olarak inanan senatör ve milletvekili arkadaşlarımız çok büyük çaba sarf ettiler. Fransız Senatosu'nda ve Meclisi'nde bu konuyu kendisine görev edinen milletvekili ve senatör arkadaşlarımız oldu. Bazıları e-maille, faksla imzalarını gönderdi. Bir de Türkiye'den araya giren heyetler oldu. Dış ilişkiler komisyonundan arkadaşlar gitti Fransa'ya. Türkiye'den giden heyetlere bizim gibi düşünen ve iki ülke arasındaki ilişkilerin bozulmasını istemeyen, bunun insan haklarına ve de anayasaya aykırı olduğunu düşünen arkadaşlarımızın isimlerini de verdik. Sonuçta imzalar toplandı ve Anayasa Konseyi'ne verildi.
Başbakan süreci yakından takip etti
Sayın Başbakanımız da bu süreci çok yakından takip ettiler. Muhalefetin ayrıca bir çalışma yapıp yapmadığını bilmiyorum. Benimle bu konuda bir çalışmaları olmadı. Bu imzaların toplanması sırasında olmadı. Ama ayrı bir çalışma yaptılar mı bilmiyorum.
AZERBAYCAN'IN DOSTLARI DA YARDIM ETTİ: Azerbaycan'ın tanıdığı dost olduğu, milletvekili ve senatör arkadaşlar da var. Onların da girişimleri oldu. Azerbaycan'a da rica ettik. Sonuçta bu mesele sadece Türkiye'nin meselesi değil. Fransızları da Azerbaycanlıları da ilgilendiren bir mesele. Bu nedenle birlikte hareket edilmesi gerektiğini ifade ettik. Onlar da çalışma yaptılar. Bu sadece bizim tek başına yaptığımız bir çalışma değil.
SARKOZY'NİN ARKADAŞLARI DA KARŞI
Konsey'de Fransız Anayasası'yla temelden çelişen bu tasarının reddedilmesini umut ediyoruz. Çünkü Avrupa düşüncesinin ruhuna aykırı. Her şeyden önce hukukun üstünlüğünün olduğu kanıtlanmış olacak. Ancak sonuçları daha çok siyasi olacak. Bir kere Fransa böyle bir imajdan kurtulmuş olacak. Geçen hafta benim yerime AKPM Başkanlığı'na seçilen Fransız Jean-Claude Mignon da bu yasa tasarısına karşı olduğunu söyledi. Nitekim oylamaya da katılmadı. Sarkozy'nin partisinden olmasına rağmen. AKPM Başkanlığını devrettiğim Mignon, Türkiye'nin önemini bilen bir siyasetçi. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması gerektiği, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne katkısını bildiğini söyleyen önemli açıklamalar da yapmıştı. Bu tasarının yanlış olduğunu, soran herkese de, bize de daha başından söylemişti.'
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...