Büyükanıt Paşa’ya sorular
Sonunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da konuştu. Özellikle Başbakan Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmasını istemeyen çevreler, Büyükanıt Paşa’nın açıklamalarından herhalde hayal kırıklığına uğramışlardır. Çankaya tartışmalarında seleflerinden farklı olarak doğru bir yaklaşım sergileyen Büyükanıt, bazı gazetecilerden daha sivildi. Demek ki, üniforma, demokrasi için engel değil, tersinden bakarsak takım elbise tek başına insanı sivil yapmıyor.
Kuşkusuz, Büyükanıt’ın ‘sözde değil özde’ lafını evirip çevireceklerdir ama bir bütün olarak mesajlar okunduğunda, TSK’nın, Cumhurbaşkanlığı tartışmasının dışında kalmak istediği ortadadır. Büyükanıt’ın ‘eşi türbanlı aday’ ve ‘Cumhurbaşkanlığı için öne çıkan bazı kimseler’ gibi ifadelerin gömüldüğü Erdoğan’ın muhtemel adaylığına ilişkin sorular karşısında yorum yapmaması dikkat çekiciydi.
Büyükanıt’ın Cumhuriyetin temel değerlerine yaptığı vurgu ise zaten anayasal bir hükümdür. Ayrıca, anayasal zeminde kalmak şartıyla herkes cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin görüşlerini açıklayabilir. Demokrasinin de erdemi budur.
Buraya kadar tamam. Ancak dikkatimi çeken birkaç konuyu hatırlatarak, Büyükanıt Paşa’ya sorular yöneltmek istiyorum. Açıklamasının bir yerinde, akreditasyon uygulamasını savunurken gazetecilerin oturduğu sıraları işaret ederek: ‘Şu sıralarda PKK’lı biri oturuyor olabilirdi veya dini yayın yapan birisi...’ Mantık olarak doğru ama uygulama yanlış.
TSK’yı yıpratma faaliyetlerinden söz ederken de Atabeyler Operasyonu’na gönderme yaparak Genelkurmay önünde sahte belge dağıtan şahısla ilgili hiçbir sonuç alınamadığından yakındı. Ben de diyorum ki; Eğer bu kadar titiz bir çalışma yapılıyorsa, şu sorum cevaba muhtaçtır. Genelkurmay önünde meçhul şahıstan sahte belgeyi alan kim? Akşam muhabiri M.Ç. Andıçla ilgili Genelkurmay savcısının inceleme sonuçlarını açıklamak için davet ettiği 5 seçilmiş gazeteciden biri kim? Akşam muhabiri M.Ç. Basın toplantısına davet ettiğiniz ve işaret ettiğiniz sıralarda oturan çok sayıda gazeteciden biri kim? Akşam muhabiri M.Ç.
O zaman sayın Paşam, özür dilerim. Bir yerde terslik var.
Özkök gidince Çölaşan’ı affettiler
Büyükanıt’ın davet ettiği gazeteciler arasında yeni bir isim daha vardı: Hürriyet Yazarı Emin Çölaşan. Elbette Genelkurmay Başkanı istediğini davet edebilir. Bu mevzua neden geldiğimi anlatayım. Sabah Yazarı Metehan Demir, 2 Nisan’da yayınlanan yazısında, ‘Hangi orgeneral hangi köşe yazarı yüzünden cezalandırıldı?’ diye sordu. Demir, isim vermeden bir orgeneralin ünlü bir köşe yazarını İzmir’de ağırlaması üzerine dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün hışmına uğradığını yazdı. Yazıya göre; Özkök, sözkonusu paşaya şöyle demiş: ‘Sen bana her fırsatta en ağır yazıları yazan bir ismi günlerce ağırladın. Hem de bunu sen teklif ettin. Yaptığın doğru mu?’
Sözü edilen general Hurşit Tolon’du. Yazar ise Emin Çölaşan. Özkök’ü sürekli eleştiren Çölaşan, o nedenle Genelkurmay’ın kara kaplı ajandasında kayıtlıydı. Şimdi Büyükanıt Paşa, Genelkurmay Başkanı. Çölaşan baş köşede. Hani, akreditasyon esasları kişisel değil kurumsaldı.
Sayın Paşam, özür dilerim. Bir yerde terslik var.
Darbenin belgesi
Büyükanıt’ın meşhur günlükle ilgili açıklamalarını da dikkatle izledim. Diyor ki: ‘Bilgi ve belge varsa yasa çalışır.’ Arkasından ekliyor: ‘Ama ortada bilgi ve belge yok.’ Buradan çıkardığım sonuç şudur: Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükte isimleri geçen emekli paşalarla ilgili Genelkurmay’dan bir soruşturma izni çıkma ihtimali şimdilik pek görünmüyor.
Ayrıca, Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş’ün ‘Darbenin belgeleri Genelkurmay arşivinde vardır’ açıklamasına ilişkin, ‘Arşivi tarattım böyle bir belgeye rastlamadım’ şeklinde verdiği bilgi pek tatmin edici değil ama zekiceydi. Görmüş’ün ifadelerindeki yanlış kurgu üzerinden cevap vermeyi tercih etti.
Yolsuzluklarla ilgili her türlü iddiayı soruşturma kapsamına alan ve hukuka büyük önem veren Büyükanıt, keşke burada da aynı duyarlılığı gösterebilseydi. Açıkçası, Büyükanıt’ın bu ifadeleri, eski Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa’nın açıklamalarının gölgesinde kaldı. Biri halef, diğeri selef. Günlükle ilgili iki ayrı yaklaşım.
Sayın Paşam, özür dilerim. Bir yerde terslik var.
Sınıfta kalan gazeteciler
Bazı gazeteciler için de bir çift lafımız var. Acaba, Genelkurmay Başkanı’na siyasi soruların yöneltildiği kaç demokratik ülke vardır? Sorulara bakalım: Eşi türbanlı biri aday olabilir mi? İsmi öne çıkan bazı kimseler (Başbakan kast edilerek) aday olmalı mı? Cumhuriyetin temel değerlerine uymayan birinin seçilmesinden kuşkunuz var mı? Büyükanıt ise ısrarla ‘Kusura bakmayın, yorum yapamam, yetkilerimi aşamam’ dedi.
Manzara şöyle: Bazı gazeteciler üniforma giymiş, Büyükanıt takım elbisesiyle soruları yanıtlıyor.
Özür dilerim beyler. Bir yerde terslik var.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...