Serdar Turgut'un köşe yazısı
Galiba bu seçimde taraf değiştirmenin zamanı geldi. Ben yıllardır her seçimde sektirmeden sol partilere oy verdim. Oy verdiğim son seçimde oyum ÖDP’yeydi. Yaşam stili olarak solcu olmasam da düşünce sistematiği olarak solculuğum hiçbir zaman sona ermedi. Yaşam stillerinde birtakım gösteriler yapmayı da ikiyüzlülük olarak görürüm, tiksinirim böyle şeylerden. Hem ben taa gençliğimden bu yana dünyadaki en sıkı solcuların geçim sorunu olmayan insanlardan çıktığına inanmışımdır. Evet sol, emekçinin ideolojisi olarak düşünülmüştür ve klasikleri de bu şekilde yazılmıştır ama zaman içinde dünya çok değişti ve sol yaşam stillerinin, kültürün ideolojisi ve eleştirisi olarak güçlendi. Belki de bu yönde gelişmeyi 1968 yılına ve İtalyan ve Fransız komünist partilerindeki değişime bağlayabiliriz. Bazılarının yeni sol olarak adlandırdığı Fenomen ve New Left Review dergisi odağında teorik müdahalelerini yapan akım, yaşam stili ideolojisi ve kültür eleştirisi aracı olarak sol kültürün gelişimini sağlamıştır. Teoride ekonomik taban ile üst yapı arasında var olduğu bağlantının kopmuş olduğu anlaşılırken ve bu da teoriye birçok yeni açılım sağlamışken (ekonomik determinizmden kurtulunca Marksist teori de patlamıştır) bireylerin yaşamında da ekonomik koşullarının düşünme süreçlerini bire bir belirlemediği kabul edilmeye başlamıştır. Bu ortamda solcu işadamları yadırganmamıştır, aynı iklimde yaşayan benim gibi insanlar da hayat tarzlarında yaşanan değişimlere rağmen eski düşünce biçimlerini bir kenara bırakmamış ve hayatı anlama, anlamlandırma uğraşlarında Marksist düşünce yöntemlerini bir kenara bırakmamışlardır.
Böyle olduğuma inandığım için yıllardır istikrarlı olarak sol partilere oy vermeyi sürdürdüm.
Bu seçimde de Ufuk Uras ve Baskın Oran gibi arkadaşlarımı büyük ilgiyle izliyorum ve onların Meclis’e girmelerini gerçekten istiyorum. Onların var olduğu TBMM’nin iklimi değişecektir, yılda bir kez kürsüye çıksalar yeter. Hislerim böyle ancak bu seçimde oyumun rengi geçmiş yıllara göre tamamen farklı olacak. Çünkü bu yıl Türkiye’de stratejik oy vermenin önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye kritik bir dönüm noktasında, birçok tehlike ile karşı karşıyayız. Ben oyumu da bu tehlikelere en iyi göğüs gereceğini düşündüğüm partiye vereceğim bu kez. Ne yazık ki bu parti yelpazesinde iktidar ihtimali bulunan bir sol parti yok ve bu seçimde oyumu sonucu ne olursa olsun, oy ziyan olsa da ilke uğruna harcayacak lüksümün olmadığına inanıyorum. Bu yüzden bir sağ partiye gidecek oyum.
Bu CHP’yi dışladığım anlamına gelmiyor. Ben bir Marksist olarak CHP’yi hiçbir zaman bir sol parti olarak değerlendirmedim. Fikrimi değiştirmem için bir neden de yok.
Vicdanım rahat. İnançlarımdan taviz veriyormuş gibi gelmiyor bana. Sağ partiye oy vermek beni rahatsız etmiyor ve hatta oy atacağım partiyi çok gönülden sevmem bile gerekmiyor bu kez. Sadece bir oy bir oydur diye düşünüp davranıyorum o kadar. Normale dönersek bir gün tekrar sol partilere oy atmayı sürdüreceğim.
(Akşam)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |