2001 öncesi banka patronlarının kendi şirketlerini soymasına neden olan düzene geri dönülüyor. Bankacılık Kanunu’nun, banka yöneticilerinin yüzde 25’den fazla ortak oldukları şirketlere kredi verilmesi yasağını verdiği bir görüşle deldi. Murat Demirel, Cavit Çağlar ve birçok batık banka patronunun uyguladığı hortum sistemine izin çıktı
2001 krizinde uygulamaya konulan Derviş yasalarıyla getirilen ve banka patronu ile yöneticilerinin kendi şirketlerine sınırsız kredi açmalarını önleyen yasada gedik açıldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) ağustos ayında verdiği bir görüş ile 2001 krizinden bu yana taviz vermediği bir alanda ilk defa geri adım attı ve banka yöneticilerinin kendi şirketlerine kredi kullandırabilmesinin önünü açtığı ortaya çıktı.
Söz konusu karar ile üst düzey banka yetkililerinin yüzde 25’ten daha fazla hisseye sahip oldukları firmalara borç vermesini yorumlayan BDDK, ortaklığın “dolaylı” olması durumunda bu sınırın aşılmasında bir sorun olmadığını belirtti. Uzmanlara göre BDDK’nın yaptığı yorum, bütün banka yöneticilerinin dolaylı pay sahibi oldukları şirketlere kredi kullandırmalarına imkân sağlayabilir.
Bu görüşü savunanlar arasında, 2001 krizinde Hazine Müsteşar Yardımcısı olan ve kamu bankalarının yeniden yapılandırmasında görev alan Hakan Özyıldız da var. Özyıldız, “Ben hukuki değil, iktisadi bir değerlendirme yapabilirim. Doğrudan ya da dolaylı olmasının bence bir önemi yok” değerlendirmesinde bulundu. Bankacılık Kanunu’nun 50’inci maddesi, banka yöneticilerine, yüzde 25’den fazla ortak oldukları şirketlere kredi verilmesini “her ne şekilde olursa olsun” ifadesiyle yasaklıyor. Özyıldız, Bankacılık Kanunu’nun bu maddesinin amacını şöyle açıklıyor: “2001 krizi öncesinde de bu tür krediler kullandırıldı ve kanun koyucu aynı şeylerin tekrar etmemesi için bu kredilere yasak getirdi.”
Son 10 yılda bankacılık, ortalama yüzde 5 büyüyen 786 milyar dolarlık Türkiye ekonomisinin en sağlam sektörlerinden biriydi.
Burgan Yatırım Menkul Değerler Analisti Nergis Kasabalı, konuyla ilgili, “2001 krizi öncesi gibi bir dönemde değiliz. Türk bankacılık sektörü oldukça sağlam ve sağlıklı durumda” dedi.
2001 öncesinde, bankaların kendi grup şirketlerine ve yöneticilerine kredi kullandırması sıkça uygulanan bir yöntemdi.
BDDK’NIN banka sahibi patronlara kredi kullanmaya vize vermesi akla Türkiye’yi 2001 krizine götüren süreci getirdi. O dönem, banka patronları kendi şirketlerine kredi vererek Türkiye’yi milyarlarca TL zarara sokmuştu. TMSF’nin 2009 verilerine göre 28 Şubat sürecinde 26 banka battı ve bunların yol açtığı zarar 60 milyar doları aştı. Kendi şirketlerine ve yakınlarına kolaylık sağlayıp, devleti ve milleti zarara uğratanlar arasında Mehmet Emin Karamehmet’in Cavit Çağlar’a sattığı ve Çağlar’ın yakınlarına kredi sağlayan Interbank, Dinç Bilgin-Zafer Mutlu’nun ortağı olduğu Etibank, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni Yahya Murat Demirel’in batırdığı Egebank gibi bankalar bulunuyor.
taraf
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...