New York’un en sembolik alanlarından biri olan Times Meydanı, ünlü Broadway oyunlarının sergilendiği ışıklı tiyatroları, sokak sanatçıları, birbirinden ünlü markaların dükkanları ve dev led reklam panoları yüzünden hiç karanlık olmayan sokaklarıyla tüm dünyada tanınır. Her yılbaşı milyonlarca kişinin gözü önünde saat gece yarısını vurduğunda yeni yıla girildiğini simgeleyen kristal topun neredeyse tam düştüğü yerde bugünlerde Times Meydanı turistler için alışılmışın dışında bir gösterim sunuyor. National Geographic Okyanus Macerası.
Ancak National Geographic, Times Meydanı’nın ortasına bir akvaryum yapmak yerine yüksek kaliterli büyük ekranlara dünyanın dört bir yanındaki okyanuslarında yaşayan hayvanların videolarını sergiliyor. Dijital medya ve teknoloji harikası olan bu videolar daha seyirciler kapıdan içeri adımlarını atar atmaz başlıyor ve onları adeta okyanusun derinliklerine götürüyor bir anda.
Özel gözlüklerle izlediğiniz üç boyutlu okyanus altı macerasında yosunların arasından bir anda karşınıza çıkan köpekbalığını görünce korkmamak elde değil. Üç boyutlu bölümün ardından gelen, deniz altında yürüdüğünüzü hissettiren bölümde ise beyaz kumlu deniz tabanında yürürken çıkıveren vatozlar bir gerçek bir görsel şölen sunuyor.
National Geographic Pazarlama Müdürü Shannan Hebert, “Okyanus macerası sizlere teknolojinin en gelişmiş ürünleri sayesinde sunuluyor. Üç boyutlu ve sürükleyici teknoloji sayesinde sizleri Okyanusların başka türlü gidemeyeceğiniz kadar derin ve tehlikeli bölgelerine götürebiliyoruz. Birçok değişik teknolojiyi kullanıyoruz bu mekanda: üç boyutlu, halojen ve tabii kaliteli videolar,” diyor.
Okyanus Macerasını en iyi şekilde aktarabilmek için bilgili rehberler eşliğinde gezmek gerekiyor. Rehberler denizlerin altındaki her yosun ve canlı türünü en ince detaylarıyla anlatıyor: “Bazı yerlerde hareket sensörleri sayesinde balıkları oynatabiliyor ve onlara dokunduğunuzu hissedebiliyorsunuz. Deniz aslanları ile oynayabilir, 3 boyutlu 8K çözünürlüklü video sayesinde köpekbalıklarıyla yüzebilirsiniz. Bazı yerlerdeyse dünyanın en eski lunapark hilelerinden birisi olan aynalar yardımıyla sizleri okyanusun en derin yerlerine götürüyoruz.”
Sadece köpekbalığı da değil, dev ahtapotların birbirleriyle kavgalarını bile adeta yanlarındaymış gibi hissettiriyor bu gösteri.
Okyanus macerası sadece bir eğlence değil aynı zamanda bilgilendirici bir sergi. Sergi, gezenleri okyanusların içinde bulunduğu sorunlar ve bunların nasıl engellenebileceği konusunda da izleyicileri eğitmeyi amaçlıyor.
Hebert, “Burada seyircilere okyanusları korumak için neler yapabileceklerini gösteriyoruz. Buradaki ekranda gördükleri opsiyonları seçip, okyanuslara nasıl yardım edebileceklerini gösteriyoruz. Mesela plastik kamış kullanmamak veya plastik torba ve şişe kullanımını azaltmak, ayrıca herkes için bir mesaj yazabilecekleri bir bulmaca var, bu da büyük bir bulmacanın parçası olduklarını gösteriyor onlara,” şeklinde konuşuyor.
Yaklaşık 90 dakika süren Okyanus Macerası’nda tek eksik okyanus ve denizin soğuk sularını hissettirecek sensörler! Serginin sonlarında New York kenti çevresindeki denizlerde neler olduğunu anlatan interaktif eğitim programı ve denizden toplanan, içinde mesaj olan şişelerin sergilendiği bölümler var. Bunları gördükten sonra da ziyaretçilerden, kentin kalabalığına tekrar karışmadan önce kapkaranlık bir odada verilen okyanus seslerini dinlemeden Okyanus Macerası’nı bitirmemeleri tavsiye ediliyor.
National Geographic bu sergiyi New York dışında birçok kentte göstermeyi planlıyor. Sadece serginin yeri değil, içeriği de birkaç yılda bir değişecek. Teknoloji değiştikçe yeni bölümler eklenecek sergiyi gezmek isteyenlerin yıl sonuna kadar zamanı var.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...