ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü'nde doktor öğretim üyesi Ahmet Acar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2007'de aynı bölümden mezun olduktan bir yıl sonra İngiltere'nin Manchester şehrindeki Kanser Araştırma Enstitüsü'nde doktora ve Londra şehrindeki Kanser Araştırma Enstitüsü'nde doktora sonrası çalışmaları yaptığını söyledi.
Acar, 12 yıl boyunca kanser ilaç direncinin altında yatan moleküler mekanizmanın anlaşılması üzerine araştırma yaptığını anlattı.
Bu sürenin sonunda TÜBİTAK'ın Lider Araştırmacılar Burs Programı ile Türkiye'ye, mezun olduğu ODTÜ'ye dönmeyi seçtiğini ifade eden Acar, kurduğu Ar-Ge ekibi ile öncelikli olarak kanserin tedavisindeki ilaç direncine neden olan moleküler mekanizmaları aydınlatmaya çalıştıklarını belirtti.
TÜRKİYE'DE GELİŞTİRİLİYOR
Direnç sonucunda yeni kanser ilaçlarını tespit etmek üzere çalışmalar yürüttüklerine işaret eden Acar, "Dünyadaki ilaç direnci çalışmalarından farklı Türkiye'de, ilk olarak tümör organoidi bankasını ya da diğer adıyla biyobanka kuruyoruz. Organoidler, üç boyutlu kültür ortamında büyüyebilen ve hastanın DNA'sına yüksek benzerlik gösterebilen yenilikçi bir teknoloji. Dünyada bu teknoloji son 5 yıldır devam ediyor. Biz de TÜBİTAK'ın programıyla bu teknolojiyi Türkiye'de geliştirmek üzere çalışıyoruz" diye konuştu.
Çalışmalarını Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ile Ankara Şehir Hastanesindeki klinisyen ekip ile yürüttüklerini aktaran Acar, "Şu ana kadar 20 hastaya özel organoidi oluşturduk. Tümörü tedavi edebilecek ilacı, deneme yanılma yapmak yerine tümörün genomik kompozisyonunu tespit ederek hastaya vermek için çalışıyoruz. Hastanın DNA'sında var olan mutasyonları ve farklı ekspresyon değişimlerini veri tabanımızda topluyoruz. Bu örnekleri büyüttükten sonra bu genetik farklılıklara göre çalışabilecek ilaçları tespit edip bunların üzerinde deniyoruz" ifadelerini kullandı.
Kanser için kullanılan kemoterapinin çok seçici bir tedavi yöntemi olmadığını altını çizen Acar, şu bilgileri verdi: "Son yıllarda hastanın DNA'sındaki değişimlere göre daha akıllı, güdümlü ilaç tipleri çıkıyor. Ama bu ilaçları hastaya verebilmek için öncelikle o hastanın genetik profilinin çıkartılması gerekiyor. Ona göre, eğer o genetik değişime göre bir ilaç varsa o ilaç hastaya veriliyor. Hastada bir tane ilaç denemek yerine bu organoidler üzerinde aynı anda 100'e yakın ilacı hasta için deneyebiliyoruz ve bu 100 ilaçtan hangisi çok daha etkili ve çalışıyorsa onu hastaya tavsiye edebiliyoruz."
Acar, kanserde başarı gösterecek ilaçları organoidler üzerinde göstermek için 1 yıldan az bir sürenin kaldığını söyledi. Daha sonra klinik çalışmalara başlayacaklarını bildiren Acar, "Bu teknolojinin tamamen kullanılabilmesi için 2-3 yıla yakın bir süre bizi bekliyor" dedi.
YAPAY ZEKAYLA KANSER TEŞHİSİ
Acar, kanserde tanı koymak için ODTÜ Teknokent bünyesinde kurduğu girişim şirketinde yapay zeka tabanlı yazılım geliştirmek üzere ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Emre Akbaş ile çalışma yaptıklarını dile getirdi.
Ankara Şehir Hastanesi ile pilot çalışmaların devam ettiğini vurgulayan Acar, "Algoritmamız başarılı sonuçlar verdi. Kanserdeki 4 seviye için şu andaki başarılı oranlarımız oldukça yüksek seviyelerde. Farklı patologlar arasındaki değerlendirmelerin de tutarlılık oranı yüzde 80'ler dolayında olduğu hesaba katılırsa geliştirdiğimiz algoritmanın kanserde otonom ve hızlı teşhis için önemli bir görev alacaktır" şeklinde konuştu.
Ahmet Acar, hedefinin, araştırmalarını Türkiye'de yürütmek olduğunu sözlerine ekledi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...