Kuzey Irak'a çok sayıda operasyon gerçekleştiren TSK'nın bölgedeki hareketliliği dikkat çekiyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın önceki gece yaptığı "Askerden talep gelirse Meclis olarak yasal desteği veririz." açıklaması üzerine dikkatler bu istikamete çevrildi. Terörün artış göstermesi üzerine gündemin üst sıralarına yükselen sınır ötesi operasyona destek verenler kadar karşı çıkanlar da var. Devletin sinirlerine hakim olması gerektiğinin altını çizen gazeteci-yazar Cengiz Çandar, "Uzun yıllar Türkiye'nin belini bükecek bir 'uluslararası tuzak' mı söz konusu?" sorusuna cevap aranmasını istiyor.
Bazı güçlerin Türkiye'yi 'Irak cehennemi'ne çekmek istediğini söyleyen Ali Bulaç da, K.Irak'tan şehit cenazeleri gelmeye başlayınca güvenlik probleminin ön plana çıkacağını, buna paralel olarak özgürlüklerin ikinci plana düşeceğini vurguluyor. Dr. Nihat Ali Özcan ise politik hedef ortaya konulduktan sonra askerî harekâtın düşünülebileceği görüşünde. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Ksurumu Başkanı Sedat Laçiner, genel harekât yerine nokta operasyonlarını savunuyor.
Son dönemlerde terör eylemleri ciddi oranda arttı. İzmir'de pazaryerine bomba bırakılması ve Ankara'daki canlı bomba eyleminin ardından dün yürekleri burkan şehit haberleri geldi. Şırnak'ta terör örgütünün döşediği mayının patlaması sonucu 6 asker hayatını kaybetti. Son bir ayda ülke genelinde yakalanan canlı bomba sayısı ise 13. Bütün bu gelişmeler üzerine Türkiye sınır ötesi operasyonu konuşmaya başladı. Irak'taki mevcut durumu 'bataklık' olarak nitelendiren bazı uzmanlar, dış güçlerin Türkiye'yi bölgeye çekmeye çalıştığını savunuyor. Askerî harekâtın doğuracağı riskler sebebiyle ülke birliğinin zarar göreceği üzerinde duruluyor. Turizm sezonunun açılması ve ekonomideki hassas dengelerin dikkate alınmaması halinde 'telafisi imkansız sonuçlar' doğabileceği kaydediliyor. K.Irak'a girilmesini isteyen yazarlar ise terör örgütünün buradan beslendiğine dikkat çekiyor. Otorite boşluğu yüzünden PKK'nın bölgede yuvalandığına işaret edilirken, Bağdat yönetiminin gerekli adımları atmadığı vurgulanıyor.
Bazı güçlerin Türkiye'yi 'Irak cehennemi'ne çekmek istediğini söyleyen Ali Bulaç, Kuzey Irak'tan şehit cenazeleri gelmeye başlayınca güvenlik probleminin ön plana çıkacağını, buna paralel olarak da özgürlükler ve temel hakların ikinci, üçüncü plana düşeceğini vurguladı. Bulaç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Demokrasi zaafa uğrar. Pek de uzak olmayan bir gelecekte ABD ve işgal güçleri Irak'tan çekilmek istiyor. Irak'ta İran'ı durduracak bölgesel bir güce ihtiyaç var. Bu güç Türkiye olarak görülüyor. Irak'a girersek sadece İran ile değil Araplarla ve Kürtlerle de karşı karşıya geliriz. Ülke içinde de sıkıntı olur."
Dünkü köşe yazısında sınır ötesi harekâtı işleyen gazeteci-yazar Cengiz Çandar da, "Yakın vadede bu tür bir gelişmenin, Türkiye'deki demokratik süreci iptal etme tehlikesi var. Ankara, terörist saldırısı ve benzerlerine karşı, ya İngiliz veya İspanyol halkı gibi davranacak ya da Gazze'deki İsrail ordusu, Irak'taki milisler gibi. Seçilecek yol, Türkiye'nin hangi ligin oyuncusu olduğunun da göstergesi olacaktır." diye yazdı. Dr. Nihat Ali Özcan ise politik hedef net olarak ortaya konulduktan sonra askerî harekatın düşünülebileceği görüşünde. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner, genel bir harekât yerine nokta operasyonlarını savunuyor. Hedefin iyi belirlenmesi halinde başarı şansını yüksek görüyor. Genelkurmay Başkanlığı, 'operasyona ihtiyaç var' dediği zaman Meclis ve hükümetin karşı çıkmayacağının altını çiziyor. Sınırlı operasyonu savunanlardan biri de Doç. İhsan Bal. "Bir gece ansızın hava harekâtı yapılmasını" öneren Bal, şu görüşleri dile getiriyor: "ABD, Ortadoğu'daki politikasını aşiretlerle mi, Türkiye'deki demokratik ve sivil iktidarla mı yürütecek? Demokratik ve sivil bir hükümetle olacaksa, bu operasyonu desteklemeleri lazım. Kesin, kısa, sonuç alıcı ve etkin bir operasyon olmalı."
MİT'in eski daire başkanlarından Prof. Dr. Mahir Kaynak ise Türkiye'nin K. Irak'a çekilmek istendiğine vurgulayarak, "Çünkü ABD bölgeden gidince söz sahibi İran olacak. ABD, bunu dengelemek istiyor. Türkiye bu sayede bölgede söz sahibi olur. Kürt devleti yine kurulur; ama Türkiye, Kürt devletini kontrol edebilecek noktaya gelir." yorumunda bulunuyor.
zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...