Depresyon özellikle insanların ruh halini tanımlayan bir sözcüktür. Aynı zamanda psikiyatrik bir bozukluğu tanımlamak amacıyla da kullanıldığından zamanla hastalık adını almıştır. Bireyler için bu kavram kullanıldığında kişinin ruhsal çökkünlük halinde olduğu düşünülmektedir. Depresyonda olan birey kendisini duygusal olarak üzgün, kederli, ümitsiz, yetersiz ve değersiz hissedebilmektedir. Hatta depresyon sürecinde birey davranış olarak kendisini toplumdan soyutlayabilmektedir. İçine kapanabilir, giderek durgunlaşabilir hayatın içerisinde yaşadığı durumlardan ötürü zevk alamayabilir ve isteksiz olabilir. Bedensel belirtilerinde ise uyku ve iştah problemleri yaşayabilir.
Bireylerin hayatın doğal akışı içerisinde üzücü olaylar karşısında üzülmeleri gayet normal bir süreçtir. Gündelik hayatın içerisinde bireyler kendilerini moralsiz, mutsuz, karamsar veya üzgün hissedebilmektedir. Fakat depresyon üzgün hissetmekten daha farklı süreçleri içerisinde barındırmaktadır. Dolayısıyla depresyon ve üzüntüyü birbirine karıştırmamak gerekmektedir. Hayat içerisinde yaşanan bazı süreçler üzüntüyü meydana getirebilmektedir. Sonuçta hayatın bize her daim mutlu olmak ile ilgili bir vaadi yoktur. Depresyonun belirtilerini incelemek bu süreçte üzüntü ile arasındaki farkı anlamaya yardımcı olabilecektir. Depresyon belirtileri arasında; sürekli üzgün hissetmek, günlük aktivitelerde ilgi ve zevk kaybı, bireyin aşırı yeme ihtiyacı ya da iştahsızlık, uyku ile ilgili problemler, sürekli uyumak, uyumada zorluk yaşamak gibi sürekli yorgun hissetmek, konuşmada ve hareketlerde yavaşlık, değersiz ve suçlu hissetmek, konsantrasyon kaybı, karar vermede zorluk ve intihar eğilimleri görülebilmektedir. Dolayısıyla bireylere depresyon tanısı konulabilmesi için yukarıda belirtilen semptomların en az 6 ay devam etmesi gerekmektedir. Depresyon bireylerde her yaş döneminde görülebilmektedir.
Gündelik yaşamda morali bozulan birey olumlu bir durum oluştuğunda kendisini iyi hissedebilmektedir. Fakat depresyon tanılı birey olaylar karşısında kendisini daha iyi hissetmez. Dolayısıyla belirtildiği gibi gündelik yaşanan, hayatın içerisinde meydana gelen olağan durumlara karşı gösterilen umutsuzluk hallerini depresyon olarak tanımlamak hatalı bir yaklaşım olabilmektedir.
DEPRESYON NEDEN OLUR?
İnsanlarda depresyon görülme nedenleri arasında psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin rolü olduğu bilinmektedir. Bu faktörlerden her biri depresyona neden olabilmektedir. Bireylerin erken zamanda ebeveynlerinden birini kaybetmesi, sevdiği bireylerden ayrılma ya da sevdiği birinin ölümü, madde kullanımı, boşanma, travmatik bir çocukluk geçirme ya da travmatik bir olay yaşama, ailede depresyon geçmişinin varlığı, bazı ilaçlar ve hastalıklar depresyon geçirme riskini artırabilmektedir.
Bireylerin yaşamış olduğu depresyon çeşitleri aynı şiddette değildir
Depresyonun farklı türleri vardır. Bunlar; hafif depresyon, orta şiddette depresyon ve ağır (majör) depresyon biçiminde ayrılmaktadır. Bireylerin hayatını farklı şekillerde etkileyen depresyon bazı durumlarda belirtilerin birden şiddetini artırması ve sonra yatışmasıyla devam etmektedir. Yapılan bazı çalışmalara göre depresyon; kadınlarda erkeklere göre iki kat fazla görülmektedir. Bu durumun olası belirtilerinden birisi erkeklerin depresyon belirtilerini farklı eylemler ile ifade etmelerindendir. Kadınlar ise genellikle bu tarz eylemlere başvurmamaktadır. Ağır depresyonun devamlı strese maruz kalan, şiddete uğrayan, bazı travmalar yaşayan kişilerde daha çok ortaya çıktığı görülmüştür. Özellikle küçük yaşlarda ihtiyaç duyulan ait olma, sevilme, değer görme, güven duyma, başarı gibi duyguların karşılanmaması ileri dönemlerde kişilerin depresyona girmesine neden olduğu düşünülmektedir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |