Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilerek yasalaşan torba kanun ile vergi kaçakçılığı suçları da af kapsamına alındı. Yasanın Varlık Barışı'nı düzenleyen 45'inci maddesinde daha önceki Varlık Barışı Yasası'nda kabul edilmeyen ve vergi kaçakçılığı suçuna giren sahte faturalar af kapsamına almdı. Önceki kanunda sahte faturanın vergi farkına girmemesi nedeniyle bu belgeleri kullanıp vergiden indirenler yapılan incelemeler sonunda yakalanırsa bu tutar barıştan yararlanamıyordu. Yeni kanun ile mahsup imkânı vergi farkı olarak getirilerek naylon faturaya yol açıldı.
SAHTE FATURA
Önceki kanunun beşinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan "Bu kanun kapsamında beyan edilen tutarlar mahsup edilerek tarhiyat yapılır" ibaresi, "Bu kanun kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılır, indirimi reddedilen Katma Değer Vergisi'ne ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi halinde mahsup edilecek matrah tutarı, yüzde 18 KDV oranı dikkate alınarak hesaplanır" şeklinde değiştirildi. Böylece Varlık Barışı'nın ilk uygulamasında sahte fatura kullanımı nedeniyle indirim konusu yaptığı KDV reddedilen mükelleflerle ilgili yapılan tarhiyatların da mahsup hükümlerinden faydalanması imkânı getirildi. Sahte fatura kullanarak bunu vergisinden düşenler Vergi Barışı ile matrah beyan etse bile Maliye bunu vergi farkı sayarak matrahtan düşmüyor, sahte fatura kullananlar da bu olanaktan yararlanamıyordu.
SÜRE ÜÇ AY UZADI
Şimdi ise "İndirimi reddedilen Katma Değer Vergisi'ne ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir" denilerek matrahın nasıl hesaplanacağı açıklandı ve bu imkâna kavuştu. Yasaya göre "Varlık Barışı" uygulamasının süresi, 30 Eylül 2009 tarihine kadar uzatılacak. Bakanlar Kurulu, başvuru ve bildirim süresini 3 ay daha uzatabilecek. 1 Mayıs 2009 ve 31 Aralık 2009 tarihleri arasında tam mükellefiyete tabi gerçek kişiler ile kurumların, kanuni ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlara ilişkin iştirak hisselerinin satışından doğan kazançlarının, Türkiye'de bulunmayan kurumlardan sağladıkları iştirak
kazançlarının ve yurtdışında bulunan işyeri ve daimi temsilcileri aracılığıyla elde edilen ticari kazançların, 28 Şubat 2010 tarihine kadar Türkiye'ye transfer edilmesi halinde, bunlar Gelir veya Kurumlar Vergisi'nden müstesna tutulacak.