Tamer Korkmaz'ın 'Vay Be' başlığıyla yayınlanan yazısı şöyle;
Takvimler 9 Ekim 2013’ü gösteriyordu: Dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, tebdili kıyafetle geldiği Türk Dil Kurumu binasında kabinedeki pek meşhur siyasetçiyle baş başa görüştü.
Atatürk Bulvarı üzerindeki binada bu gizli görüşme gerçekleştiğinde, Paralel Yapı’nın 17 ve 25 Aralık 2013 tarihindeki Emniyet & Yargı Kalkışmasına “yaklaşık iki buçuk ay” vardı!
*
Ricciardone, bir grup AB Büyükelçisiyle 17 Aralık (2013) günü Atatürk Bulvarı üzerindeki ABD elçiliğinde verilen yemekte bir araya geldi…
Onlara “Bugünden itibaren bir imparatorluğun çöküşünü izleyeceksiniz” diye seslendi!
Komprador Burjuvazi’nin önde gelen isimlerinden olan işadamı Mustafa Süzer de, 17 Aralık günü (2013) Pensilvanya’da Locaefendi’sinin misafiriydi!
“FACİA” BİR ÇIKIŞ
AK Parti’nin eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçen hafta “Kanun Hükmünde Kararnameler bir faciadır” dedi!
KHK’lılardan özür diledi! “FETÖ’den yargılananları peşinen suçladılar” diye ekledi!
Dahası, “15 Temmuz’a giden yolu bize gösterecek herhangi bir belge elimizde bulunmuyordu” cümlesi de onundur!
17 ve 25 Aralık 2013’ten, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasına kadar “ABD Yapımı” FETÖ’nün Bağımsız Türkiye’yi teslim alma yolundaki hain faaliyetleriyle ilgili olarak sayısız bilgi, belge, kanıt ve dahi yaşanmışlık vardı, oysa…
*
Arınç, Manisa’daki Paralel Yapı operasyonunda gözaltına alınanlar için “Bu insanlar suç işleyemez” diyordu!
Ne zaman? 15 Kasım 2015’te…
Yani, 17-25 Aralık’tan yaklaşık iki yıl sonrasında!
*
“KHK bir faciadır” lafı; zalim FETÖ’cüleri “mağdur” gibi göstermeye yeltenen, onları kurtarmaya yönelik bir çıkıştır.
“Mağdur” edebiyatına bel bağlanması mı; en başta 15 Temmuz şehitlerimize ve gazilerimize yönelik vahim bir yanlıştır, çok büyük bir haksızlıktır.
Arınç’ın, Fetullahçıları Kollama çıkışı; gazilerimizin yaralarını deşmiş, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmıştır.
Bu bağlamda…
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin fevkalade isabetli şu sözleri; çok önemli bir uyarıyı da içeriyor:
“Merhamet dilenciliğiyle ve vicdan istismarıyla mesafe almaya teşebbüs etmek, dahası FETÖ’cüleri aklamaya yeltenmek; şehide şühedaya ihanettir…
Bu gidişle, 15 Temmuz’un üzeri küllenecektir!”
BUNLARIN HEPSİ, SON “BİR AYDA” OLDU
Bakınız, 10 Ekim’den bu tarafa hangi gelişmeler peş peşe yaşandı:
*Akıncı Hava Üssü’ndeki darbe faaliyetine katılan eski 3 general, 1 albay ve 1 yüzbaşı hakkında tahliye kararı verildi! (İtiraz üzerine, 4 Kasım’da sanıklar için tutuklama kararı çıkarıldı.)
*Arınç’ın, FETÖ’ye üyelik suçundan yargılanan ve ‘Mahrem İmam’ olduğundan bahsedilen damadı Ekrem Yeter beraat etti!
*FETÖ’nün firardaki imamı Adil Öksüz’ün serbest bırakılmasıyla ilgili davada aralarında eski Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca’nın da yer aldığı 24 sanığın beraatına karar verildi!
*Eski CHP’li vekil ve FETÖ’nün perde arkasından kumanda ettiği Karşı gazetesinin eski yayın yönetmeni Eren Erdem tahliye edildi!
*FETÖ’nün Medya Yapılanmasına ilişkin davada Ahmet Altan ile Nazlı Ilıcak’ın tahliyesine, Mehmet Altan’ın da beraatına karar verildi!
*
Bütün bu gelişmeler, asla tesadüf değildir…
FETÖ’cülerin ve de işbirlikçilerinin kurtarılması için “seferberlik” ilan edildiği aşikârdır.
Bunları, Arınç’ın malum çıkışıyla birlikte düşünmek gerekiyor!
PAPA’SINA “KHK” MESAJI VERDİRTEN KİM?
Özellikle geçen Mayıs’tan bu tarafa Bülent Arınç’ı lanse etmek için çırpınan Etki Ajanı Ertuğrul, üç gün önceki yazısında ise “Sayın Papa, KHK ile atılanlar önünüze gelse affeder miydiniz?” diye soruyordu!
“Papa Françesko” filminde Papa ile yapılmış bir mülakatta verilen cevaplara “kendi sorularını yazarak Papa’sına dahi hayalindeki KHK mesajını verdirten” Ertuğrul; Fetullah’ın Papa İkinci Jean Paul’ü (1998) ziyaretini de alkışlayanlar arasındaydı!
007 Ertuğrul; 15 Temmuz’un hemen öncesindeki beyanlarında “darbe çağıran” Altan Kardeşler ile Nazlı Ilıcak’ın yırtması karşısında “sevindirik” oldu: Devamı gelsin istiyor!
Şu satırlar da onundur: “Nagehan Alçı, ‘Şimdi sıra Osman Kavala ve Mümtazer Türköne’de’ diye yazmış. O meşum listeyi ben tamamlayayım: Sıra, Selahattin Demirtaş’ta…” (6 Kasım 2019)
Vaktiyle “Zekeriya Öz’ün heykeli dikilmelidir” diyen ROK’un eşi şu Truva Nagehan’ın; geçenlerde “Türkiye, YPG’nin yani PKK’nın siyasi kanadının daha güçlü hale gelmesini sağlamalıdır” diye konuştuğunu, tam da burada hatırlayalım!
*Finalde, en başa dönelim ve Ricciardone ile gizlice görüşen kabinedeki pek meşhur siyasetçinin “Dönemin Başbakan Yardımcısı” olduğunu not edelim…
Kendisi, şimdilerde “KHK’lar bir faciadır” diyor!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |