Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Ziya Selçuk'un Milli Eğitim Bakanlığı'ndan istifası üzerinden iktidarın eğitim politikasını eleştirdi.
Özdil, "Hem milli eğitimin başını yediler… Hem yedi milli eğitim bakanı yediler. Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, en son, Ziya Selçuk. Milli mücadele kahramanı, ilerici, özgürlükçü, toplumcu, insan odaklı Mustafa Necati bey'in, Reşit Galip'in, Hasan Ali Yücel'in koltuğuna oturdular… Çağdaş Türk eğitim sistemini Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinden uzaklaştırdılar, tarikatlaştırdılar, okulları Akp'nin arka bahçesi yapalım derken, hem okulları, hem çocukları mahvettiler. Dindar nesil yaratalım filan derken “kayıp nesil” yarattılar" ifadesini kullandı.
İŞTE YILMAZ ÖZDİL'İN YAZISI
Milli eğitime el attılar.
Bütün sorun “katsayı” dediler, üniversiteye girişte katsayıları değiştirdiler,
sistemi allak bullak ettiler.
Galiba bütün sorun “müfredat” dediler, müfredatları değiştirdiler, sistemin altını
üstüne getirdiler.
Acaba bütün sorun “süre” mi dediler, üç yıllık liseleri dört yıla çıkardılar, sorun
çözülmediği gibi, sorunun süresi uzadı.
Muhtemelen bütün sorun “LGS” dediler, 1994 yılından beri uygulanan liselere
giriş sınavı'nı kaldırdılar, artık kesinlikle sınav yok dediler, kesinlikle sınav yok
diyerek OKS'yi, ortaöğrenim kurumları sınavı'nı koydular, iyice karmakarışık hale
getirdiler.
Gördüğümüz kadarıyla bütün sorun “OKS” dediler, tek aşamalı OKS yerine,
üç aşamalı SBS getirdiler, ortaöğrenim kurumları seçme ve yerleştirme sınavı'nı
iptal ettiler, onun yerine 6'ncı 7'nci 8'inci sınıflarda girilen seviye belirleme sınavı
getirdiler, böylece işin içinden çıkılmaz hale getirdiler.
Anladığımız kadarıyla bütün sorun “ÖSS” dediler, ÖSS yerine YGS ve LYS
getirdiler, 1999 yılından beri uygulanan tek aşamalı öğrenci seçme sınavı'nı
kaldırdılar, onun yerine iki aşamalı YGS ve LYS'yi getirdiler, YGS'yi geçenleri
LYS'ye soktular, sistem düğüm oldu.
Hadi bakalım en başa döndüler, bütün sorun “katsayı” dediler, üniversiteye
girişte katsayıyı kaldırdılar, sistem gene alt üst oldu.
Tahminimiz o ki, bütün sorun “SBS” dediler, 6-7-8'inci sınıflarda girilen seviye
belirleme sınavı'nı iptal ettiler, üç aşamalı SBS yerine, bu defa tek aşamalı SBS'ye
döndüler, çorbaya döndü.
Büyük olasılıkla bütün sorun “süper lise” dediler, süper liseleri kapattılar, düz
liseleri Anadolu lisesi yaptılar, efsanevi Anadolu lisesi eğitiminin ocağına incir
ağacı diktiler, iki kere iki dört diyemeyenler bile Anadolu lisesine gitmeye
başladı, yabancı dil eğitiminin ortalaması “van münüts” seviyesine indi.
Emin olduk ki, bütün sorun “ilköğretimdeki kesintisiz eğitim” dediler, kesintisiz
eğitimi kesintili hale getirdiler, sekiz yıllık kesintisiz eğitimi kaldırdılar, dört artı
dört artı dört sistemine geçtiler, sistem karman çorman oldu.
Fetoyla papaz olunca, bütün sorun “dersaneler” dediler, dersaneleri kapattılar,
özel ders adı atında kaçak okullar patladı, veliler dersanelerden daha fazla para
ödemeye başladı.
Artık tespit ettik, bütün sorun “lise” dediler, gönüllülük esasıyla çalışan imam
hatip sistemini, herkese zorla dayattılar, neredeyse bütün okulları imam hatip
haline getirdiler… Gayrimüslim çocuklarımızı bile, mesela Türkiye Musevileri
Hahambaşı'nın torununu bile imam hatipe kaydettiler! Bu zorlama neticesinde
imam hatipten mezun çocuklarımızın yüzde 82'si üniversiteyi kazanamadı,
çocukları imam yapayım derken, deist yaptılar, dinden soğuttular.
Artık eminiz, bütün sorun “tek aşamalı SBS” dediler, liselere giriş için SBS'yi iptal
ettiler, TEOG icat ettiler, böylece, tek aşamalı sınavı kaldırıp, onun yerine tek
aşamalı sınav koymuş oldular!
Üç yıl sonra, artık eminiz bütün sorun “TEOG” dediler, TEOG'u kaldırdılar, LGS
koydular, öğretmenlerin zihni bile sütlaça döndü.
Nihayet tespit ettik, bütün sorun “iki aşamalı YGS ve LYS” dediler, YGS ve LYS'yi
kaldırdılar, YKS getirdiler, böylece, iki aşamalı sınavı kaldırıp, iki aşamalı sınav
getirmiş oldular! Çünkü, eskiden YGS ve LYS'ye giriliyordu, şimdi TYT ve AYT'ye
giriyorlar, ama adına YKS deniyor.
Eğitim sistemini 18 yılda 18 defa değiştirdiler.
Akp iktidarında, hiçbir öğrenci başladığı sistemle okulunu bitiremedi.
Ve, covid salgını başladı… Sorunu tespit ettik diyerek, milli eğitime tarihin en
büyük darbesini vurdular, okulları kapattılar!
Bütün dünya ülkeleri, ne yapıp edip okulları açık tutarken, bunlar ilk iş okulları
kapattılar, uzaktan eğitim palavrasına başladılar, bilgisayar yok, tablet yok,
internet yok, 15 milyon öğrencimiz var, altı milyonu uzaktan eğitime ulaşamadı,
fırsat eşitliğinden zaten faydalanamayan köylerdeki çocuklarımız iyice geriye
itildi, ilkokula başlayan çocuklarımızın çoğu okuma yazma bile öğrenemedi.
Hem milli eğitimin başını yediler…
Hem yedi milli eğitim bakanı yediler.
Erkan Mumcu
Hüseyin Çelik
Nimet Çubukçu
Ömer Dinçer
Nabi Avcı
İsmet Yılmaz
En son, Ziya Selçuk
Milli mücadele kahramanı, ilerici, özgürlükçü, toplumcu, insan odaklı Mustafa
Necati bey'in, Reşit Galip'in, Hasan Ali Yücel'in koltuğuna oturdular… Çağdaş
Türk eğitim sistemini Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinden uzaklaştırdılar,
tarikatlaştırdılar, okulları Akp'nin arka bahçesi yapalım derken, hem okulları,
hem çocukları mahvettiler.
Dindar nesil yaratalım filan derken “kayıp nesil” yarattılar.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...