YILMAZ, ŞEHİT AİLELERİNİ ODAYA KAPATMIŞ 

Son dönemde artan terör olayları ve gelen şehit cenazeleri ülkeyi gerdi. Provokasyona uygun bir hava oluştu. Bu havanın en yoğun olarak yaşandığı illerden biri de Kırıkkale. Türkiye’de en çok şehit veren iller arasında Kırıkkale 3. sırada geliyor.

Şehir, bugüne kadar 140 evladını teröre kurban vermiş. Onun için kent hassas bir konumda.

Anadolu Şehit Dernekleri Federasyonu Başkanı Mehmet Gencer, bu ilde yaşıyor. O da bir şehit babası. Oğlu, Deniz Piyade Astsubay Serhat Gencer 1994 yılında şehit düşmüş. Yaklaşık 13 yıldır şehit yakınlarının meseleleri ile ilgilenen Gencer, son dönemdeki terör olaylarını farklı bir açıdan yorumluyor. Kolaycılığa kaçıp “sıfır terörle teslim ettik” edebiyatı yapmıyor. Ona göre bugün yaşananların sebebi geçmişte yatıyor:

“Sıfır terörle teslim ettiklerinde Apo yargılanıyordu. Asılacak diye terörist eylemlere son vermişlerdi. Ancak idam etmediler. Bugün Apo rahat olduğu için yandaşları özgürce hareket ediyor. Terör elbette azacak. Apo’yu asamayanlar kalkıp cami avlusunda slogan atmasın. Benim oğlumun kanı üzerinden kimsenin siyaset yapmaya hakkı yok. Bugünkü terörün sorumlusu Apo’yu idam edemeyen o zamanki hükümet ve genelkurmay başkanı.” diyor. Gencer, ayrıca Kuzey Irak’a yönelik bir harekâtın fayda sağlamayacağı inancında. Harekâtın uluslararası arenada ülkemizi olumsuz etkileyeceğini belirten Gencer, “Bugün ekmeği 300 kuruşa alıyorsak, 1 YTL olacaktır. Batı ile bağlarımız kopacak, ekonomi dibe vuracaktır. Sonra şehitler artacak ve bugün şikâyetçi olanlar o gün de olacaktır.” diyor. Gencer, şehit yakınlarının TBMM’de temsil edilmemesini de eleştiriyor. Ülkemizin 10 binin üzerinde şehit verdiğini hatırlatan Gencer, “Bıraksınlar bizim adımıza konuşmayı. Meclis’i renklendiriyoruz diye popçuyu, türkücüyü aday gösterdiler. Ancak hiçbir siyasi parti bir tane bile olsa şehit anne ve babasını aday göstermedi.” diyor.

‘O odada iki saat mahsur kaldık’

Dernek olarak “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ı ziyarete gittiklerini hatırlatan Gencer, bu görüşme sırasında yaşadıklarını şöyle aktarıyor: “TBMM grup odasındayız. Yaptığı açıklamalara tepkiliydik. Konu öyle bir noktaya geldi ki Çankırı dernek başkanımız ayağa kalkarak, ‘Senin oğlunun burnuna top değdi diye basıp ABD’ye gidiyorsun. Benim bir oğlum vardı, şehit oldu, soyum sopum kurudu. Ne olacak?’ diye haykırdı. Yılmaz hiçbir şey demedi, dışarı çıktı. O odada bir iki-saat mahsur kaldık. Polisler kapıyı kapatmıştı, dışarı çıkamıyorduk.”

Gencer, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den de şikâyetçi. Bugün hükümetten şehit cenazelerindeki sloganları anlayışla karşılamasını isteyen Demirel, şehit aileleri ile polemik yaşamış. Anasol-M hükümeti, 2000 yılında terör örgütü elebaşısı Öcalan’ın dosyasını Meclis’e göndermeyince şehit aileleri ile birlikte Demirel’i ziyaret ettiklerini anlatan Gencer, bu görüşmede yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “İdam kararının Meclis’e indirilmesi konusunda Demirel’den aracılık talep ettik. ‘Merak etmeyin asacağız. Şehitler bizim şehidimiz.’ diyerek bizi oyalamaya kalktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararını beklediklerini, bunun da iki yıl süreceğini söylüyor. Bunun üzerine iki yıl sonra gelen iktidarın ‘Dün dündür bugün bugündür’ diyebileceğini hatırlattım. Demirel şaşırıp, ‘Kardeşim yarın yapacağınız işi bugün yapmayın’ dedi. Ben de, ‘Hayır efendim bugün yapacağımızı bugün yapacağız’ deyince kıpırdanmaya başladı, kalkmamızı istiyordu. İzin isteyip ayrıldık. Bu görüşmenin ardından derneğimiz didik didik incelendi. Hakkında kapatma davası açtılar.”

Partilerin ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi renklenecek’ diye pop sanatçısından türkücüsüne kadar isimlere adaylık teklifi götürdüğünü sözlerine ekleyen Gencer, “Ne yazık ki Meclis’te bir tane bile temsilcimiz yok. Hiçbir siyasi parti, bir tane şehit anne-baba veya yakınını aday göstermedi. O zaman bıraksınlar bizim adımıza onlar konuşmasın.”

Zaman