Yunanistan'da not indirimi sonrası banka ve şirket değerleri erimeye başladı. NBG bir kaç haftada yüzde 13'ün üzerinde düştü. Türk banka ve şirketleri daha pahalı hale geldi. Türkiye'nin notunun artması ile de iki ekonomi ayrıştı.
Küresel kriz sonrasında yaşanması beklenenTürkiye-Yunanistan ayrışması Yunanistan'ın kredi notu darbesi alması sonrası resmen başladı. Yunanistan 2009 martında başlayan küresel ralli sürecinde sinsice büyüyen ve 300 milyar euroya varan borç batağına saplanınca Türkiye ile zorunlu olarak ayrıştı.
Gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) yüzde 12'si ile 16 yılın en yüksek seviyesine fırlayan bütçe açığı ve GSYİH'nın yüzde 112'sini bulan kamu borcu nedeniyle kredi notu kırılan Yunanistan'da borsa, Avrupa Merkez Bankası'nın (AMB) acil likiditeyi keseceği söylentilerinin çıktığı 25 Kasım'dan bu yana yüzde 20'ye yakın kan kaybetti. 7 Aralık'ta kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's Yunanistan'ı negatif izlemeye alıp ertesi gün de Fitch not indirimine gidince Yunan şirketleri hızla değer kaybetmeye başladı. Yunanistan'daki bu gelişmelere karşın Fitch'den not artırımı alan Türkiye'de ise İMKB tırmanışa geçti. 25 Kasım'dan bu yana Yunanistan-Türkiye GT30 fiyat endeksinde yer alan 15 Yunan şirketi toplam 2 milyar euro değer kaybederken İMKB'nin en değerli 15 şirketinin piyasa değeri toplam 11 milyar euro yükseldi.
Bu dramatik değişimle birlikte bir çok Türk şirketi de eskiden gerisinde kaldığı Yunan şirketlerinin önüne geçti. Aralarında National Bank of Greece (NBG) ve Alpha Bank gibi bankaların bulunduğu Yunan şirketlerin son 3 haftadaki kaybı yüzde 10'un üzerinde. 26 Kasım'da endeksin en üst sırasında yer alan NBG, önceki günkü verilere bakıldığında Akbank ve Garanti Bankası'nın gerisine düştü. Sabancı Holding ile Koç Holding de Yunanistan'ın en büyük bankalarını sollamış durumda. 2006'da Finansbank'ı satın alan NBG'nin piyasa değeri 8 Aralık'taki not indiriminin ardından yüzde 13,9 çakıldı. Telekom devi Hellenic Telecom'un değeri ise yüzde 1,9 düştü. Alpha Bank yüzde 6,96 değer kaybederken, EFG Eurobank'ın değeri yüzde 8,43 eridi. Buna karşılık çimento ve petrol sanayisinin önde gelenleri değerini korudu, not indiriminden en fazla darbe alan Yunanistan'ın bankacılık sektörü oldu.
İKİ YILDA PULA DÖNDÜLER
Küresel krizin etkisini yeni yeni hissettirmeye başladığı 2008 başlarında Yunanistan da bir çok ülke gibi krize karşı gevşek para ve maliyet politikasına geçmiş, harcamalarda gaza basmıştı. Aradan geçen iki yılın ardından bu harcamalar ülkenin bütçe açığında ve kamu borçlarında derin yaralar açtı. Yunanistan'ı borç batağına sürükleyen küresel kredi krizinin ilk sinyallerinin görüldüğü 2008'den bu yana ise Yunan şirketleri değerlerini neredeyse yarı yarıya kaybetti. Hellenic Petroleum'un 2008 başında 11.75 euro olan hisse fiyatı 2009 Şubatı'nda 5.15 euroya indi, şu anda da 8 euro civarından işlem görüyor. NBG'nin hisseleri ise 2008'de yaklaşık 44.50 euro idi. Küresel rallinin başlayacağının sinyalini veren piyasaların dip yaptığı 2009'un Mart'ında hisse fiyatı 8.96 euroya kadar düşmüştü. NBG'nin bu süreçteki kaybı yüzde 79'u buluyordu.
Türkiye, bankaların gücüyle ayrıştı Türk bankacılık sektörünün 2001 yılında yaşadığı kriz, 25 bankanın batmasına veya batmadan önce TMSF tarafından devralınmasına neden olmuştu. Krizden ağır yaralı çıkan Türk bankaları, hızla gerileyen piyasa değerleri ve çekilen taze sermaye sıkıntısıyla gözünü yurtdışındaki dev taliplere çevirdi. Sonuçta Citigroup, HSBC, Fortis, Uni Credit, BNP Paribas gibi dünyanın kalburüstü bankalarının Türkiye'deki ucuz bankaları satın alması da bu dönemde gerçekleşti. Akbank'a ABD'li, Yapı Kredi'ye ise İtalyan ortak, Oyakbank ve Demirbank'a İngiliz, Dışbank'a Belçikalı, TEB'e ise Fransız patronlar getiren süreç işte bu yüksek sermaye ihtiyacı-düşük piyasa değeri fırsatıydı. Türkiye'nin yakın coğrafyasından gelen en ciddi ilgi ise komşu Yunanistan'dan oldu. Yunan kamu bankası National Bank of Greece Finansbank'ta, EFG Eurobank ise Tekfenbank'ta büyük hissedar olurken bir diğer Yunan bankacılık devi olan Alpha ise Alternatifbank'ın kapısından BDDK'nın vetosuyla döndü. Gelen taze sermaye krizlere bağışıklık kazanmış olan Türk bankacılık sektörünün bir sonraki krize çok daha güçlü girmesini sağladı ve bir anlamda Yunanistan'ın dibini oyan bankacılık sektörü, Türkiye'nin ise krizden pozitif ayrışmasını sağlayan güç oldu. Yunan bankalarının Türk bankalarını devraldığı 2006'dan bugüne Türk bankacılık sektörünün toplam aktifleri yüzde 58, özsermayesi yüzde 74, net kârı ise yüzde 38 artış gösterdi. Bu güçlü kriz direnci, sonunda geçtiğimiz haftalarda Fitch'in iki kademelik ülke notu artışıyla da tescillendi. Türk bankaların piyasa değerleri de 2006 yılından bugüne 17.9 milyar euro artarken, borsanın en büyük şirketlerinden oluşan İMKB-30 endeksinin toplam piyasa değeri aynı dönemde 28.6 milyar euro, Yunanistan'ın notunun indiği tarihten bugüne ise 4.4 milyar euro yükseldi.
kaynak: Referans