Araştırmalara göre, kadınların yaklaşık yüzde 90’ı hayatlarının bir döneminde hamilelik ve doğumla ilgili korku ve kaygı yaşıyor.
Kadınların ilk gençlik yıllarından itibaren, çevredekilerin travmatik doğum hikayeleriyle yoğrulduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Birgül Karakoç, bu durumun doğum korkusuna yol açtığını söyledi. Araştırmalara göre, kadınların yüzde 90’nının hamilelik ve doğumla ilgili korku yaşadığını söyleyen ve “İnsan bilmediği şeyden korkar” diyen Dr. Karakoç, korkuyla başa çıkmada ilk adımın yeterli bilgi edinme olduğunu belirtti.
Bilgiyi doğru kaynaktan almak kadar bilginin veriliş tarzının da önemli olduğunu vurgulayan Karakoç, vajinal ve sezaryen doğumla ilgili en çok yaşanan korku ve endişeleri, “Öncelikle doğum esnasında çekilecek ağrının şiddetine dayanamama korkusu, yabancı bir ortamda yalnız ve çaresiz kalma, bebeğin başına kötü bir şey gelme riski, doktora ya da hastaneye ulaşamama ve doğum sonrası cinsel hayatın olumsuz etkilenme olasılığı sayılabilir. Sezaryenle ilgili korkuları ise, anestezi korkusu, bilinci kaybettikten sonra kontrolün başkalarının elinde olması, ameliyat esnasında ve de sonrasındaki ağrılar, operasyon sonrası iyileşme döneminin uzun olması şeklinde çerçevelenebilir” şeklinde özetledi.
En önemli noktanın kişinin doktoruyla bu korkularını paylaşabilmesi ve doktorun da hastayı özenle dinleyip onu endişeleri konusunda aydınlatabilmesi olduğunu söyleyen Karakoç, anne adaylarına bu tür kaygılardan kurtulmanın yolları hakkında şu önerilerde bulundu: “Hastanelerde bebeğinizi rahat doğurmanıza yardımcı olacak kurslar düzenlenmektedir. Doğum öncesi kursların da bu konudaki faydaları yadsınamaz. Bu kurslarda hamile kadınların duygu ve endişelerini dile getirip paylaşabilmeleri, doğum eylemi hakkında bilgilenme ve nefes alma ve gevşeme egzersizleri gibi yöntemlerle doğuma katılma ve kolaylaştırma konusunda yardımcı olunur. Bu kurslarla isteğe bağlı sezaryenlerde %50 azalma olduğu belirtilmektedir. Şüphesiz ki ne şekilde doğum yapmış olursa olsun, her kadın doğum sırasında bir miktar ağrı çekecektir. Kimse doğumun kolay olacağını yüzde yüz garanti edemez yine de epidural anestezi gibi modern yöntemlerle günümüzde özellikle ağrıyla başa çıkma konusunda annelere oldukça yardımcı olunabilmektedir. Bu yöntemle anne doğumda bebeğinin dünyaya gelişinin her anını yaşayarak doğumuna aktif olarak katılabilmekte ve daha az ağrı çektiği için daha az yorulup, doğum sonrası da daha çabuk toparlanabilmektedir.
AĞRININ SOSYAL VE DUYGUSAL BOYUTLARI VAR
Ağrının anlamı kültürden kültüre değişir, sosyal ve duygusal boyutları vardır. Ağrı çekmek anneliğe geçişin ilk kuralı gibi görülür. Ama her kadın bu ağrıyı aynı düzeyde yaşamaz. Öncelikle her insanın ‘ağrı eşiği’ dediğimiz fizyolojik bir ağrıya dayanabilme sınırı vardır. Bu kimi insanda yüksek, kimi insanda düşüktür. Bunun yanında doğum ağrısının bir de psikolojik boyutu vardır ve bu birçok konuyla alakalıdır. Kadınlık kimliği ile ilgili çatışmalar, karı-koca ilişkileri, gebeliğin isteğe bağlı olup olmadığı, travmatize edici eski tecrübeler hatta anne adayının kendi annesiyle olan ilişkileri bile bu duyguyu etkilemektedir. Her kadının doğumuyla ilgili bir cesaret hikayesi vardır ancak abartılı hikayelerin çoğunun altında kadının kendini önemli bir noktaya çıkarma ve dikkati üzerinde toplama ihtiyacı görülür.
KORKULARINIZI PAYLAŞIN
Özetlemek gerekirse doğum korkusuyla başa çıkmada ilk adım anne adayının kendisini en çok endişelendiren konuyu iyi bilmesi, bunu doktoruyla ya da doğum öncesi kurslara katılarak çözmeye çabalaması, çabalar yetersiz kaldığında bireysel bir psikolojik destek alması olmalıdır. Doğuma eşin katılımı özellikle yabancı bir ortamda (doğumhane) yalnız kalma korkusuna yardımcı olmaktadır. Bunun yanında doğum personelinin doğum sırasındaki pozitif ve destekleyici tutumları, anneyi doğum süresince bilgilendirmek ve bir sonraki aşamanın ne olduğunu anlatıp doğuma onun da katılımını sağlamak annenin kontrol duygusunu güçlendirecek ve korkusunu azaltacaktır. Korku azaldığında ağrı kesici ihtiyacı da azalmakta ve doğum süresi kısalmaktadır.
“AKLINIZDA TEK ŞEY KALACAK”
Annelik kimliğinin yerleşmesinde doğum tecrübelerinin yeri büyüktür. Doktor ve ebelerle işbirliği içerisinde, ağrıya ya da paniğe yenik düşüp kontrolü kaybetmeksizin gerçekleşen başarılı bir doğum sonrasında kadının kendine güven duygusu artar, bu beraberinde annelik yetenekleri konusundaki özgüvenini de arttıracaktır. Ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey doğumdan sonra hastanede bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz olacaktır.”
Kaynak : [ntvmsnbc]
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...