Talat Atilla Ankara madem bilmece çözdürmeyi seviyor, deneyelim! Dikkat sahte Mesih! |
Ersan Yıldız GİRİLMEZ |
Mihriban Başlı Nereye Gidiyoruz? |
Tuğba AYAN SONBAHAR, SARI YAPRAKLAR, SAĞLIKLI HÜZÜN VE METAL ELEMENTİ |
Adnan Küçük MEB YUSUF TEKİN’İN LAİKLİK SÖYLEMİ BAZI ÇEVRELERİ RAHATSIZ ETTİ |
Zahide Guliyeva DÜNYALARINI VERİN ÇOCUKLARA |
Cengiz Altınsoy Taş deyip geçmeyin |
Kıvılcım Kalay NEDEN DİYE SORMA |
Canan Sezgin BU DOLUNAYLA BİR DEVİR KAPANIYOR! |
Tuğrul Sarıtaş Duayen gazeteci Tuğrul Sarıtaş'tan yeni kitap! |
Tekin Öget GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? |
Esra Süntar İZDÜŞÜM TEOREMDEN BAĞIMSIZSA KAPSANAMAZ |
M. Kürşat Türker ZİNCİR |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
Haktan Kerem Ural ‘ADALET SİSTEMİ’NİN ALTINDA SERİNLEYEN AHLAKSIZLAR |
Sakin ama kararlı…
Sempatik ama hiç hafiflemeyen siyaset duruşu ile…
Toplumun orta direk ve üst segmenti arasındaki en kişilikli köprülerden bir tanesi o.
Sermaye büyükleri, “Ne diyor?” diye bakarken…
100 dolarına doğru yatırım yapmak isteyen küçük memurun da güvendiği bir ekonomi uzmanı oldu.
CHP’li olup da partizan olmamanın suç sayıldığını bile bile…
Hem CHP’ye, hem de siyasi rakiplerine yol gösterdi.
Türk Dil Kurumu bir gün, “Eleştiri ile hakaret arasındaki ince çizgi nedir?” diye bir çalışma yapsa…
Türkiye’deki birkaç bilirkişinin en başında o gelebilir.
Ne gök gürültüsü gibi sesine gizlediği muzipliğini…
Ne de PIAR’sız geçen bir ömrü, popülerlik tezgahına hiç koymadı…
En entelektüeline hayat dersi verirken de…
Demirel’in cenazesinde tekbir getirirken de, doğduğu toprakların organik İlhan Kesici’siydi o…
Milliyetçilik tanımını literatüre sokacak kadar zenginleştirmek de ona düştü.
Şöyle dedi;
“Ben bir milliyetçiyim. 20 Yüzyıl milliyetçiliğindeki en önemli vurgu ekonomi olmalıdır. Bağımsızlığın yolu ekonomiden geçer…”
Kesici, birikimleriyle mütenasip hiçbir göreve gel(e)medi ama…
Ne kadere...
Ne kaderi yazana küsmedi…
İlhan Kesici bu girizgâhtan daha fazlasını hak etse de, mevzuya artık girelim…
CHP’nin mutlak Cumhurbaşkanı adayı olarak görülürken, partisinin Cumhurbaşkanını açıklamak ona düştü.
Buna rağmen İnce’ye yüksek volümde destek verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı nazik ama kararlı bir tavırla eleştiren de oydu…
Erdoğan kazandığında onu açık yürekle kutlayan da…
Onlarca örnek verebilirim ama yakın zamandaki en etkileyici öngörülerinden birisi, Devlet Bahçeli’ye ait olanıydı.
Aylardır Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin hezimete uğrayacak partisi olarak gösterilen MHP ve Devlet Bahçeli’nin ayakta kalacağını muhalif kanatta tek öngören İlhan Kesici’ydi.
19/06/2018 tarihli bir tv programında sunucunun, “MHP’nin bir varlığı yok. Ne ki?” dediğinde…
Yanıtı şöyle olmuştu…
“Bazı siyasetçiler ve gazeteciler Devlet Bahçeli’nin rolünü küçümsüyorlar ama yanılıyorlar. Ne kadar ayrılan olursa olsun, MHP ayakta kalacak. Önümüzdeki günlerde oyu daha da artacak. Sayın Bahçeli’nin rolü çok kritik…”
Partiler gider, vatan kalır…
İnsan gider, eseri kalır…
Türkiye’de militan particiliğin yerini, yapıcı eleştiri kültürünün almasına her zaman muhtaç olduk.
Şimdi yine muhtacız.
Bu toplumsal birleşme kültürünü İlhan Kesici kadar ciddiye alan, beceren çok az devlet adamı gördüm.
Madem çağa tanıklık ediyoruz.
Yaşarken de bu hakkı teslim etmek gerek.
Son söz, Martin Luther KİNG’in olsun.
“İnsanlar genellikle birbirlerinden nefret ederler çünkü birbirlerinden korkarlar; birbirlerinden korkarlar çünkü birbirlerini tanımazlar; birbirlerini tanımazlar çünkü iletişim kurmazlar; iletişim kurmazlar çünkü sınıflara ayrılmışlardır…”
E-posta Facebook Twitter Yazdır Önceki sayfa Sayfa başına git |
Bu yazı 33591 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|