Etnik köken başta olmak üzere dil, kültür ve gelenek birliğindeki bir toplumun kendi vatanları dışında kalmış soydaşlarının topraklarını anayurda katma politikası olarak izah edilebilir. Kurtarımcılık olarak da niteleyenler vardır.
Bir zamanların emperyal teorisi olan Turancılık ülküsü, aslında bir çeşit Türk irredantizmi örneğidir. Gün itibariyle irredantizm bulvarının açılacağı Kuzey Irak topraklarında, özellikle de Musul ve Kerkük vilayetleri üzerinden Türkiye'nin, ve de Türkiye sınırları içerisinde başta Diyarbakır olmak üzere Kürt vatandaşların yoğunlukta yaşadığı güneydoğu vilayetleri üzerinden emperyalizmin açıkça irredantizm savaşları vereceği öngörülebilir.
Cumhuriyet tarihinde Hatay ve Kıbrıs üzerinden bahse konu kavramla tanışmış olan devlet aklının, uzun süredir güneydoğu üzerinden bu yolla sınanacağını öngörmesi gerekirken, gelinen noktada bir çeşit Osmanlı irredantizmine sarılması düşündürücüdür.
Uluslararası antlaşmalar bahane edilerek askeri ilhak gibi bir senaryo ise aslında sadece iç politik dinamiklere yönelik sanal bir kurgu olup neye hizmet edeceğini öngörmek pek de zor sayılmamalıdır. Özellikle de Türkiye'nin referandumunda Anayasanın 67.maddesinin son fıkrasında yapılan düzenleme düşünüldüğünde; 2019 dan önce bir baskın seçimle milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimi olma olasılığı kuvvetle muhtemel gözükmektedir..,
Genel görüntüde iç siyasette milliyetçi parti baraj altında gözükürken ve de dış siyaset üzerinden gelen baskının milli duygular yoluyla karşılanacağı açığa çıkmışken ihtimalleri öngörmek gerekir. Diğer yandan ; Yaklaşık bir yıldır Yankeelerin bir çeşit Kürt ordusu teşkil etmek üzere yaptığı silah, para ve eğitim desteğinin ne anlama geldiğini ve de bahse konu coğrafyada bulunduğu söylenilen 45 milyar varil petrol ve 3.5 trilyon metreküp doğalgaz rezervinden kimlerin nemalanacağını anlamak sadece Türk devlet aklının değil Kürt aşiret yönetiminin de kaçınılmaz ödevidir..,
Kuzey Suriye ve Kuzey Irak bölgelerinde inşa edilen etnik temelli devletin vatan diyeceği toprakları ucuz işçi besi bölgesine çevirerek maliyetleri düşürme peşindeki emperyal akıl için bundan sonraki adımın irredantist politikalar yoluyla Türkiye ve İran'ın toprak bütünlüğünün tehdidi olacağı gayet net bir şekilde açığa çıkmaktadır.
Artık ulusal politikaları; hamaset, kabadayılık ve aşk-nefret temelli ilkel çizgiden çıkarıp, analitik temelli öngörülerle şekillendirmek elzemdir..!
Vakit daralmakta, kırmızı çizgiler kararmakta ve Ortadoğu'da yeni bir ateş harlanmakta iken aklıselim davranmanın tam vaktidir..!