İslam coğrafyası bu günlerde Kurban Bayramı heycanını yaşarken, İsrail ile Filistin arasında yaşanan son çatışmalardan sonra, Filistin halkı için hiçbir şey değişmedi. Dünya medyası bir kez daha İsrail'in Filistin topraklarını yavaş yavaş ilhak etmesini ve Filistin halkına yönelik saldırgan davranışlarını görmezden gelmeye devam etti ve devam ediyor.
Son saldırılar sonrası dikkatler kısa süre sonra dönemin başbakanı Benjamin Netanyahu'nun seçim yenilgisi ve yeni İsrail hükümetinin kurulması ve sonrasındaki gelişmelere çevrildi.
Çatışmanın taraflarında İsrail ve Hamas, ayrıntılar belisiz olsa da, ateşkes konusunda anlaştılar. Ateşkesi bozacak önemli bir gelişme yaşanmadı bu, herkes için iyi bir haber. Çatışmaların yaşanmaması bölgede daha fazla yıkım ve ölümü önleyebilir; en azından şimdilik.
Ateşkes sonrası her iki taraf da zafer kazandığını iddia etmiş de olabilir. Ancak Gazze'de yaşanan büyük yıkımın izlerinin ortadan kaldırılması için yeniden inşaa sürecinin hızlı bir şekilde başlaması gerekiyor; Gazze, uzun süredir İsrail ablukası altında.
İsrail'in hava saldırıları Gazze'nin altyapı sorunlarını büyük ölçüde artırmış durumda, Gazze'nin ekonomisi bu yıkımı ortadan kaldıracak durumda değil. Buda çok büyük miktarda dış yardımın gerekli olduğu anlamına geliyor. Belirli oranda yardımlar olsada şu an için inşaa sürecinin finansmanını kimin sağlayacağı belli değil.
İnşaa süreci kadar önemli olan bir başka konuda barış sürecini yeniden canlandırılması. Çatışmalar, bölgesel ve uluslararası güçler için soruna barışçıl bir çözüm bulma arzusuna ilham vermiş gibi görünmüyor.
Sorunun başladığı günden günümüze değin bölgenin en önemli aktörü durumunda olan ABD'nin yeni başkanı Biden'da, sorunun çözümünü teşvik etmeye yönelik her türlü girişimi tekelleştirme ve kontrol etme konusunda seleflerinin yaklaşımını sürdürdü.
Biden'ın amacı , Rusya ve Çin'in de, bu iki süper güç BM Güvenlik Konseyi söz sahibi, içinde bulunduğu diğer güçlerin İsrail ve Filistin sorunun çözümüne katkıda bulunmalarını engellemek.
ABD'nin son yıllarda Orta Doğu'daki konumu gerilese de, bölgede uzun süredir devam eden ilişkilerine bağlı olarak Rusya ve Çin'e karşı hala önemli bir güç; ekonomik ve siyasi avantaja sahip. Sonuç olarak ABD, bölgede devam eden mevcut açmazı değiştirebilecek tek güç olmaya devam ediyor.
ATEŞKES... AMA NE ZAMANA KADAR?
Son çatışmalar sonrası varılan ateşkesin kalıcı bir barış anlaşmasına dönmesi zayıf bir olasılık olsa da, böyle bir olasılık hala mümkün. Bu, umudu yitirmek için bir neden değil.
Ancak İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkes önceki ateşkesler gibi her iki tarafın çıkarlarına ne kadar hizmet ederse o kadar devam edecek.
Hatırlatmakta fayda var 2014 ateşkesi yedi yıl sürdü, ancak bu süre zarfında her iki tarafta soruna kalıcı bir çözüm üretmek etmek için hiçbir şey yapılmadı. Bu sefer de benzer bir sonuç bekleyebiliriz...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...