Türkiye Barış Meclisi'nce, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Toplantı Salonu'nda, "Yeni Anayasa Sürecinde Türkiye'de Demokrasi ve Kürt Sorunu" konulu konferans düzenlendi.
Prof. Dr. Baskın Oran, burada yaptığı konuşmada, Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülke sınırları içinde çok sayıda etnik unsurun birlikte yaşadığını söyledi.
İmparatorluğun ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminde "ulus devlet" ilkesinin yaşama egemen olduğunu vurgulayan Oran, bu noktadan sonra üst kimliğin "Türk" olarak adlandırıldığını ifade etti.
Anadolu topraklarında yaşanan sorunların 1915 yılından buyana "halının altına süpürüldüğünü" savunan Oran, "Şimdi bunlar halının altından üzerimize geliyor. Devlet, kan ve din temelli bir üst kimlikte ısrar ederse çatışma ortamı doğar" diye konuştu.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinin eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ise Kürtçe konuşarak başladığı konuşmasında, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinde farklı kültürleri, farklı kimlikleri ret ilkesinin" bulunduğunu savundu.
Demirbaş, "Türkiye, tek dil, tek millet noktasında değildir. Egemen halkın dilini bilmeyenlerin toplumdan dışlandığı bir süreç yaşandı. Devlet, farklı kimlikleri yok saydığı için bu kimlikler ekonomi ve sosyal refahtan pay alamıyorlar" diye konuştu.
Konferansın ikinci oturumunda söz alan Gazeteci Ruşen Çakır, konuşmasında, son günlerde yaşanan, "türban tartışmalarına" değindi.
Türban sorunun yalnızca AK Parti'nin inisiyatifiyle çözülemeyeceğini ifade eden Çakır, "Keşke, bu sorun CHP'nin inisiyatifiyle çözülseydi. Bunun gibi Kürt sorunu da yalnızca DTP'nin inisiyatifiyle çözülemez"dedi.
Ruşen Çakır ile Emine Ayna arasında tartışma
Türkiye'nin, "Kürt sorununu, kendi toprakları ve dinamikleri içinde çözmesi gerektiğini" ifade eden Çakır, "Türkiye'de bir Kürt bir de PKK sorunu var. Bu sorunların çözülmesi için önce çatışmaların sona ermesi gerekiyor. Ayrıca, PKK ile irtibat halinde olduğu, ama bağımsız eylem yaptığı ifade edilen grupların da bitirilmesi gerekiyor. Bakın kazanımlar bir bombayla nasıl yok oluyor, tıpkı Diyarbakır'da olduğu gibi" dedi.
Konferansın forum bölümünde söz alarak Ruşen Çakır'ın konuşmasını eleştiren DTP Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna da Çakır'ın, "savaşı ve operasyonları bilgisayar oyunu gibi göstermeye çalıştığını" savundu.
Ayna, "Ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim, şirin görünmeye de çalışsak, agresif de olsak, DTP adına söylüyorum; DTP'nin bir şekliyle, olumsuz yönüyle yansıtılacağını biliyoruz, böyle değerlendiriyoruz, basını bunun içinde görüyoruz" dedi.
Uzun süredin aynı soruların kendilerine sorulduğunu belirten Ayna, sürekli 'Kürtler ne istiyor?' sorusuyla karşılaştıklarını Kürtlerin ise ne istediğini defalarca söylediklerini belirtti.
Ayna, "Biz asıl şunu merak ediyoruz; 'Türkler ne istiyor?', biz de bunu soruyoruz. 'Bölücülük yapıyorlar' deniyor. Kürtler ölümüne birlikte yaşıyor. Yani, devletin tüm yönelimlerine rağmen 'hayır' diyor, 'ben sizinle birlikte yaşayacağım'. Daha ne yapsın, yalvarsın mı? Getirin, Kur'an-ı Kerim, İncil neye inanıyorsanız, ekmek... Getirin el basalım, 'Birlikte yaşamak istiyoruz' diyelim. Ne yapalım, daha ne diyelim?" dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |