Buzdağının Görünen Yüzü  

İşte küresel ısınmanın en korkutucu 10 etkisi:
AĞIRLAŞMIŞ ALERJİLER: Son yıllarda dünya genelinde milyonlarca insan yeni alerji türlerinden etkilenmeye başladı. Astım hastalığına yakalananların sayısı da aynı şekilde hızlanarak artıyor. Peki suçlu toz ve çiçekler mi? Bilimadamları, insanların yaşam tarzlarını değiştirmeleri ile hava kirliliğinin, alerji ve astım hastalıkları için çok uygun ortam ürettiğini, küresel ısınmayla birlikte yükselen karbondioksit oranının ve sıcak havaların da ağaç ve çiçeklerin daha erken yeşermesine/çiçek vermesine neden olduğunu, dolayısıyla bitkilerin daha çok tozu daha uzun zaman boyunca üretiğini, bunun da alerji sezonunun daha geniş bir zaman dilimine yayılmasını beraberinde getirdiğini kaydediyor.
Dünya sel tehdidi altında

Foto galeri için tıklayın

YERİN MANDALINI ÇEKMEK: Kutup bölgelerinde 125 gölün tamamen kaybolması, dünyada küresel ısınma konusunda tehlike canlarının çalınmasına neden olurken, bilimadamları, hava sıcaklığının artmasıyla birlikte kutuplardaki göllerin alt tabakalarında yer alan ve suyun alt tabakalara gidişini engelleyen buz tabakalarının da eridiğini ve dolayısıyla sözkonusu gollerin kuruduğunu açıklıyor. Bunu ‘Yerin Mandalını Çekmek’ olarak tanımlayan bilimadamları, kaybolan göllerle birlikte, göllerin etrafındaki ekosistemden beslenen organizmaların da kaybolduğunu ve bunun dünya için büyük tehlike arzettiğini kaydediyor.

KUTUPLARDA AÇILAN ÇİÇEKLER: Küresel ısınmayla birlikte bir yandan kutuplardaki buzlar erirken, diğer taraftan erimenin etkisiyle artan hava sıcaklıkları bitkilerin bu bölgelerde daha uzun süre gün yüzüne çıkmasına neden oluyor. Daha önce yılın önemli bir bölümünü buzlar altında geçiren kutup bitkileri, artık daha erken ortaya çıkıyor ve daha çok büyüyorlar. Bilimadamları, bu koşulların kutuplarda daha yüksek oranda fotosentez üretilmesine neden olduğunu ve dolayısıyla kutuplardaki topraklarda eskiye oranla daha çok klorifil bitki ortaya çıktığını kaydediyor.

KALINLAŞAN HAYVAN DERİLERİ: Atmosferdeki karbondioksit oranıyla okyanuslardaki karbondioksit oranlarının aynı anda yükselmesi, okyanus suları havadaki gazları erittiği için bilimadamlarını en çok korkutan küresel ısınma etkilerinden bir tanesi olarak görülüyor. Okyanuslardaki karbondioksit oranlarının yükselmesi, denizde yaşayan yaratıkların kabuklarını inşa etmelerini oldukça zorlaştırıyor. Ancak bazı bilimsel araştırmaların, bazı kabuklu hayvanların bu durumda kabuklarını daha hızlı inşa edebildiklerini ortaya koyuyor. Bu durum ise, küresel ısınmanın ayrı canlılar üzerinde değişik etkileri olduğunu kanıtlıyor ve bilimadamlarını ne yapacakları konusunda çok sayıda soru işaretiyle karşı karşıya bırakıyor.

YIKILAN KALINTILAR: Dünyanın her bölgesinde tarihi tapınaklar, eski yerleşim yerleri ve diğer kalıntılar bize eski medeniyetlerden kalan hatıralar. Ancak uzmanlar, deniz sularının yükselmeye başlamasının, yeni iklim şartlarının ve yükselen hava sıcaklığının yeri doldurulamayacak olan bu tarihi kalıntıların daha erken yıkılmasına ve ortadan kalkmasına neden olabileceği uyarısında bulunuyor.

EN GÜÇLÜLERİN HAYATTA KALMASI: Küresel ısınmayla birlikte ilkbahar daha erken gelmeye başladı. Bitkilerin daha erken yeşermesi, bu bitkilerden beslenen ve normal zamanlarında yeryüzüne çıkan hayvanların beslenme tehlikesini de beraberinde getiriyor. Çünkü bu hayvanlar günışığına tekrar çıktıklarında beslenecekleri bitkilerin çoğu kurumuş oluyor. Bu şartlara alışan hayvanlar, yeni iklim koşullarına uyum sağlayacaklar ve ancak bu süreçte genetic yapıları değişmiş olacak. Bilimadamları, bu sürecin dünyanın küresel iklim konusunda karşı karşıya kaldığı tehlikelerin en korkutucularından olduğunu açıklıyor.

KÜÇÜLEN TÜRLER: Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte dünyadaki hayvan türlerinin çoğunun bünyesinde küçülme meydana gelmeye başladı. Bilimadamları, cüsseleri daha küçük olan hayvanların, daha iri hayvanlara oranla şanslı olduğunu belirtirken, hava sıcaklıklarının artmasıyla bağlantılı olarak okyanuslardaki bazı balık türleriyle İskoçya’daki koyun türlerinin cüsselerinde küçülme olduğunu ifade ediyor.

HIZLANAN UYDULAR: Dünyadaki karbondioksit yayımı, uzayı da etkilemeye başladı. Dünya atmosferinin en uç noktasında bulunan uyduların hızı, normal şartlarda hava moleküllerinin etkisiyle azalıyor. Ancak atmosferin bu kısmındaki karbondioksit miktarı artıyor ve dolayısıyla bu alandaki hava sıcaklığı da artıyor. Dünya atmosferindeki moleküller, artan sıcaklığın etkisiyle daha fazla çarpışarak enerjilerini etrafa yaymaya başlıyor ve bu da bu moleküllerin etrafındaki havanın çarpışmasına neden oluyor. Karbondioksit oranının artmasıyla birlikte bu bölgede atmosfer yoğunluğu düşüyor ve uydular daha hızlı hareket edebiliyor. Bu da, küresel ısınmanın sadece dünyayı değil, uzayı da etkilediğini ortaya koyuyor.

BÜYÜYEN DAĞLAR: Bilimadamları, tepelerindeki milyonlarca ton ağırlığındaki buzulların etkisiyle özellikle Alp dağlarının bastırıldığını ve sonuç olarak bugünkü şekillerini aldığını ifade ediyor. Ancak sözkonusu buzulların erimeye başlamasıyla birlikte, dağların tepelerindeki ağırlık da kayboluyor ve yerin diplerine gömülen kayalar, bu hafiflemenin etkisiyle üste çıkmaya başlıyor. Bilimadamları, dağ seviyelerinin yükselmesini, insanoğlunun hayatını değiştirecek en önemli küresel ısınma tehlikelerinden biri olarak görüyor.

ORMAN YANGINI ÇILGINLIĞI: Küresel ısınma, bir yandan buzulların erimesine ve daha tehlikeli kasırgaların oluşmasına neden olurken, diğer taraftan da ormanların ısınmasına ve yangınlara daha müsait duruma gelmesine neden oluyor. Bilimadamları, orman yangınlarının, çoğu bölgede ormanları kaplayan karların küresel ısınmanın etkisiyle daha erken erimesi ve dolayısıyla ormanların erken ve daha uzun süreli kurumasıyla doğrudan bağlantılı olduğunu belirtiyor.