Erdoğan'ın seçimlere 15-16 ay kala DTP'li belediyeleri istemesinin hizmet aşkından değil, siyasi hırstan kaynaklandığını ileri süren Baydemir, "Bize göre Diyarbakır kaledir ve biz Diyarbakır'ı kimseye vermeyiz" dedi.
Şanlıurfa'nın Viranşehir İlçesi'nde DTP'li Belediye Başkanı Emrullah Cin tarafından 'Yerel Yönetimler, Ekonomik Kalkınma ve Siyaset' konulu sempozyum düzenlendi. Viranşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi Müdürlüğü'nde düzenlenen sempozyuma, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Gazeteci Ragın Duran, Yasemin Çongar ve Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası 2. Başkanı Kemal Polat katıldı.
Yaklaşık 500 kişinin katıldığı toplantıda ilk sözü alan DTP'li Osman Baydemir, salonda bulunanları kürtçe konuşma yaparak selamladı. Konuşmasını daha sonra Türkçe sürdüren Baydemir, bölgeler arası sosya-ekonomik dengesizliklerin giderilmesi için çalışılması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de en az gelişen 18 ilden 15'inin Doğu ve Güneydoğu'da olduğuna dikkat çeken Baydemir, gelişmişlikte İstanbul'un ilk, Diyarbakır'ın 63, Şanlıurfa'nın ise 72 sırada bulunduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda yıllardır uygulanan Kalkınmada Öncelikli Yöreler projesi kavramı yaşam bulmamış ve kağıt üzerinde kalmıştır. Biran önce bölge odaklı kalkınma stratejileri geliştirilmeli" dedi.
Gazeteci Ragıp Duran ise konuşmasında bağımsız ve özgür basının doğruyu yansıtacağını, ülkede medya üzerinde etkili olan TSK, İşbankası ile Sabancı Koç Holding aleyhine haberler yapılamadığını ileri sürdü. Gazeteci Yasemin Çongar ise Türkiye'de siyasi krizlerin ve çatışma ortamının sona ererek demokrasinin hakim olması gerektiğini vurgulayarak, kentlerdeki valilerin atanarak değil, eyalet sistemlerinde olduğu gibi seçilerek görev yapmalarının şart olduğunu kaydetti. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası 2. Başkanı Kemal Polat ise, GAP Projesi ile bölgenin ekonomik anlamda kalkınmasının arzulandığını, ancak projenin istenilen hızda gitmeyişinin tüm beklentileri olumsuz yönde etkilediğini dile getirdi.
DİYARBAKIR KALEDİR, VERMEYİZ
Konuşmaların ardından salonda bulunanların yazılı olarak ilettiği sorular yanıtlandırıldı. Sorulan sorulara ortak cevap veren Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kendilerini siyaset yapmakla suçlayan Başbakan Erdoğan'ı eleştirirken, 'Kale' olarak nitelediği Diyarbakır'ı yerel seçimlerde kimseye vermeyeceklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Başbakan yerel yönetimlerimizi belediyelerimizi siyaset yapmakla eleştiriyor. 22 Temmuz seçimlerine kadar, evet doğrudur siyaseti ve hizmeti birlikte yürüttük. Ben siyaset ve hizmeti birlikte yürüttüm, dolayısıyla siyaset yaptım. Ama 'Oh' yaptım. Parlamentoda temsilde, adalette ciddi bir hata vardı. Bu nedenle pekçok talep belediye başkanları üzerinden yaşam bulup ifade ediliyordu. Ancak 22 Temmuz'dan sonra bizim açımızdan da durum değişti.
Parlamentoda grubumuz var. Bizler adına grubumuz siyaset yapıyor. Bende grubumuzu aşmama çabası içerisinde olacağım. AK Parti'nin sayın Başbakan'ın 'Diyarbakır başta olmak üzere bazı DTP'li belediyeleri istiyorum' dediğini görüyoruz. Bu kentler acaba 81 vilayet içerisinde olan kentler değil mi? Seçime 15-16 ay kala DTP'li belediyeleri istemek ne anlama geliyor. Çok açık ve net söylüyorum bu hizmet aşkı değildir. Bu tam da siyasetin kendisidir. Ben şuna bütün açık yürekliliğimle hazırım, seçime 4-5 ay kala her siyasi partinin her yere talip olabilir. Bunun hiçbir sakıncası yok, olması gereken de budur. Ama sayın Başbakan unutuyor galiba, kendisi 81 vilayetin Başbakanıdır. Ama kendisini buraların Başbakan'ı olarak görmüyorsa, bu kendisinin sorunudur. Ben bunun cevabını vermiştim. Ortaya koymuş olduğumuz hizmet kalitesine güvenerek ve aynı zamanda yurttaşımın tercihine duyduğum güvenle biz ne demiştik, istediğiniz zaman sandığı kurarız, halkın iradesine başvururuz. Bu halk kimi layık görürse, bu emaneti kime verirse o seçilir. Bize göre Diyarbakır kaledir, biz Diyarbakır'ı vermeyiz."
BİR DAHA ACI YAŞAMAYALIM
Diyarbakır'da yaşanan bombalı saldırıda yaşadıkları acıyı yüreğine nakşettiğini ve bir daha bu tür acı yaşanmamasını beklediklerini anlatan Osman Baydemir, "Çok acı ve kabul edilemez bir acı yaşadık. Yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz ve saracağız. Bu acıyı yüreğimize nakşedeceğiz. Tıpkı Kızıltepe'de Uğur Kaymaz'ı, 12 Eylül'de Diyarbakır'da Koşuyolu parkında kaybettiğimiz çocuklarımız ve diğerlerinin acıları gibi yüreğimize nakşedeceğiz. Ama kin ve intikam duyguları için değil, bir daha asla ama asla başka bir ocağa, başka bir yüreğe böylesi bir acı düşmesin diye. Bunun için de elimizden gelen bütün çabayı ortaya koyacağız" diye konuştu.
BU HALKA BİN YIL BORÇLULAR
DTP'li tüm belediye başkanları hakkında kürtçe nedeniyle soruşturma açıldığını ama bu ülkede dil, kültür ve inançlara yasak koyanların halka bin yıl borçlu olduğunu dile getiren Baydemir, şunları söyledi:
"Türkiye'nin resmi dili değişsin, bu dil gitsin başka dil gelsin gibi bir anlayışta değiliz. Dil zenginliğimiz çok güzel ama sizin bu zenginliğe hangi gözle yaklaştığınız önemli. Maalesef bu konuda bir arpa boyu yol kat edilmediğini düşünüyorum. DTP'li 54 belediye başkanımızın tümü hakkında kürtçe kullanımı yüzünden mutlaka soruşturma açılmıştır. Benim hakkımda açılan toplum soruşturma ve davaların tamamı cezayla sonuçlanırsa 280 yıl ceza almam lazım. Sigara kullanıyorum, kahveyi de iyi içiyorum, bu şekilde giderse en fazla elli yıl yaşarım. Demek ki, 230 yıl borçlu çıkacağım. Ama siz hiç merak etmeyin bana göre bu dili, kültürü, inançları yasaklayanlar bu halka bin yıl borçlular."
Baydemir'in konuşmasını tamamlamasının ardından salonda bulunanlar, DTP'li başkanı ayakta alkışlarken, bazı kadınların ise zılgıt çektiği görüldü. Sempozyum, konuşmacılara plaket sunulması ile sona erdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...