Bu ifade yanlış anlaşılmışsa eğer, şehitlerimize hakaret olarak telakki edilmişse bundan üzülürüm. Bundan dolayı üzülenler olmuşsa ben o annelerden, o babalardan kesinlikle özür dilerim' dedi.
Erdoğan, CNN Türk'te yayınlanan Arena programında, Uğur Dündar'ın sorularını yanıtladı.
Dündar'ın, 'Kamuoyu yoklamalarında AK Parti'nin oy oranının düştüğünü' belirterek, bunun 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir' şeklindeki sözleriyle ilgisi olup olmadığını sorması üzerine, Erdoğan, siyasette inişler ve çıkışlar olabileceğini kaydetti.
'Ben 'kararsızlar zirve yaptı' ifadesini kullandım' diyen Erdoğan, Dündar'ın 'Ama sizden kopmaları da gösteren bir tablo tabii' sözleri üzerine, 'Biz yüzde 34.4 almışız. Şimdi 27'ye yakın bir noktaya gelmişiz. Bu arada kararsızlar araya girmiş. Başka bir partiye kayma yok yalnız. Burası çok önemli. Çünkü diğer partilerde de aynı şekilde eksilme var' dedi.
Dündar'ın 'Yani söz gelimi MHP'ye, DYP'ye gitmemişler mi?' sorusuna Erdoğan, 'Hayır. Hepsi kararsızlar. Aynı şekilde CHP'de de eksilme var. O da kararsızlardır' karşılığını verdi.
Erdoğan, 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir' sözleriyle ilgili olarak, 'Bir vatandaşımız şunu söyledi; 'Başbakanım artık şehit cenazeleri görmek istemiyoruz.' İfade bu. Ben orada kalkıp da bir şehitlikle alakalı olarak o kavramı küçümsemeyecek bilgiye birikime, irfana hamdolsun sahibim. Çünkü o kavramın ne kadar kutsal olduğunu en iyi bilecek kadar inancı, birikimi olan da birisiyim. Konuşmamın önünde arkasında da onlar var' dedi.
Dündar'ın 'Yine de söylememeyi tercih eder miydiniz?' sorusunu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
'Askerlik ocağına ben orada bir tanımlama yapıyorum. Şehidimize yönelik bir ifade değildi o ifade. Benim söylediğim şuydu; 'Bizim kültürümüzde kına iki yerde yakılır' dedim. Biri evlenirken, ikincisi de evladını askere gönderirken. Bizim kültürümüzde biliyorsunuz 'Git oğlum git, ya gazi ol ya şehit' der analarımız, böyle uğurlardı vatan görevine. Biz bu kültürle yetiştik. Dolayısıyla 'askerlik yan gelip yatma yeri değildir' dedim. Şimdi bu ifade yanlış anlaşıldıysa, eğer şehitlerimize hakaret olarak telakki edilmişse bundan üzülürüm. Böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değil. Ne şehit anasını üzebilirim ne de böyle bir anlayış içerisine girebilirim. Bundan dolayı üzülenler olmuşsa, ben o annelerden, o babalardan kesinlikle özür dilerim. Ama bu konuda gelip bizimle oturup konuşan şehit anaları da olmuştur. Onlar da tam aksine 'biz sizin bunu ne maksatla söylediğinizi biliyoruz' dediler.'
AĞAR'IN SÖZLERİ
DYP lideri Mehmet Ağar'ın 'Dağda silah sesleri olacağına düz ovada siyaset yapsınlar' sözlerine Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yanıtını nasıl değerlendirdiği sorusunu Erdoğan, şöyle yanıtladı:
'AK Parti iktidarının gündeminde bir af kesinlikle yoktur, bunu söyledim. Yani vatandaşın babası ölmüş, anası ölmüş, yavrusu ölmüş, kardeşi ölmüş... Bunu yapanı bizim affetme yetkimiz kesinlikle zaten yoktur. Meclis grubu itibarıyla yasama organının içerisinde ağırlıklı bulunan bir partinin genel başkanı olarak bizim düşüncemiz bu. Ben, öyle zannediyorum ki şu anda Parlamento'daki Ana Muhalefet de diğer muhalefet de bu noktada bizden farklı düşünmüyor. Burada adeta bir konsensüs var.' Dündar'ın, 'Asker, dağda tek bir terörist kalmayıncaya kadar silahlı mücadele devam edecek' diyor. Bu konuda çok net, çok kararlı bir tavır sergiliyor' sözleri üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
'Bu çok iddialı bir ifade. Bu konuda bütün enstrümanları kullanmak başka bir şeydir, operasyonel olarak vazife sürdürmek başka bir şeydir. 'Son bir kişi kalana kadar bu işi sürdüreceğiz' ifadesi çok başka bir şeydir. Bunu dünyada kimse halledememiş ki biz halledelim. Ha, siner veya pasif duruma geçebilir ama bitmez. Burada Sayın Ağar'ın yaklaşımını ben negatif bir yaklaşım olarak görmüyorum. Orada pozitif bir yaklaşım var. Yani ben Sayın Ağar'ın bunu iyi niyetle söylediğine inanıyorum. Nedir o? Silaha karışmamış, bu tür olayların içerisine girmemiş, katil değil, böyle bir şey yok. Yapacaksan gel siyaset yap. Yani 'Bir idealin varsa gel siyaset yap' diyor. Bunu, af çağrısı anlamında söylemediğini düşünüyorum.
Siyasi tartışmaların içine silahlı kuvvetlerimiz çekilmesi, Silahlı Kuvvetlerimizin siyasi tartışmaların içinde bulunması ayrı bir yanlıştır.' Dündar'ın 'Askerin Cumhuriyetin değerlerinin tehdit altında olduğunu yani irtica tehdidinin var olduğunu söylemesi ayrıca bölücü terörle ilgili tehdit konusunu da siyaset anlamında mı değerlendiriyorsunuz' sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
'Şimdi ülkede bir hükümet vardır, bir iktidar vardır. İktidarın sorumluluğundadır. İktidar gerektiğinde bunu zaten ilgili kurumlarla da kuruluşlarla da oturur, konuşur, değerlendirir. Milli Güvenlik Kurulumuz niye var, burada iktidar var, Genelkurmay var, Cumhurbaşkanımız var. Neticesinde 2 ayda bir toplantısını yapar. Gerekirse olağanüstü toplanır. Orada oturur bunları konuşur. Ondan sonra bunların icra makamı Bakanlar Kuruludur. Bakanlar Kurulu bunu alır gerekiyorsa icraya sokar. Bunlar yapılır. Kaldı ki Türkiye bu noktada zaten artık bunları çok çok aşmış bir ülke. Türkiye'de bu ifade edilen kavramlar noktasında böyle ifade edildiği derecede abartılı bir tutum söz konusu değil. Ne laiklik ne irtica. Böyle abartılı bir şey söz konusu değil. Lokal veya bireysel bazı çıkışları adeta Türkiye'nin genelinde egemenmiş, hakimmiş gibi gösterirsek yanlış yaparız, ülkeyi böleriz, yasaları deleriz. Şu anda 4 yıl içerisinde neredeydik nerelere geldik bunun değerlendirmesini yaptığımız zaman bakıyoruz ki her şey çok daha iyiye gidiyor. Çok daha iyiye giderken, şimdi bu olumlu gelişmeler bizi rahatsız mı ediyor da yani yeni yeni bazı saptamalar yapıyoruz. Bunları yapmamız yanlış olur. Ve bunlar kesinlikle siyasi tartışmalar olarak ortaya çıkar ve bir de tabi bizim bu 4 senelik süreçte bir tavrımız var. Genelkurmay Başkanımız yeri geldiğinde açıklamalarda bulunur. İkinci Başkan bulunur. Ama Kuvvet Komutanları bu tür açıklamalarda bulunmaz.'
ORHAN PAMUK
Orhan Pamuk'un Nobel ödülü almasıyla ilgili tartışmalar anımsatılarak, ödülün, Pamuk'un '(Bu topraklarda 1 milyon Ermeni ve 30 bin Kürt öldürüldü) sözleri nedeniyle verilip verilmediğinin' sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
'Sayın Pamuk bir Nobel Edebiyat Ödülü almıştır. Tartışmaları, hepsini koyalım bir kenara. Bu bir Türk için veya Türkiye'nin evladı için dünyada bir ilk. Öyleyse bunu rafa kaldırmamız yanlış olur. Bundan dolayı bize düşen kutlamaktır. Bizim burada kalkıp Orhan Pamuk'un söylediklerini ve ödülü adeta böyle bir sentezleme yapıp veya miks edip bu şekilde değerlendirmemiz yanlış olur. Ve nitekim hemen ödülden sonra Sayın Pamuk, Fransa'nın kararı hakkında yapmış olduğu açıklamalarla sanki asıl kimliğini buluyor gibi bir durum da ortaya çıkıyor. Bundan dolayı da demek ki kavgalar bir şey getirmiyor.'
FRANSA
Fransa'daki sözde soykırımı inkara ceza yasasıyla ilgili Erdoğan, Fransa'da yaşayan Türk vatandaşlarına da çifte vatandaş olmaları çağrısında bulundu. Erdoğan, Fransa'daki Türk vatandaşlarına, 'Hem Türk vatandaşı olacaksın hem Fransız vatandaşı. Burada seçme seçilme hakkın olacak. Bu hakkını niye kaybediyorsun? Senin için çok ciddi bir zenginlik ve Türkiye adına da çok büyük bir kazanım. Sen bunu niye kaybediyorsun? Bunu yapın, etmeyin eylemeyin' diye seslendi. Erdoğan, bu konuda üçüncü kuşaktan beklentileri olduğunu dile getirerek, 'Acaba bu eğilimi üçüncü kuşakta değiştirebilir miyiz? Bunu değiştirdiğimiz anda inanıyorum ki Fransada ciddi bir Türk lobisi oluşacaktır. Bunu bir defa başarmamız lazım. Bu konuda müşterek bir çalışmanın içerisine girmemiz lazım' dedi.
Dündar'ın, son günlerde gündeme gelen ve 'kendilerini tarikat ehli olarak tanıtan bazı kişilerin halka söyledikleriyle kendi hayatlarında yaptıkları arasındaki çelişkiyi nasıl değerlendirdiğini' sorması üzerine Erdoğan, 'bireysellikler üzerinde durmak istemediğini' söyledi.
'Dindarlık ile dinciliğin birbirine karıştırılmaması gerektiğini' ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
'Birincisi dindar olmak, ikincisi dinden beslenmek. Bunu birbirine karıştırmamamız lazım. Bizim dinden besleneni savunmamız asla mümkün değildir. Bunun arkasında durmamız mümkün değil. Dini duyguları istismar edenlerin kesinlikle karşısındayız. Tabii bunun yanında öyle bir hat var ki bu hat dindar kesimi de zaman zaman rahatsız eden hattır. Son günlerde belli bir mevzi veya lokal bir çalışma medyaya da düştü. Tabii bu düşüş esnasında birçok şey söylendi. Olmayan şeyler varmış gibi de gösterildi. Bu da çok çirkin. Nedir? İşte yargı filan, falan kuruluyor gibi şeyler. Şimdi ben biliyorum ki orada böyle bir şey yok. 'Bakın şurada gördüğünüz şu masa bir yargı masasıydı' deniliyor. Masanın girmediği yer mi var? Ülkemizde yargı makamları bellidir. Bunlar dindar kesimi yaralıyor.'
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |