CHP Genel Başkan Yardımcıları; Selin Sayek Böke, Veli Ağbaba ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, referandum çalışması için geldikleri Diyarbakır'da partinin il başkanlığı binasında basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda ilk olarak konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, 21 gazetecinin tahliye edildikten sonra yargı imamlarının talimatlarıyla yeniden gözaltına alındığını savunan Ağbaba, şöyle dedi:
"Yargı imamlarının talimatıyla tekrar gözaltına alındılar. Maalesef hukuk, yargı askıya alınmış durumda. Yargı bağımsızlığı diye bir şeyden söz etmek mümkün değil. 2010 referandumunda aynı benzer birebir afişler vardı meydanlarda. Diyarbakır'da, hem de Türkiye'nin her yerinde. Yargı bağımsızlığı için 'Evet' diyorlardı. Yargının tarafsızlığı için 'Evet' diyorlardı. Şimdi aynı afiş ve pankartlar sokakları süslüyor. Maalesef o gün 'Evet' denilerek yargı bir cemaate teslim edildi. Şimdi de 'Evet' oyu verilirse eğer yargı bir başka siyasi grubun eline tamamıyla teslim edilmiş olacak. Bu süreçte tahliye kararı alan hakim ve savcılar açığa alınıyor. Artık bundan sonra mahkemelerde kimse karar verirken özgür olamayacak, vicdanıyla hareket edemeyecek, hukuka göre hareket edemeyecek. Bir tahliye kakarı verildiğinde veya iktidarın hoşuna gitmeyen bir karar verdiğinde açığa alınma riskiyle karşı karşıya kalınacak. Bu bizim Türkiye Cumhuriyetinde şimdiye kadar gördüğümüz bir şey değil."
Ağbaba, darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılamadığını yazılan Akıncı iddianamesinde siyaset ayağının Adalet Bakanlığı koridorlarında üzeri karalananarak silindiğini öne sürerken, "Türkiye 15 Temmuz darbesi arkasındaki gücü bulmayı, açığa çıkarmayı, darbeyle hesaplaşmayı istiyorsa, mutlaka siyasetteki ayağını ortaya çıkarmak zorundadır. Başbakan 'siyasi ayağı yoktur' diyor. Ama kendisi de biliyor ki mecliste belki dışarıda bulamayacağın sayıda milletvekili, belediye başkanları var, açık oy kullanan, sesi gür çıkan, sağa sola saldıran, gelin bir geçmişlerine bakın ne olduğu ortaya çıkacaktır. Siyasetteki FETÖ ayağının ortaya çıkmasını bekliyor, umut ediyoruz. Çok orantısız haksız bir kampanyayla karşı, karşıyayız. Hayırın sesi kısılmış durumda" diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da, 30 yıllık hukukçu olduğunu, gazetecilerin tahliye edilmesi ardından yeniden tutuklanmasını, 'Rezalet' olarak değerlendirdiğini anlatırken, "Hiç kimse Türkiye'de yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu ifade edemez. Bu saatten itibaren cezaevlerinde tutuklu bulunan herkes adeta rehindir. Hiç bir hakim, bu saatten sonra o cesareti gösterip tahliye kararı veremez" diye konuştu.
Bölgede, güvenlik görevlileri, kaymakam ve valilerin halka 'Evet' demeleri için baskı yaptıklarını ileri süren Tanrıkulu, "Bizim hafızamız var bilsinler, tarafsız ve eşit davranmak, sandık güvenliğini sağlamak zorundalar. Yurttaşlarımıza kırsal bölgede bulunan yurttaşlarımıza, doğrudan veya dolaylı yoldan baskı anlamına gelecek hiç bir söz ve baskıda bulunmasınlar. Kamu gücünü tarafsız ve bağımsız kullanmak zorundalar" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Selin Sayek Böke, Türkiye'nin olağanüstü hal uygulamalarına ve diktatörlüklere değil, demokrasiye ihtiyacı olduğunu, bunun da yüzde 50+1 ile değil 80 milyonun ortağı olacağı, ihtiyaç duyacağı bir demokrasi olduğunu söyledi. Halka fiili bir başkanlığın dayatıldığını ifade eden CHP'li Böke, şöyle konuştu:
"Milyonlar eşit yurttaşların yaşadığı bir Türkiye Cumhuriyeti için 17 Nisan'da aydınlığa uyanacağımızı çok iyi biliyor. 80 milyonun birlikte yaşadığı, ortağı olduğu bir demokrasi hayal ediyoruz. Karşımıza getirilmiş olan bu anayasa değişikliği teklifi Türkiye'de teslimiyeti yüzde 50+1 ile sınırlayacak olan ve 80 milyonu dahil etmeyip, sadece toplumun bir kesimini dahil etmeyi vadeden, bunun ötesinde bugün yaşıyor olduğumuz OHAL koşulunu kalıcı kılmayı vadeden bir anayasa değişikliği teklifi. Türkiye'nin aydınlık geleceği, toplumsal barış, özgürlük ve eşitlik için Türkiye'nin tek ihtiyacı var; normalleşme süreci."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dahil CHP'li tüm milletvekillerinin imzaladığı, yüzde 100 siyasi katılım ve temsilyete imkan verecek, seçim barajını kaldıracak bir kanun teklifi verdiklerini anlatan CHP'li Böke, "Demokrasinin öznesi bireydir. bugün her birimize o sandığa gitmeden önce demokrasiyi yeşertmek için, birbirimizle konuşmak, birbirimizle yeniden barışı sağlamak ve o demokrasi talebine ortak olduğumuzu, meselenin bir memleket meselesi olduğunu anımsamaktan, elimizde olan bu gücü görmekten geçiyor. CHP olarak bu demokrasi mücadelesinin her zaman paydaşıyız. Hep beraber hayırları çoğaltırsak, bu demokrasi bu sandıktan sonra Türkiye'den güçlü bir şekilde çıkacaktır" dedi.
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...