Kanser hastalığının son evresinde olanlar için İzmir'de kurulan palyatif ve destek bakım merkezinde uygulanan tedavi yöntemleri, dünyada yüzde 50'nin üstünde olan ölüm oranını yüzde 33'e düşürdü.
Kanser hastalığının son evresinde olanlar için İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kurulan palyatif ve destek bakım merkezinde uygulanan tedavi yöntemleri, moral etkinlikleri ile dünyada yüzde 50'nin üstünde olan ölüm oranını yüzde 33'e düşürdü.
Merkezin eğitim ve idari Sorumluluğu ile Aile Hekimliği Kliniği şefliğini yürüten Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Can, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de kanser hastaları için ilk defa palyatif bakım ve destek servisini yaklaşık 1 yıl önce hizmete açtıklarını belirtti.
Beslenme uzmanı, psikolog, genel cerrah, onkolog, fizik tedavi uzmanının da yer aldığı bir koordinasyon kurulu ile çalıştıklarını kaydeden Can, şöyle konuştu:
"Bu hastalara, bazı kliniklerde 'sizin için artık yapabileceğimiz bir şey kalmadı' dediklerini duyuyoruz ama biz burada hastanın yaşam kalitesini yükseltmeye çalışıyoruz ve bazı hastalarımız yeniden kemoterapiye dönme şansını yakalayabiliyor. Biz burada hastalara 'sizin için yapabilecek bir şeyimiz var' diyoruz. Çünkü hastanın ağrısını bile keserek yaşamını iyileştirmeye çalışıyoruz."
Hastanın beslenmesini düzenlediklerini, ağrısını azalttıklarını ifade eden Hüseyin Can, 1 yılda 280 hastayı tedavi edip evine gönderdiklerini, bazı hastaları da onkoloji birimine sevk ettiklerini bildirdi.
Dünyada palyatif bakım merkezlerinde ölüm oranlarının yüzde 50'nin üstünde olduğunu, merkezlerinde ise ölüm oranını yüzde 33'e düşürdüklerini anlatan Can, "Yaşamı vermek veya almak bizim elimizde değil. Biz, 'Yaşam bir hak olduğu gibi ölüm de bir hak ama herkesin mutlu ve yaşam kalitesi yüksek ölmeye hakkı var' sloganıyla yola çıkıyoruz" dedi.
Merkezdeki tedavi sürecinin yaklaşık 2 hafta olduğunu, bu süre sonunda hastane enfeksiyonunun gelişmemesi için taburcu ettiklerini ifade eden Can, yatalak hastaların tedavisini evde bakım birimiyle koordineli yürüttüklerini, bazı hastaların takibini ise aile hekimiyle gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Hastalara ömür biçmediklerini söyleyen Hüseyin Can, tedavi sürecinin ardından bazı hastaların evde yakınlarıyla son dönemi geçirme şansını yakaladığını, bir hastane odasında ya da yoğun bakımda yalnız hayata veda etmediğini söyledi.
Hastalar için moral etkinlikleri de düzenlediklerini, birlikte resim çizdiklerini kaydeden Can, merkezde sürekli çalan klasik müziğin de olumlu etki yaptığını dile getirdi.
- Balık tutmak istiyor
Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda yıllarca tezgahtarlık yaptıktan sonra 2011 yılında mide kanserine yakalanan ve 3 yıllık tedavinin ardından ameliyatla midesi alınan 47 yaşındaki Burhan Gündüz de yaşama umudunu hiç yitirmediğini ve merkezde tedavi olmak istediğini anlattı.
Doktorların mide kanserinden kurtulma şansının düşük olduğunu kendisine daha önce anlattıklarını söyleyen Gündüz, merkeze geldiğinde ölmek üzere olduğunu ve şu anda tedaviyle artık daha iyi hissettiğini kaydetti.
Merkezde doktorların kendisini güçlendirmek için çaba gösterdiğini dile getiren Gündüz, "Özellikle bize klasik müzik dinletilmesi çok hoşuma gidiyor. Belki iyileşir, yeniden balık tutmaya bile giderim" diye konuştu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...