Türkiye Ulusal Alerji ve İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Şekerel, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde kırmızı et alerjilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Süt ve buğday gibi temel besin kaynaklarından biri olan kırmızı etin bol miktarda protein ve demirin yanında çinko, B12 ve B6 vitaminlerini içerdiğini belirten Şekerel, az tüketilmesi durumunda vitamin eksikliklerine bağlı hastalıklar gelişebildiğine işaret etti.
Prof. Dr. Şekerel, kırmızı etin bebeklik, ergenlik, hamilelik ve emzirme dönemleri için de önemli bir besin kaynağı olduğunu belirterek, yeterli miktarda kırmızı et tüketmeyen kişilerde demir, B6 ve B12 vitamini eksikliklerinin geliştiğini söyledi.
Besin alerjilerinin özellikle çocukluk döneminin önemli bir sorunu olduğunu vurgulayan Şekerel, yumurta, inek sütü, kuruyemiş, susam, baklagiller, tahıl ve deniz ürünlerinin en sık görülen besin alerjileri olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Şekerel, her besinin potansiyel olarak alerji yapabildiğine değinerek, az bilinen ve nadir görülen besin alerjilerinden birinin de kırmızı et alerjileri olduğunu kaydetti.
Kırmız et alerjilerinin sadece çocuklarda değil her yaş grubunda görüldüğünü ve kırmızı et içerisindeki protein ve karbonhidrat yapısındaki moleküllere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıktığını ifade eden Şekerel, "Karadeniz Bölgesi'nde bu alerjilere daha sık rastlanılıyor. Türkiye genelinde hastaların şikayetlerine bakıldığında genellikle Doğu Karadeniz'de rastlandığı ortaya çıkıyor. Özellikle Giresun, Rize, Trabzon'daki hastaların daha çok rapor edildiğini görüyoruz" dedi.
Kırmızı et alerjisinin iki şekilde ortaya çıktığını anlatan Şekerel, birinci tip alerjide belirtilerin et yenildikten hemen sonra ortaya çıktığını ve bu alerjinin erken tipte kırmızı et alerjisi olarak isimlendirildiğini belirtti.
Geç tipteki kırmızı et alerjisinin tüketimden 4-6 saat sonra ortaya çıktığını bildiren Şekerel, alerji belirtilerinin ciltte kaşıntı, kızarıklık, kabarma, aksırık, burun akıntısı, nefes darlığı, hışıltı, ses kısıklığı, karın ağrısı, kusma, ishal, baş dönmesi, halsizlik, baygınlık ve tansiyon düşüklüğü şeklinde oluştuğunu aktardı.
Prof. Dr. Şekerel, kırmızı et alerjisinde en korkulan tepkinin alerjik şok olduğunu vurgulayarak, "Bu tepki hastanın yaşamını tehdit edebilir. Besin alerjilerine bağlı anafilaksi yani alerjik şok belirtileri çoğunlukla besin tüketiminden sonraki ilk 30 dakika içinde ortaya çıkar" dedi.
'KENE ISIRIĞI SONRASI ET ALERJİSİ ORTAYA ÇIKABİLİYOR'
Erken tipteki kırmızı et alerjisinin çoğunlukla süt alerjisi olan hastalarda görüldüğüne değinen Şekerel, "Sütün ve kırmızı etin içinde ortak bulunan bir moleküle karşı alerji gelişiyor. Ancak bu hastaların çoğu iyi pişmiş kırmızı eti tüketebilmektedir. Çünkü pişirilme işlemi et içindeki alerjik moleküllerin yıkımına neden olmaktadır" bilgisini verdi.
Bulguları daha geç ortaya çıkan et alerjisinin ilk defa Amerika Birleşik Devletleri'nde tanımlandığını anlatan Şekerel, şunları söyledi:
"Özellikle kene ısırmasına maruz kalan hastalarda kene tükürüğündeki maddelere karşı bir alerji geliştiği ve bu maddelerin kırmızı et içinde bulunan bazı moleküllerle benzer yapıda olduğu belirlendi. Bu hastalarda alerji gelişimi sonrası dönemde kırmızı et tüketimi ile sorunlar yaşanmaya başlar. Dolayısıyla bu alerji kene tükürüğü ile kırmızı et arasındaki çapraz reaksiyondan ileri gelir. Bu tip alerjisi olanlarda gene çapraz reaksiyona bağlı olarak bazı ilaç alerjileri de sık görülür."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...