Zamanın durduğu hissini yaşayan insanların sayısı hiç de az değil. Beynimizin oynadığı bu oyun, aslında hepimizin tanık olduğu bir olgunun sonucu mu?
David Robson imzasıyla yer alan habör şöyle: Simon Baker adlı 39 yaşındaki adam baş ağrısını gidermek için ılık duş almak istemiş. “Musluğu açıp duşa baktığımda su damlalarının havada asılı kaldığını gördüm,” diyor Baker. “Sanki bir film karesi ağır çekimle dondurulmuş gibi.”
Baker ertesi gün baş ağrısı nedeniyle hastaneye gittiğinde doktorlar damar genişlemesi teşhisi koydu. Daha sonraki randevularından birinde su damlalarının havada asılı kaldığını, zamanın durduğunu gördüğünü söylediğinde Chicago’daki Northwestern Üniversitesi’nden nörolog Fred Ovsiew bu deneyimi oldukça ilginç buldu ve NeuroCase adlı dergi için kaleme aldı.
Zamanın herkes için aynı hızla geçtiğini farz ederiz. Fakat Baker’in yaşadığı türden deneyimler, sürekli akış halindeki bilincimizin aslında beynimizin zekice yaptığı bir birleştirme çalışmasının ürünü olan oldukça hassas bir yanılsama olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, Baker’in başına gelen türden olayları inceleyerek beynimizin, zaman algısında bu oyunları neden ve nasıl oynadığını anlamaya çalışıyor.
Baker’ınki en uç örneklerden biri olsa da tıpta daha önce de benzeri olaylara tanık olunmuş. Zamanın hızlandırıldığı hissi veren “zeitraffer” olgusu ile bir anlık durduğu hissi veren “akinetopsia” olgusundan söz edenler olmuş. 61 yaşındaki bir kadın, bir yolculuğu sırasında, tren kapılarını ve diğer yolcuları ağır çekim halinde hareket ederken gördüğünü söylemiş. 58 yaşındaki bir adam ise insanlar konuşurken kötü seslendirilmiş bir film izler gibi ağız hareketleriyle konuşmalar arasında kopukluk olduğunu ifade etmiş. Uzmanlar, bu tür tecrübelerin çok daha fazla sayıda olabileceğini, fakat etkinin geçici olmasından dolayı insanların önemsememiş olabileceğini söylüyor.
BEYNİN OYUNU
Bu tür olaylar hemen hemen her zaman epilepsi ya da inme gibi başka sorunlarla bağlantılı ortaya çıkıyor. Baker’in, duştaki su damlalarını durmuş olarak görmesine, zayıflamış kan damarlarının ağır yük taşıma sonucu kanamaya başlaması sonucu ortaya çıktığına inanılıyor. Kanama sonucu beyninin sağ yarısındaki geniş bir alanda sinir hücreleri hasar görmüş.
Peki, nasıl oldu da bu durum Baker’in zaman algısını etkiledi? Beynin arka tarafında bulunan ve V5 olarak adlandırılan görme bölgesinin ayrıca zaman algısından da sorumlu olabileceği düşünülüyor. Lozan Üniversitesi’nden Domenica Bueti ve ekibi manyetik bir alan oluşturarak bu bölgeyi devre dışı bıraktığında deneklerin iki şeyi yapmakta sorun yaşadığı görüldü: Ekranda noktaların hareketini takip etmek, ki bu sonuç bekleniyordu zaten, ve bazı noktaların ne kadar süreyle ekranda kaldığı tahmininde bulunmak.
Bu ikili sorunun nedeni ise şu olabilir: Hareket algı sistemimizin kendi kronometresi var ve görme alanımızda nesnelerin ne kadar hızlı hareket ettiğini kaydediyor. Beyinde herhangi bir hasar oluştuğunda ise dünya durmuş görünüyor. Baker olayında, onun ılık duşa girmesi, durumu daha da ağırlaştırmış olabilir; yani sıcak su kanı beyinden uzaklaştırıp uzuvlara akmasına neden olduğu için beyin işlevlerinin daha da kesintiye uğramasına neden olmuş olabilir.
Ama bu sadece ihtimallerden biri; zaman algısında çarpıtılma hissi yaşayan hastaların tümünde V5 bölgesinde hasar olmayabilir; başka etkenler bulunabilir.
FOTOĞRAF KARELERİ
Başka bir açıklama da şu olabilir: Beynimiz algıladığı şeyleri, film makarasından “enstantaneler”, anlık görüntüler şeklinde aralıklı olarak kaydeder. Sağlıklı bir beyin bu tek tek fotoğrafları yapıştırıp birleştirerek görüntüyü canlandırır; fakat beyindeki bir hasar nedeniyle yapışkan ortadan kalkarsa ortaya çıkan görüntü, anlık enstantaneler olarak kalır.
Normal görüntünün beynimizde çarpıtılması tecrübesini hepimiz zaman zaman yaşamışızdır. Örneğin, içinde bulunduğumuz aracı hızla geçen bir arabanın tekerlekleri durmuş gibi görünür. Bunun nedeni, beynimizin çektiği aralıklı enstantanelerin tekerleğin tüm çevrim anlarını yakalayamamasıdır. Eğer beynimiz her “kare”yi çekerken tekerlek çevrimini tamamlamışsa, bu kareler onu hep aynı pozisyonda yakaladığı için biz de onu duruyormuş gibi görürüz.
LSD uyuşturucusunu kullananlar genellikle “görsel iz” olgusundan bahseder; yani örneğin Matrix filmindeki gibi kurşunun iz bırakarak hareket etmesi hali gibi. Uzmanlar, beynin bu kareleri yapıştırırken bir şekilde üst üste getirmesi durumunda bu görsel yanılsamanın oluşabileceğine inanıyor.
STRES HORMONLARI
Hayati tehlike içeren kazalarda da zamanın durduğu hissine dair ifadelere oldukça sık rastlanıyor. Bir araştırmada, ölümle yüzleşen insanların yüzde 70’inin yaşadıkları olayın ağır çekim halinde oluştuğunu belirttiği görüldü. Bazı uzmanlar, olay anında yoğun duyguların yaşanması nedeniyle daha fazla ayrıntı hatırlandığı ve olayın uzun sürdüğü fikrinin olay sonrasında oluştuğuna inanıyor. Fakat tarif edilen belirtiler nörolojik hastalarınkiyle ortak özelliklere sahip.
Finlandiya’daki Turku Üniversitesi’nden Valtteri Arstila, ölümcül kazalardan kıl payı kurtulan insanların anormal bir şekilde hızlı düşündüğünü ifade ediyor. Arstilla bu durumu, ölüm kalım anında salgılanan stres hormonlarının tetiklediği bir otomatik mekanizmanın beynin işlem süresini hızlandırmasına bağlıyor. “Bu hızlanma nedeniyle de dış dünya yavaşlamış gibi algılanabiliyor,” diyor.
Baker, zamanın durması hissinin, bilinçli deneyimlerimizin ne kadar hassas olduğuna dair ufkunu açtığını söylüyor: “Beyindeki bir bölgenin dünya algımızı nasıl tümüyle değiştirdiğine dair çok somut bir olaydı. Bir an için her şey normaldi, sonra bir anda farklı bir düzleme geçtim sanki.”
Radikal
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...