E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ANNE ADAYLARINA.... Hamilelikte Strese Dikkat!

Stres her zaman sanıldığı kadar kötü değildir. Uygun şekilde üzerine gidildiği taktirde stres insanlara yaşam mücadelesinde heves ve güç verebilir.

12.12.2009 - 12:55
ANNE ADAYLARINA....

Stres her zaman sanıldığı kadar kötü değildir. Uygun şekilde üzerine gidildiği taktirde stres insanlara yaşam mücadelesinde heves ve güç verebilir. Stres kaynakları ile baş edebildiğini düşünen insan (buna hamile kadınlar da dahildir) kendini enerjik ve güçlü hisseder. Böyle bir kadın ev ve iş yaşantısında üzerine düşen görevleri daha kolaylıkla yerine getirebilir ve stresten kaynaklanan sağlık sorunlarına daha az maruz kalır.

Buna karşılık stres rahatsız edici boyutlara ulaştığında bütün insanlar için olduğu gibi hamile bir kadın için de zararlı olabilir. Aşırı stres kısa dönemde halsizlik, yorgunluk, uykusuzluk, endişe, iştahta artma ya da azalma, baş ve sırt ağrılarına yol açabilir. Yüksek düzeyde stres uzun süre devam ettiğinde enfeksiyonlarla başa çıkma yeteneğinde azalma, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları gibi problemleri beraberinde getirebilir. Yapılan çalışmalar uzun süreli yüksek stresin hamilelik üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini ve bazı özel riskleri beraberinde getirebileceğini düşündürmektedir.

Hamile kadınlar ne tür stres ile karşı karşıyadır?
Hamileliğe bağlı ortaya çıkan bulantı, kusma, sık idrara çıkma, bel ağrısı, ellerde ve ayaklarda şişlikler gibi belirtiler hamile kadın için stres kaynağı olabilir. Hamilelik sürecinde ortaya çıkan hormonal değişimler kadının psikolojik durumunda ve mizacında değişikliklere neden olabilir.

Hamile kadın ve eşini strese sokan önemli bir faktör de bebeklerinin sağlık durumudur. Bebeğin sağlıklı olup olmadığı hemen hemen tüm kadınlarının zihnini hamileliği boyunca meşgul eder. Bununla birlikte özellikle ilk hamileliğini yaşayanlar doğum süreci ve doğum şekli ile ilgili olarak da sıkıntılar da yaşarlar. Kadınların pek çoğu doğum sancıları ile başa çıkamayacağını, rahat ve güzel bir doğum yapamayacağını ve bebeğine zarar verebileceğini düşünür.

Anne-baba adaylarını endişelendiren bir başka konuda ekonomik faktörlerdir. Bebeğin doğumu ve sonrasındaki harcamalar sırasında sıkıntı yaşayacakları korkusu geleceğin ebeveynlerini huzursuz eder. Özellikle son yıllarda tüm dünyada yaşanan ekonomik krizler nedeniyle işsiz kalma korkusunun da eklenmesi yaşanan stresin artmasına neden olmuştur.

Tüm bu stres faktörleri eğer riskli bir gebelik söz konusuysa kat be kat artar. Hamileliğin getirdiği yüksek risk nedeni ile işinden ayrılmak zorunda kalan, hele hele yatağa bağlanmak zorunda kalan kadın için önündeki dönem oldukça zor geçecektir.

Yapılan bazı çalışmalar yüksek orandaki stresin erken doğum ve düşük doğum riskini artırdığını göstermektedir. Son zamanlarda araştırmacılar stresin hangi mekanizmalar ile bu sonuca neden olduğunu araştırıyorlar.

1999 yılında Kaliforniya Üniversitesi Los Angeles Tıp Fakültesinde yapılan bir araştırmada hamileliklerinin 18 - 20. haftasında yoğun stres yaşadıklarını ifade eden kadınların kan dolaşımında kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) adı verilen bir hormonun yüksek oranda bulunduğu saptandı. Aynı çalışmada yüksek miktarlardaki CRH'nin erken doğum ile ilişkisinin olabileceği gösterilmiştir. Aynı bulgular başka araştırmalar tarafından da desteklenmektedir.

Beyin ve plasenta tarafından üretilen CRH doğum eylemi ile yakından ilgilidir. CRH vücutta prostoglandin adı verilen ve rahim kasılmalarına yol açan bazı maddelerin salınmasını tetikler. CRH stres ortaya çıktığında beyinden salgılanan ilk hormondur.

Erken doğan bebeklerin kilolarının düşük olması normaldir. Ancak stres, zamanında doğan bebeklerin kilolarının da olması gerekenden daha düşük olmasına yol açmaktadır. CRH ve benzeri stres hormonları plasentaya giden damarlarda daralmaya neden olarak bebeğe daha az oksijen ve besin maddesi gitmesine neden olurlar. Bu durum bebeklerdeki gelişme geriliğinin sebebi olabilir.

Öte yandan yaşanan stres anne adayının davranış ve alışkanlıklarının değişmesine neden olarak erken doğum ve düşük doğum kilosuna yol açabilir. Örneğin yüksek oranda stres yaşayan bir kadın sağlıklı yaşam koşullarına dikkat etmeyebilir, yeterli ve düzgün beslenmeyebilir ve hatta alkol ve sigara gibi hamilelik üzerinde olumsuz etkileri olduğu kanıtlanmış alışkanlıklar edinebilir. Bu alışkanlıklar sadece erken doğum ve düşük doğum ağırlığına değil bebekte bazı yapısal anomalilerede yol açabilir.

Yapılan çalışmalar stresin bazı gebelik komplikasyonları ile de ilgisinin olabileceğini göstermektedir. Finlandiya'da yapılan bir araştırmada gebeliklerinin erken döneminde yoğun stres yaşayan kadınlarda gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve preeklempsinin yaklaşık 3 kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır. 1995 yılında Kaliforniya'da yapılan bir başka çalışma ise yoğun stresin düşük riskini 2, 3 kat arttırdığını ve bu artışın 32 yaşından büyük kadınlarda daha belirgin olduğunu ortaya koymuştur.

Her birey farklı durum ve davranışları stres kaynağı olarak görür. Birisi için eğlenceli olan bir durum diğeri için stres kaynağı olabilir. Benzer şekilde bireylerin strese verdiği cevap da farklıdır. Kentucky Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapılan bir araştırmada kan basınçları normal olan hamile kadınlara bir matematik problemi sorulmuş ve daha sonra kan basınçları ölçülmüş. Kan basıncındaki artışın daha fazla olduğu kadınlarda hamileliğin ilerleyen dönemlerinde erken doğum ve fetal gelişim geriliğinin daha sık ortaya çıktığı saptanmış. Bu öncü çalışmanın sağladığı bulgular stres kaynakları ve bunlarla mücadele teknikleri konusunda yeni çalışmaların yapılmasına ön ayak olabilir.

Stres nasıl azaltılabilir?
Her hamile kadın özel ve iş yaşantısındaki stres kaynaklarını belirlemeli ve bunlarla mücadele yöntemleri geliştirmeye çalışmalıdır. Hamile olsun ya da olmasın her kadın eğer sağlıklı ve güçlü ise stres ile daha kolay mücadele edebilir. Bu nedenle hamile bir kadın sağlıklı beslenmeli, yeteri kadar uyumalı, alkol ve sigaradan uzak durmalı, egzersiz yapmalıdır. Egzersiz kadının güçlü olmasını sağlar ve yorgunluk, halsizlik ve bel ağrıları gibi hamilelik ile ilgili rahatsızlıkların görülme sıklığını azaltır.

Kadının eşi, ailesi ve iş arkadaşlarının desteği de son derece önemlidir. Bu kişiler hamile kadına duygusal açıdan destek olabilecekleri gibi, işlerinde yardımcı olarak da kadının yaşadığı stresin azalmasına yardımcı olabilirler.

Hamilelikte önerilen bazı stres ile mücadele teknikleri vardır. Özellikle gevşeme teknikleri doğum sırasında da kadına yardımcı olur. Stresle mücadele etmek için:

Bebeğinizin ve kendinizin sağlığı için gevşeyin.
Dinlenmek için gün içinde kendinize zaman ayırın.
Rahat bir pozisyon alın. Telefon ve televizyon gibi cihazların olmadığı bir odada uzanın.
Zihinsel olarak kendinizi hazırlayın. Aklınızdan her şeyi çıkartarak gevşemeye çalışın.
Soluk alıp verişiniz üzerine odaklanın. Karnınızdan (göğsünüzden değil) nefes alıp verin. Yavaş, derin ve ritmik bir şekilde soluk alıp verin.
Kaslarınızı dinleyin ve onları gevşetmeye çalışın.
Kendinizi huzur verici bir yerde düşleyin.
Bebeğinize güzel sözler fısıldayın.
Bunları her gün 20-30 dakika süreyle yapın

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kış Geliyor Beslenmeye Dikkat
Özellikle kış aylarında sofranızdan eksik etmemeniz gereken sağlık kaynağı besinler...
HAYAL DEĞİL...
Göbek- bel bölgenizi 3 haftada inceltmenizi sağlayacak yöntemler...
GİZLİ TEHLİKE:
Milyonlarca bakteri barındıran klavyeler, ishal ve kusma gibi rahatsızlıklara neden olabilir.
 
Bu Besinlerle Hastalıklardan Korunun
Yağsız protein sağlayan gıdaları öğrenerek, vücudunuza kalori ve yağ eklemeden ...
Meme Kanserinde Meme Korunabilir
Meme kanserine yakalanan kadınların tedavisinde memenin korunmasının mümkün ...
Kaçkar Balının Ünü Japonya'ya Kadar Yayıldı
Japonya'dan Almanya'ya kadar sipariş alan organik bal daha kovandan çıkmadan satılıyor
 
Menopozla Belliren Sorun
Kadınların yüzde 36.1'i, erkeklerin ise yüzde 27.5'i yüksek tansiyon sorunu ...
AIDS Tedavisinde Yeni Umut
Bulduğu ilaçlarla AIDS’i öldürücü olmaktan çıkarıp, kronik hastalık haline ...
Yıllarca Hep Öyle Bildik Ama...
Fincan kahve, ayılmak için belki de yapılacak en kötü şeylerden biri
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
abd
İsrail
yangın
Recep Tayyip Erdoğan
TCMB
ygs sonuçları
Ukrayna
Southampton
Mehmet Şimşek