3 Şubat 1982 günü Suriye'nin Hama kentinde, dönemin lideri Hafız Esad'a bağlı birlikler tarafından işlenen ve 20 bin ila 40 bin kişinin öldüğü söylenen katliamın 30. yıldönümünde bu kez oğul Beşşar Esad Humus kentini Mevlid Kandili gecesi kana buladı. Dünyanın kanını donduran katliam, ordu birlikleri tarafından öldürülen yakınlarının cesetlerini almak isteyen Suriyeliler ile askerler arasındaki gerginlikle başladı. Esad birlikleri gece Humus'a, Kandil nedeniyle Kur'an-ı Kerim okunan camiler dahil olmak üzere bombalı ve silahlı büyük bir taarruz başlattı. Saldırılar en çok Sünnilerin yoğun olduğu, adını Halid Bin Velid'den alan el-Halidiye bölgesinde yaşandı ve kent genelinde en az 337 kişi öldürüldü. Ancak Suriye'deki bazı aktivistler sayının 500'e yakın olduğunu öne sürdü.
ÖLENLERİN 57'Sİ ÇOCUK
Yine aktivistlerin iddiasına göre sadece El Halidiye bölgesinde 138 kişi öldürülürken bunlardan 57'sini çocuklar oluşturuyor. Olay yerinden "doğrulanmış" bilgi almak neredeyse imkansız olurken dünya orada olup bitenleri, katliam sonrası çekilen cep telefonu görüntülerinden izleyebiliyor. Suriyelilerin internete yükledikleri görüntülerde, öldürülen insanlar ve çatışma sonrası harabeye dönmüş kent görülebiliyor. Humusluların, ölen yakınlarını gömmek için dahi dışarı çıkamadıkları belirtiliyor. Humus'a bağlı Rastan kentinden ise bazı ailelerin çevre köylere kaçtığı ifade ediliyor. Diğer yandan Şam'da da gösteri ve çatışmalar devam ederken burada dün en az 17 kişinin öldüğü haberi geldi. Türkiye sınırına sıfır noktasında bulunan yerleşim yerlerinde de gece saatlerinde çatışma sesleri duyuldu.
5 GÜN DAHA SÜRECEK
Yine Suriyeli kaynaklara göre Esad ordusu Humus katliamına en az 5 gün daha devam edecek. Ancak hükümet kenti bombaladığı iddialarını reddetti. Resmi haber ajansı SANA, görüntülerdeki cesetlerin, silahlı kişilerce kaçırılıp öldürülen Suriyeli vatandaşlara ait olduğunu öne sürdü. Devlet televizyonu da "katliam haberlerinin", dün Suriye'yle ilgili karar tasarısını oylayan BM Güvenlik Konseyi'ni etki altına almak için ortaya atıldığını iddia etti.
İstanbul'dan 'müdahale' çağrısı
Humus katliamının ardından Suriyeli muhalifler, başta Türkiye olmak üzere uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Merkezi İstanbul'da bulunan Suriye Ulusal Konseyi'nden (SUK) yapılan açıklamada Türkiye'den beklentilerinin, Suriye'ye yapılacak olası bir müdahaleye liderlik etmesi olduğu belirtilirken Suriye'de akan kanın durmasını istedikleri yinelendi. SUK, müdahaleden sadece askeri müdahaleyi kastetmediklerini, bunun tampon bölge, insani koridor vs. şeklinde de olabile-
ceğini belirtti.
Dünya ayakta, elçilikler yerle bir
Suriye'de Humus katliamının yaşandığına dair haberler duyulur duyulmaz Suriye'nin Ankara, Kahire, Berlin, Londra, Atina büyükleçilikleri de dahil dünyanın pekçok ülkesinde protesto gösterileri düzenlendi. Katar ve Trablus elçilikleri Suriyeli muhalif yanlıları tarafından saldırıya uğrarken Katar'daki bina adeta küle döndü. Tunus ise Suriye Büyükelçisini ülkesine geri gönderme kararı aldı. Ankara'daki Suriye Büyükelçiliği ve İstanbul'daki başkonsolosluk binaları önünde de Beşşar Esad protesto edildi. Türkiye'de okuyan Suriyeli öğrenciler Esad katliamı durduruncaya kadar nöbet tutacaklarını ifade ettiler. Bugün de Suriye'nin İstanbul Başkonsolosluğu önünde çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu'nun katılacağı bir protesto eylemi düzenlenecek.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|