MÜSİAD Genel İdare Kurulu Toplantısı, 14 – 15 Kasım 2009 tarihlerinde, MÜSAD Genel Başkan Ömer Cihad Vardan, MÜSİAD Şube Başkanları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun katılımıyla Eskişehir'de gerçekleştirildi.
Bir takım göstergelerin ve ihracatın 2009 sonu itibariyle gittikçe iyiye gittiğini ifade eden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, "2010 yılının krizin atlatılacağı yıl olacağına inanıyorum. Bundan sonra Türkiye'nin yıldızı parlak, önü açık" dedi.
Eroğlu, MÜSİAD Genel İdare Kurulu (GİK) Gala Yemeği'nde yaptığı konuşmada önümüze büyük hedefler koymamız gerektiğini ifade ederek, "Başbakanımızın da belirttiği gibi Türkiye'yi 2023'de Türkiye'yi dünyanın ilk 10 büyük ekonomi arasına sokmak istiyoruz. Bu çerçevede çalışmalarımız devam ediyor. Suriye ile ticaret hacmimiz artıyor. Irakla 48 adet protokol imzalandı. Bunların içinde asayiş, ekonomi ve ticaret hacminin arttırılması gibi konular var. Bu protokollerin aynısı Rusya ile de olacak. Kendi kabuğumuzu kırmamız gerekir" diye konuştu.
Millete hizmetkarlık ediyoruz
Eroğlu, "Hükümet olarak milletin efendisi değil, millete vatandaşa hizmetkarlık ediyoruz" dedi. Yaptıkları düzenlemelerle 300 – 400 lüzumsuz kağıdı ortadan kaldırdıklarını söyleyerek, vatandaşın itimadına dayı işlemler yaptıklarını söyledi. Ekonominin dört direği olduğunu ifade eden Eroğlu, "Bunlar üretim, istihdam, ihracat ve istikrar. Siyasi istikrar olmaza ekonomik istikrar olmaz" dedi.
Özel Sektör İçin Açılım Yapıyoruz
Eroğlu, özel sektörün önemine değinerek bu noktaya gelinmesinde işadamlarının büyük rolünün olduğunu söyledi. Eroğlu, artık bir çok şeyin özel sektörün eli ile yapılması gerektiğini ifade ederek, "Devlet, eğitim, sağlık ve milli savunma gibi işleri yapmalı, diğer alanlarda özel sektör faaliyet göstermeli. Biz özel sektör için açılım ve destek adına ne varsa yapmaya çalışıyoruz. İhracatın bu noktaya gelmesinin ardında bu yatıyor" dedi.
Vardan: Türkiye ilk defa uluslar arası fırsatları tepmedi
MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 2001 krizinden aldığı dersler, yaptığı reform ve sağladığı siyasi istikrarla ilk defa uluslar arası ortamdaki fırsatları tepen ve sektiren ülke olmaktan çıkıp, bunları değerlendiren bir ülke olduğunu söyledi. Gelişmiş ülkelerle aralarındaki farkı kapatmak için yeni fırsatların Türkiye'nin önünde durduğunu ifade eden Vardan, rakiplerimiz krizin etkileri ile uğraşmaya devam ederken bizim daha uzun soluklu düşünerek geleceğe yönelik daha güçlü adımlar atmamız gerekiyor. Yaşlı ülkelerde kapanan firmaların tekrar ayağa kalkamayacakları veya zor kalkacağı bir gerçektir. Biz işadamları bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz" dedi.
Vardan, özellikle bu sebeplerden dolayı bu dönemde hedeflerimize ulaşmak için araştırma ve geliştirmeye, tasarım ve markalaşmaya ve inavasyona ağırlık verilmesi ve gelecek sektörlerinin doğru tespitinin ve bunlara yatırımların desteklenmesinin oldukça önemli olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, politik anlamda yıllardır bekleyen sorunlarının çözümü için bir adım atmasıyla diplomatik güç haline geldiğini ifade eden Vardan, "Bu ülkelerle ticaret hacmini arttırmıştır. Bu tür proaktif ve sorumluk alan dış politika uygulamaları her zaman Türkiye'ye doğrudan ve dolaylı kazanımlar getirecektir" dedi.
Petrol ve Altına Dikkat!
Vardan, krizdeki kısmı iyileşmelere rağmen başta petrol ve altın olmak üzere emtia fiyatlarındaki sert yükselişlere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
2009 yılının tarihe kriz yılı olarak geçtiğini ifade eden Vardan, "Biz 2008 yılının Eylül ayında, 2009'un özel bir yıl olacağını ifade etmiştik. Ülkeler ilk kez küresel krizi aşmak için birlikte hareket ediyor. Gelinen noktada finans piyasalarının akışı azaldı ama bitmedi. Reel piyasalar ise düne göre daha iyi, krizden tedrici de olsa devam ettiğini söyledi.
Vardan, bankaların geçen yılın üzerinde kar elde ettiklerini ifade ederek, "Bankaların geçen yıla oranla daha fazla kar elde ettiler. Bu elbette iyi bir şey. Ama bu paranın orada durmasını bize faydası yok. İş dünyasının sermaye eksikliği var. Özel sektör kamu işbirliği bu sorunu çözmemiz gerekiyor.
Eskişehir MÜSİAD Başkanı Muhittin Yılmaz'da müteşebbis olarak demokrasiye sahip çıkmaları gerektiğini belirterek, Türkiye'nin gelişiminin ancak istikrar ve demokrasi ile olabileceğini belirtti.
GENEL İDARE KURULU (GİK) TOPLANTISI
Çevre Uyumunun Maliyeti 50-60 Milyar Euro
Türkiye'nin Çevre ve Orman Politikaları'nın ele alındığı Genel İdare Kurulu Toplantısı'nın ikinci gününde konuşan MÜSİAD Başkanı, Avrupa Birliği uyum sürecinde işletmeleri çeşitli sıkıntıların beklediğini söyledi. Vardan, "İşletmelerin çevre standartlarına uymak için, üretim proseslerinde kullandıkları girdilerde bazı değişiklikler yapacaklarını belirterek, AB Çevre Mevzuatı'nın üstlenilmesinde sadece yatırım maliyeti ülkemize 50-60 milyar Euro yük getirecektir. AB tahminlerine göre ise bu rakam daha yüksektir" dedi. İçinde bulunduğumuz bu dönemde bu teknolojik yatırımların nasıl yapılacağı konusunun oldukça önemli olduğunu belirterek, "İşletmelerimiz, klasik yatırımı dahi yapamıyor. O yüzden buna ilişkin bir planın ortaya konulması çok önemli. Rekabet edebilmemiz için yeterli bilgiyi elde etmemiz ve bir plan oluşturmamız gerekir. Ve bunların finansmanı için ise ilgili kamu kuruluşları, özel sektör, finans sektörü ve uzmanlar bir araya gelerek yeni bir yapılanmayı kurgulamayız" dedi.
Eroğlu'ndan işadamlarına yatırım çağrısı
GİK'in ikinci gününde MÜSİAD Şube Başkanları ile bir araya gelen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu burada yaptığı konuşmada bakanlığı ile ilgili yatırım alanlarını açıklayarak, işadamlarını bu konularda yatırım yapmaya davet etti.
Bu alanların büyük potansiyeller barındırdığını ifade eden Bakan Eroğlu şöyle konuştu:
DSİ'de sulamada özel sektörün önünü açıyoruz. 5 milyon hektarlık alanda sulama tesisine ihtiyaç var. Bunu özel sektör yapabilir. 2. konu olarak bozuk orman alanları değerlendirilebilir. Buralarda güzel manzaralı yerleri turizme açarak, özel sektör turistik tesis yapabilir. Milli park alanlarında aynı şekilde turistik tesis yapılabilir. Orman ürünlerinde potansiyel artıyor. Ayrıca orman dışı ürünlerde de büyük bir gelecek var. Defne yaprağı, ada çayı ve bunun gibi ürünlerin her geçen gün ihracatı artıyor. Şu anda 100 milyon dolar olan bu ürünlerin ihracını 1 milyar dolara ulaştırmayı amaçlıyoruz. Bir diğer konu özel ağaçlandırma alanları oluşturulabilir, yine bozuk orman alanlarında cevizlik bademlik gibi gelir getirici yerler kurulabilir. Diğer yandan şu an yoğun bir şekilde kurulan hidroelektrik santrallerinin jeneratör ve tribün ihtiyacı var. Bunun için bir fabrika kurabilirsiniz. Irak da 50 milyar dolarlık potansiyel var. Aynı şekilde birçok yerde, yurtdışında hidroelektrik santralleri işletebilirsiniz, çevre üzerine ekipmanlar üretebilirsiniz.
Eroğlu, toplantıda yaptığı sunumda hem hükümetin hem de bakanlığının 2003'den bu yana aldığı yolu ayrıntıları ile anlattı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...