Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) tarafından düzenlenen Türkiye İnşaat Sektörü Çalıştayı'na katıldı. Türkiye’nin deprem gerçeği karşısında kentsel dönüşümü milli güvenlik meselesi olarak gördüklerini ifade eden Bakan Kurum, yeni sosyal konut kampanyasıyla ilgili konuştu: Cumhurbaşkanımız 2012 yılında Türkiye'nin her yerinde kentsel dönüşüm anlayışıyla bir seferberlik ilan ettiler. Ve o günden bugüne de 3.7 milyon ev ve iş yerimizi sizlerle birlikte başarıyla dönüştürdük. Kentsel dönüşümle milyonlarca insanımızın can güvenliğini sağlarken diğer taraftan da vatandaşımıza TOKİ'yle uygun şartlarda ev sahibi olmasına imkan sağladık. Bu noktada 81 ilimizde değerli arkadaşlar, dile kolay 1 milyon 481 bin sosyal konut inşa ettik. Şu an deprem konutları dışında 312 bin sosyal konutumuzun inşası da hızla sürmektedir.
81 İLDE SOSYAL KONUT KAMPANYASI HAZIRLIĞI
Bakan Kurum yeni sosyal konut kampanyası ile ilgili, “İhtiyaç duyduğumuz araziler için 81 ilimize genelge gönderdik. Bu çalışmalar biter bitmez, dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yapacak olan proje için adımımızı atmış olacağız” dedi.
MİLLİ EMLAK DESTEĞİYLE ARSA MALİYETİ DÜŞÜRÜLECEK
Bakan Kurum, atıl arazilerin tahsis edilmesiyle arsa maliyetlerinin düşürülüp konut yapımını artırmaya yönelik yeni bir çalışmanın da hazırlıklarına başladıklarını duyurdu: Arsa maliyetini düşürecek konut fiyatını da arttırmayacak bir düzenlemeyi, kapsamlı bir çalışmayı Milli Emlak Genel Müdürlüğümüz, TOKİ Başkanlığımız, Bakan Yardımcılığımız yürütecek. Hazine ve atıl arazileri düşük arsa maliyetleriyle piyasaya sunarak konut fiyatını da sabitleyeceğimiz bir çalışmayı sektörümüze çok kısa zamanda sunacağız. Bu müjdeyi de sizlerin huzurunda milletimize vermiş olalım.
ASRIN FELAKETİNİN MALİYETİ 104 MİLYAR DOLAR’A ULAŞTI
Konuşmasında deprem bölgesine geniş yer ayıran Bakan Kurum, asrın felaketinde bölgedeki yapı stokunun yaklaşık yüzde 40’ının yok olduğuna dikkat çekerek, “Cennet vatanımızın en acı gerçeği, hiç şüphesiz depremdir. Çünkü bugün Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 66’sı, nüfusumuzun yüzde 70’i deprem tehdidi altındadır. Asrın felaketinin ülkemize maliyeti 104 milyar Dolar’a, konut hasarının ekonomik maliyeti ise 57 milyar Dolar’a ulaştı” dedi.
“TÜRKİYE TARİHİNİN EN AĞIR İMTİHANINI YAŞADI”
Bakan Kurum, inşaat sektörünün tecrübesi sayesinde depremin yaralarının büyük oranda sarıldığına vurgu yaptı: Evet Türkiye tarihinin en büyük imtihanını yaşadı. Ama bu manzara karşısında tek bir an bile çaresizce beklemedik. Bunu deprem bölgesinde bizzat yaşadım, gördüm. İnşaat sektörümüzün tüm temsilcilerini Gaziantep’te toplantı yaptık. Orada gerek ihtiyaç duyduğumuz inşaat malzemeleri gerekse de yüklenicilerle ilgili toplantılar yaptık. Hemen her toplantıda sizlere sorular sormuştum. Ve cevaben hepiniz, ‘inşaat malzemesi sorunumuz olmaz. Çimento da yeter, beton da yeter, demir de yeter. Biz Allah’ın izniyle bu işleri devletimizle, milletimizle ele ele veririz, yaparız’ demiştiniz. Hamdolsun yaptık. Ve sizin bu özgüveniniz, bu gayretiniz bugün sahada kendini ispatladı. Deprem bölgesini dünyanın en büyük şantiye alanı haline geldi.
11 ilde 4 bin 333 köyde 174 ayrı alandaki 3 bin 481 şantiyede çalışmaların gece gündüz devam ettiğini kaydeden Bakan Kurum, yıl sonuna kadar 453 bin ev ve iş yerlerinin teslim edileceğinin altını bir kez daha çizdi.
“BU ÇALIŞMANIN DÜNYADA BAŞKA BİR ÖRNEĞİ YOK”
Deprem bölgesindeki inşa seferberliği için “İnanın, bu çalışmanın dünyada başka bir örneği yoktur” ifadesini kullanan Bakan Kurum, şöyle devam etti: Türkiye’den başka hiçbir devlet, bu süre içerisinde böylesi büyük bir organizasyonu gerçekleştiremez, bu afetin altından kalkamazdı. Bu gerçek ortadayken; bazı kesimler hala deprem bölgesine dair çalışmaları eleştirmek, devlet-millet el ele verdiğimiz bu gayreti gölgelemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz onlara ‘siz bu eserlerin maketini bile yapamazsınız’ deyince de kızıyorlar. Gerçekten yapamazlar. Deprem bölgesine ne tek bir çivi çaktılar ne de tek bir kardeşimizin yarasını sardılar. Milletimizin acısı üzerinden propaganda yapmaktan ve istismar siyasetinden başka bir şey yapmadılar. Asrın felaketini ve deprem bölgesini asla siyasi malzeme yapmadık, bundan sonra da kimseye malzeme yaptırmayacağız.
GAZZE’NİN, HALEP’İN VE ŞAM’IN YENİDEN AYAĞA KALDIRILMASI…
İMKON’un çalışmalarından da övgüyle bahseden Bakan Kurum, “Ben inanıyorum ki, İMKON gibi kuruluşlarımız, önümüzdeki dönemde, Gazze’nin, Halep’in ve Şam’ın yeniden ayağa kaldırılmasında da önemli bir rol oynayacaktır. Zalimlerin ellerinde harabeye dönen bu Türk-İslam şehirlerinin o eski güzel günlerine dönmesine ve kardeşlerimizin mutluluğuna katkı sağlayacaklar” dedi.
“TÜSİAD’IN TARİHİNİ, ALIŞKANLIKLARINI BİLİYORUZ”
Bakan Kurum, TÜSİAD’ın açıklamalarına da tepki gösterdi: Bugün, büyük hedefler ortaya koyması gerekirken, üretime ve istihdama katkı yapması gerekirken, işi gücü bırakıp siyasete parmak sallayan kimi sivil toplum kuruluşlarını görüyoruz. Çok açık ve net söylüyorum. Biz devlet olarak, Türkiye’yi büyütmek için, milletimizin istikbali için dertli olan tüm sivil toplum kuruluşlarımızla biriz, beraberiz, beraber olmaya da devam edeceğiz. TÜSİAD’ın tarihini biliyoruz, daha önce yaptıklarını biliyoruz, alışkanlıklarını biliyoruz. Ama o dönem, çeyrek asır önce kapanmıştır. Bu nedenle de herkes çeyrek asır öncesinin güçsüz Türkiye’sine değil, bugünün büyük ve güçlü Türkiye’sine odaklanmalıdır. İşte biz bugün, Büyük ve Güçlü Türkiye’ye olan inancımızı yapı sektörümüzle birlikte gösteriyoruz.
TÜRK MÜTEAHHİTLERİ 137 ÜLKEDE
Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türk müteahhitlik sektörünün çağı yakalayan çözümleriyle farkını göstermeye devam ettiğine dikkat çeken Bakan Kurum, bugüne kadar 137 ülkede, toplam değeri 534 milyar doları aşan 12 bin 461 projeye imza atıldığını belirtti. 2024 yılında da yurt dışında 28,6 milyar dolar tutarında 316 projeyi Türk müteahhitlerinin üstlendiğini kaydeden Bakan Kurum, sektörü güçlendirecek yeni düzenlemeleri anlattı. Müteahhitlerin mali yeterlilik kriterlerini yüzde 50 oranında artırdıklarını dile getiren Bakan Kurum, “Ekonomik güçlerine uygun projeler almalarını sağladık. Yeni müteahhitlerin üstlenebileceği iş büyüklüğünde yüzde 15’lik bir azaltmaya giderek, tecrübeye göre iş anlayışını benimsedik. Müteahhitlerimizin iklim değişikliğine uyumlu projeler yapması en büyük arzumuz. Bu kapsamda, 2 bin metrekareden büyük binaların enerjisinin en az yüzde 10’unun yenilenebilir kaynaklardan sağlanması şartını getirdik. Ulusal yeşil bina sertifikası alan projeler yapan müteahhitlerimize yüzde 5 ek puan vermeye başladık” diye konuştu.
“İNŞAATTA DÖNGÜSEL EKONOMİYE GEÇİŞ SÜRECİNİ HIZLANDIRIYORUZ”
Bakan Kurum çevreci üretimi teşvik edecek adımların da hayata geçirildiğinin altını çizdi: İnşaat malzemeleri üretiminde döngüsel ekonomiye geçiş sürecini hızlandırıyoruz. Bu sayede; Türk inşaat malzemelerinin AB ülkelerine ihracatını kolaylaştırmayı ve artırmayı hedefliyoruz. Ben sıraladığım tüm bu adımların ışığında şunun teminatını da buradan veriyorum. Hep birlikte, istişareyle ve ortak akılla hareket etmeye devam edeceğiz. Çalışmalarımızın sayısını arttıracağız ve yapı sektörünün önünü açacak her türlü desteği vermeye devam edeceğiz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...