Daha ilk günden itibaren çocukların ve risk grubundakilerin domuz gribine karşı aşılanması konusunda çaba harcayan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, bu yöndeki çalışmalarını sürdüreceklerini, ancak ikna olmayanlar için yapacakları bir şey kalmadığını söyledi. Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü nedeniyle katıldığı toplantıya katılan Bakan Akdağ, domuz gribine karşı aşılama konusundaki soruları yanıtladı...
Aşı konusunda vatandaşlardaki kafa karışıklığını nasıl gidermeyi düşünüyorsunuz?
Bu konuda sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bir kafa karışıklığı oluştu. Bunda internetin de etkin rolü var. Pandemi İzleme Kurulundaki bilim adamlarının ortak görüşü ile aşı kararı verildi. Aşı, güvenli bir aşıdır. Bu hususta bilim çevrelerinin düşünceleri artık kesinleşmiş durumdadır. Ama her aşı, her ilaç, her biyolojik madde gibi bunun da yan etkileri var. Bu yan etkilerle hastalığı geçirmenin risklerini karşılaştırdığımızda hastalığı geçirmenin risklerinin kıyaslanamayacak kadar yüksek olduğunu görüyoruz.
Çocuklarına aşı yaptırma konusunda ikna olmayan aileler var...
Şimdiye kadar 300 bin üzerinde kişi aşılandı ve çok önemli bir yan etki görülmedi. Oysa Türkiye’de, şu ana kadar 80’e yakın hayatını kaybeden vatandaşımız var. Kamuoyu daha çok bu rakamı biliyor. Ama bunun arkasında hastanelere yatan, yoğun bakım gerektiren, solunum cihazına bağlanan çok sayıda vatandaşımız var. Bu kadar gayretten sonra, gayrete de devam edeceğiz, ’Ben aşılanmam’ ya da ’Çocuğumu aşılatmam’ diyenlere ne yapacağız? Artık insanların kendisi bilir yani. Kimseyi zorlayacak bir halimiz yok. Eğer Türk halkı kendisine verilen bu fırsatı kullanırsa kullanacaktır. Kullanmazsa da halkın tercihine saygı duyacağız. Çok sayıda bilim adamı aynı şeyleri söylerken karşıt görüşteki tek bir bilim adamının görüşlerine geniş yer verilmesi halinde vatandaşların kafası karışabilir. Bundan sonra elimizden geleni yapacağız, ama kimseyi de zorla aşılayacak değiliz.
Başbakan’ın kafa karıştırdığını düşünüyor musunuz?
Hayır. Sürekli olarak bu konunun konuşulması siyasi amaçlara yöneliktir. Başbakanımız ’kendisinin risk grubunda olmadığını, bunun için aşı yapılmayacağını ama hükümetin bu aşıyı vatandaşın hizmetine sunduğunu, üstelik ücretsiz olarak sunduğunu, kimseyi de buna mecbur etmediğini’ifade etmiştir. Bunlar çok açık ifadelerdir. Buna rağmen bu konunun sürekli gündemde tutulmasını ben iyi niyetle bağdaştırmıyorum.
Başbakan’ın şeker hastası olduğu söyleniyor. Şeker hastaları risk grubunda değil mi?
Zannediyorum biraz önceki soruyla söylemek istediğimi yeterince söyledim.
ERDOĞAN: 'Ben aşı olmayacağım ailemde de olan yok'
Akdağ’ın sözlerinden birkaç saat sonra Başbakan Erdoğan aşı olmayacağını tekrar söyledi. Resmi bir ziyaret için gittiği İtalya’da basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, gazetecilerin “Domuz gribi aşısı konusundaki düşünceleriniz devam ediyor mu?” sorusu üzerine şunları söyledi: “Değişen herhangi bir kanaatim yok. Ben kanaatimi açıklarken bunu hemen o anda kürsüde buldum, aklıma geldi açıkladım değil. Kendime göre araştırmalarımı yaptım. Risk alanında değilim. Bunun için de ’Domuz gribi aşısı olmayacağım’ dedim. Ailemde de aşı olan yok. Kendimize göre tedbirlerimizi alıyoruz. Bunu zaten doktorlarımız da söylüyor. Alınması gereken gıda nelerdir? Bu gıdalara, vitaminlere yönelik, ’Bunları aldıktan sonra süreç rahatlıkla atlatılır’ deniyor. Şu anda sayı 80’e doğru ilerliyor. Şimdi bu tedbirler alınmamış olsa ve bu sayı yine olmuş olsa, ama bu aşılar getirilmemiş olsa bu defa üzerimize farklı şekilde saldıracaklardı. Bu defa ne diyeceklerdi? ’Bak işte, bunlar tedbirleri almadılar, aşı getirtmediler. İşte bundan dolayı oldu’. Halbuki bunların birçoğu da henüz aşı yapma işlemleri başlamadan önce bu hastalığa kapılan vatandaşlarımızdı. Tabii aşı olduktan sonra buna, bu hastalığa yakalanan olur mu olmaz mı onları daha sonra göreceğiz. Ama ben şahsımla ilgili olanı söyledim. Dedim ki ’Yan etkileri nelerdir, Sağlık Bakanlığımızın bunları açıklaması lazım. Bunun yapılması lazım.’ İki, zorunlu olmaması lazım. Velilerin, ebeveynlerin bu noktada müsaadesinin, izninin alınmasının gerektiğini söyledim.”(VATAN)