Akşam gazetesi yazarı İsmail Küçükkaya CHP Genel Başkanı ve Anamuhalefet partisi lideri Deniz Baykal'ın türban konusundaki çözüm formülünü köşesine taşıdı. Baykal'ın formülü bir hayli ilginç...
"Baykal’ın “Türbana çözüm” formülü
İki gün arayla ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Deniz Baykal’la ve “gündemin bir numaralı ismi” YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’la uzun görüşmeler yapma imkânı bulunca “türbana dair” hayli ilginç ve kayda değer analizler dinlemiş oldum. Her iki isimle yaptığımız röportajları gazetede okumuş olmalısınız. Şimdi biraz, Baykal ve Özcan’dan edindiğim türban sorununun çözümüne ilişkin gözlem ve izlenimlerimi aktarayım.
Baykal, Anayasal düzenlemelerin gündeme gelmesiyle birlikte türban konusunu ilahiyat uzmanlarıyla görüşerek, çeşitli kaynakları inceleyerek, en son Kuran’daki hükümler ışığında değerlendirmeler yapmış ve görüşlerini kamuoyuna aktarmıştı. Baykal, bu hassas ve riskli konuda farklı bir tavır sergilemişti. Bu, “Türkiye’nin sorunuysa” bir şekilde, uygun takvim ve metodoloji ile toplumsal uzlaşmanın sağlanması yoluyla çözümlenmeliydi. Baykal’ın yaklaşımını bu şekilde özetleyebilirim. Peki, “nasıl bir reçete?” öngörüyor. İşte Baykal’ın ağzından “türbanın çözüm formülü”:
“Sorun başörtüsü değildir, ithal türbandır. Bu sorunu laiklik inancı sağlam bir iktidar çözebilir. Yani laiklik sicili sağlam bir iktidar olmalı. AKP çözemiyor; çünkü başka hesaplar taşıyorlar ve toplumu kendilerine inandıramıyorlar. Türban krizinden çıkış, bu konuyu kesinlikle siyasi istismar, siyasi rant ve hasat malzemesi yapmayacak bir iktidarın yapabileceği iştir. AKP bu konuyu baştan beri siyasi istismar konusu yapıyor. Türbanı bir sorun olmaktan çıkaracak iktidar, ancak Türkiye’yi başka bir hedefe doğru götürmek, yaşam tarzlarını değiştirmek gibi bir gizli gündemi olmayacak iktidar olabilir.”
Baykal’a göre türban sorunundan çıkış “konunun kendi doğal mecrasında, yönlendirme olmadan, kişisel tercihler doğrultusunda, zaman içinde kendiliğinden bir çözüm” ile mümkün olacak.
Bence Baykal, bu görüş ve tutumuyla, “Türkiye’de türban sorununu CHP çözer” tezinin altını doldurmak istiyor.
YÖK Başkanı’yla görüşme
Gündemdeki bir numaralı isim haline gelen, atandığı günden beri tartışmaların odağındaki kişiyle, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’la, krizin doruk noktasında iki saate yakın bir görüşme gerçekleştirdim. Kendisine bütün soruları yönelttiğimi düşünüyorum. Haberin oluşturduğu havaya, internet medyasında ve televizyonlardaki etkisine bakılırsa YÖK Başkanı’na ilişkin büyük bir ilgi doğmuş durumda. Profesör Özcan adeta Türkiye’deki kutuplaşmanın simgesi haline gelmiş. Habere gönderilen yorumlar da bunu gösteriyor. YÖK Başkanı da hükümetle beraber anılmaktan, kutuplaşmanın bir tarafı haline getirilmekten rahatsızlık duyuyor. Bu tartışmaların üniversitelere zarar verdiğine inanıyor ve “eğer böyle giderse bütün akademik dünyanın dibe vuracağı” endişesini taşıyor. “Hükümetin emir eri değilim” cümlesinin perde arkasında böyle bir psikoloji yatıyor. Başkan şunu da vurguluyor: “Haklarımızı aramak için mücadele edeceğim ama asla kavga etmeyeceğim. Üslubuma daima özen göstereceğim.”
YÖK Başkanı, henüz ilgili prosedür tamamlanmamışken üniversitelere “türbanlı öğrencileri derslere alın” genelgesi yollayarak hatalı davrandı, acelecilik yaptı. Üniversitelerin bir kısmı Başkan’ı dinledi, diğerleri karşı çıktı. Peki, bundan sonra ne olacak? Rektörlere ne yapacak? Bunu sormuştum. “Toplantı yapacağım. İkna etmeye çalışacağım. Yine de aynı tutumlarını sürdürürlerse hukuki süreci başlatırım. Hukuk karar verir” demişti.
Dün çeşitli üniversite rektörlerine gazeteciler “ikna toplantıları” için düşüncelerini soruyorlardı. İçlerinden bir tanesi “belki biz YÖK Başkanı’nı ikna ederiz” cevabını verdi. YÖK Başkanı’nın “rektörlerle de kavga etmeyeceğim. Burası her türlü tartışmanın yapıldığı bir platforma dönüşecek” sözlerini hatırladım. Bakalım, kim kimi ikna edecek?"
Akşam
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...