2,58 metre yüksekliğinde sfenks, yenilenen ve modern yüzüyle müzecilik anlamında örnek gösterilen Boğazköy Müzesi’nde sergilenecek.
Çorum’un Boğazkale ilçesi, tarihte ilk organize devleti kuran, çok sayıda tanrı ve tanrıçaya inanan, sanatta, kültür ve sosyal hayatta en köklü uygarlıklardan biri olan Hitit Devleti’nin başkenti Hattuşa’ya ev sahipliği yapıyor.
Bozkır topraklara yapılan ziyaretlerde, Hititlerin ince taş işçiliğinin, mabetlerine verdiği özenin izlerinde yürürken, tarihin ilk barış antlaşmasının yapıldığı bu coğrafyada, bir Hitit bayramının coşkusuna ya da bir Hitit çalgısının tınısına şahitlik edebilmek mümkün...
105 yıldır kazıları süren ve 1986’dan bu yana UNESCO’nun "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan Hattuşa toprakları, bugünlerde coğrafyasından 95 yıl önce götürülen sfenksin geri dönüşünün heyecanını yaşıyor.
1906’da İstanbul Arkeoloji Müzesi adına başlayan kazılar sırasında Hattuşa şehrinin Yerkapı mevkisinden çıkarılan ve 1917 yılında onarım ve bakım amacıyla Almanya’ya götürülen sfenks, uzun yıllar süren bir hasretin ardından kendi topraklarına dönüyor.
-"BÜTÜN ESERLERİN TÜRKİYE’YE DÖNMESİNİ İSTERİM"-
Hattuşa ören yerinde sürdürülen kazı çalışmalarına başkanlık yapan Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Andreas Schachner, Boğazkale Sfenksi’nin yıllarca süren görüşmelerin ardından Hattuşa’ya dönecek olmasından heyecan duyduğunu söyledi.
Schachner, 1917’de onarım amacıyla Almanya’ya götürülen sfenksin ait olduğu coğrafyaya dönmesi talebini Türkiye’nin her platformda dile getirdiğini hatırlatarak, "Yasa dışı yollardan yurt dışına giden bütün eserlerin Türkiye’ye dönmesini isterim" dedi.
Sfenksin Türkiye’ye getirilme süreciyle ilgili bilgiler de veren Schachner, şunları anlattı: "Hattuşa’da kazılar 1906’da İstanbul Arkeoloji Müzesi adına Alman bir ortakla başlıyor. Kazılarda 15 bin kadar tabletin yanı sıra sfenks parçaları bulunuyor. Dokunulmadan muhafaza edilen bu parçalar, onarılması için Almanya’ya gönderiliyor. 1939’a kadar tabletlerin bir kısmı yayınlanıyor, onarılıyor, gönderiliyor. Ancak sfenkslerden biri onarılıp İstanbul’a gönderiliyor, diğeri bütün taleplere rağmen gönderilmiyor. Almanya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ikiye bölünmesinin ardından sfenksin sergilendiği Berlin Pergamon Müzesi, Doğu Almanya’da kalıyor. Türkiye’nin Doğu Almanya ile arasında bir diyalog olmadığı için görüşmeler askıya alınıyor.
Ancak Türkiye her seferinde sfenksin iade edilmesi talebini yineliyor. 1973 yılında Doğu Almanya Türkiye tarafından tanınıyor. Bütün tabletler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesine geri gönderiliyor. 1990’da Almanya birleşince tekrar sfenksin gönderilmesi gündeme geliyor. Maalesef Almanya’nın siyasi mercileri bunu duymamazlıktan geliyor. Türkiye UNESCO’da, BM’de bütün uluslararası platformlarda bu talebini dile getirdi. Öğrencilik yıllarımdan beri bu sfenksin iadesi konuşulurdu. Son olarak sanırım sayın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ’canına tak etti’. Türkiye’nin tavrı Almanya’nın eseri göndermesini sağladı. Bir Alman olarak Türkiye’nin iade konusundaki ısrarcı ve kesin tavrını hissettim."
Sfenksin Boğazköy Müzesi’nde sergileneceğini ifade eden Doç. Dr. Schachner, Yerkapıdan kazılar sırasında 4 sfenks çıkarıldığını belirterek, "Bunlardan birisi Berlin’de sergilenen ve Hattuşa’ya dönecek olan Sfenks, diğeri Yerkapı da, ancak sfenks büyük oranda kaybolmuş. Biri İstanbul’da, onun da Hattuşa’ya getirileceğini düşünüyoruz. Diğer sfenks ise tamamen kaybolmuş, parçaları bile yok" diye konuştu.
Kültür varlıklarına sahip çıkmanın Türkiye’de milli mesele haline geldiğine dikkat çeken Schachner, Türkiye’nin 30 yıl önceki durumundan farklı olduğunu, özellikle siyasi platform da Türkiye’nin artık çok daha etkin rol oynadığını belirtti.
Doç. Dr. Schachner, 2011 dönemi kazılarının 29 Temmuzda başlayacağını, 10 Ekime kadar kazı çalışmalarının devam edeceğini bildirdi.
-BOĞAZKÖY MÜZESİ SFENKSİ AĞIRLAMAYA HAZIR-
Boğazköy Müzesinde görevli Arkeolog Tahir Aksekili de, yenilenen modern Boğazköy Müzesi’nin sfenksi ağırlamaya hazır olduğunu söyledi. Sfenksin ana vatanına dönecek olmasının heyecanını yaşadıklarını ifade eden Aksekili, "Boğazköy Sfenksi"nin müzenin girişindeki aslan figürlü kapının sol kısmında sergileneceğini, aynı zamanda İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden getirilecek diğer sfenksin de yanına yerleştirileceğini bildirdi.
Müzenin sfenkslerin yanı sıra çok önemli eserlere ev sahipliği yaptığını vurgulayan Aksekili, "2007’de ilk parçaları çıkarılan, 2008’de tamamlanan boğa başlı dev vazo misafirlerimizin hayranlık duyduğu eserlerden. Geçen yıl bulunan insan başlı vazo da benzeri olmayan eşsiz eserlerden" dedi.
Aksekili, müzede sergilenen eserlerin tamamının Hattuşa ören yerinden çıkarılan eserlerden oluştuğunu dile getirerek, şu bilgileri verdi:"Müzemiz ziyaretçilerini ücretsiz olarak ağırlıyor. Yenilenen Boğazköy Müzesi’nde zengin tarihi eserlerin yanı sıra ziyaretçilerine sunduğu imkanlar da müzecilik alanında örnek teşkil ediyor. Konuklarımıza farklı dillerde sunum yapan taşınabilir ses cihazları verirken, engelliler için özel merdiven sistemi bulunuyor. Sinevizyon gösterisi ve dinlenme alanları, kronolojik sıraya göre düzenlenmiş vitrin ve görsel tanıtım materyalleri ziyaretçilere hizmet sunuyor. M.Ö 6 binli yıllara kadar uzanan Kalkolitik dönem eserlerinden başlayan eser çeşitleri, Roma ve Bizans Dönemine kadar uzanan geniş bir yelpazeyi içeriyor. Müzenin en gözde eserleri ise Başkent Hattuşa kazılarında bulunan Hitit Dönemi tarihi eserleri oluşturuyor."
Tahir Aksekili, Boğazköy Sfenksi’nin sergileneceği müzenin en son güvenlik teknolojileri ile korunduğunu, güvenlik kamerası ve alarm sistemlerinin yanı sıra özel güvenlikçilerin 24 saat görev yaptığını sözlerine ekledi
MİLLİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...