Bulgaristan Parlamentosu, ülkede 1989 yılında sona eren komünist rejiminin Müslüman ve Türklere karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasını kınayan bildiriyi kabul etti.
Bildiri Bulgaristan devletinin Türklere karşı girişilen asimilasyon kampanyasını resmi olarak kabul eden ilk belge olması açısından büyük önem taşıyor.
Eski başbakan ve Güçlü Bulgaristan İçin Demokratlar (DSB) partisi lideri İvan Kostov;un hazırladığı bildiri oylamaya katılan 115 milletvekilinin 112;si tarafından desteklendi. 3 milletvekili ise çekinser kaldı.
Bildiride, asimilasyon kampanyasından sorumlu kişilerin sanık olduğu ve 20 yıldır sürüncemede bırakılan davanın yeniden ele alınması ve suçluların cezalandırılması da talep ediliyor.
İvan Kostov, yüzlerce Bulgaristan Türkü ve Müslümanın hayatını kaybettiği asimilasyon kampanyasının eski komünist rejim tarafından 'Yeniden Doğuş
Süreci" olarak adlandırıldığını hatırlatarak Bulgaristan Müslümanların Zorla Asimilasyonunu Kınama Bildirisi" olan belgenin parlamentonun tüm siyasi güçleri tarafından desteklenmesi gereken bir belge olduğunu söyledi.
İvan Kostov şöyle konuştu:
"Komünistlerin yürüttüğü bu kampanya sırasında 360 bini aşkın Türk kökenli vatandaşımız göçe zorlandı. Etnik temizlik girişimi olarak gördüğümüz bu eylemi şiddetle kınıyoruz. Cumhuriyet Başsavcısı Boris Velçev;i bir an önce isim değiştirme kampanyası ile ilgili başlatılan ve ilerleme kaydetmemiş olan davayı yeniden ele almaya çağırıyoruz. Bu davayı ’zaman aşımına uğratma’ girişimlerini, asimilasyonu tüm Bulgaristan halkının ortak suçu şeklinde gösterme girişimi olarak kabul ediyoruz. Yakın tarihimizin önemli bir sayfasını bir kez daha okuyup
kapatmak zorundayız."
İvan Kostov, asimilasyon kampanyası ile ilgili Başbakan Boyko Borisov;un geçmişte söylediği "Fikir olarak iyi, metod olarak yanlış" ifadesini ima ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Biz ikili oynamak istemiyoruz. ’Fikir olarak doğru, metod olarak yanlış; diye bir şey yok, olması da mümkün değil. Komünist diktatör Todor Jivkov iyiydi, altında çalışanlar kötüydü demek de artık bir anlam taşımıyor. Bugün davanın sağ kalan tek sanığı Jivkov döneminin son Başbakanı Georgi Atanasov tek suçlu olamaz."
Bildiriye destek veren üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS-HÖH) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Lütfi Mestan, bildirinin "hukuki, siyasi ve ahlaki yönü olduğunu" dile getirdi. Mestan, 'Bazı suç eylemleri konusunda zaman aşımı olmamalı diyorsak, bundan sonraki hukuki prosedür ona göre uygulanmalıdır. Yakın geçmişimizdeki bu çirkin eylemin sadece metodları değil, amaçlarını da kınadığımızı bildirmek zorundayız" dedi.
DSB Milletvekili Lıçezar Toşev de en az 517 kişinin asimilasyon kampanyası sırasında öldürüldüğünü, 500;ü aşkın Bulgaristan Türkünün Belene cezaevine yollandığını söyledi. Toşev Belene’nin o dönemde sıradan bir cezaevinden yeniden toplama kampına dönüştürüldüğünü bildirdi.
Oylamaya insan hakları komisyonundaki görüşmeler sırasında karşı çıkan ana muhalefet Bulgaristan Sosyalist Partisi milletvekilleri ile ırkçı ve aşırı milliyetçi ATAKA partisi milletkillerinin katılmaması dikkat çekti.
KOMŞU ERMENİLERİ DE ŞOK ETTİ
Bulgaristan Ermeni iddialarıyla ilgili tasarıyı reddetti...
HÖH Genel Başkan Yardımıcısı Lütfi Mestan: "Bulgaristan-Türkiye ilişkileri sıkıntıya girer"
HÖH milletvekili Remzi Osman: "Tarihin değerlendirilmesi ve yargılanması parlamentoların görevi değildir"
Bulgaristan’da ırkçı ve aşırı milliyetçi ATAKA partisine mensup milletvekilleri tarafından hazırlanan ve 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının Bulgaristan tarafından resmen tanınmasını öngören karar tasarısı, parlamento genel kurulunda bir kez daha reddedildi.
Karar tasarısı, parlamentonun uzun Noel tatilinin ardından bugün yapılan yeni yılın ilk genel oturumunda ATAKA milletvekillerinin girişimiyle birinci madde olarak gündeme alındı.
Tasarı, hararetli geçen görüşmelerin ardından 103 milletvekilinin katıldığı oylamada 14’e karşı 30 oyla reddildi. Oylamada 59 milletvekilinin ise çekimser kalması dikkat çekti.
Üyelerinin çoğuluğunu Türklerin Oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH-DPS) milletvekili ve genel başkan yardımcısı Lütfi Mestan görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada parlamentonun tarihi olaylar ile uğraşmaması gerektiğini blirtrek, "Ayrıca böyle bir karar tasarısı ve bildiri Bulgaristan ile Türkiye arasındaki ilişkileri durup dururken sıkıntıya sokacaktır" dedi.
Konunun esas taraflarının Türkiye ile Ermenistan olduğunu kaydede Mestan, "Türkiye ile Ermenistan arasında bu konuda diyalog sürerken, biz böyle bir diyalogda taraf olamayız" ifadesini kullandı.
HÖH milletvekili Tuncer Kırcaliev de, Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı’nın konu ile ilgili raporunda böyle bir bildirinin Türkiye ile Bulgaristan arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilere olumsuz olarak yansıyacağının belirtildiğini hatırlattı. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov’un yaklaşık 2 yıl önce Türkiye’ye yaptığı ziyaretle ikili ilişkilerin yeni ve çok aktif bir döneme girdiğini kaydeden Kırcaliev, "ATAKA partisi devlet ilişkilerini ve milli menfeatleri bir tarafa bırakıp, dibe vurmuş olan siyasi itibarını böyle girişimlerle canlandırmaya çalışıyor" dedi.
ATAKA lideri Volen Siderov ise, HÖH’nin Türkiye’nin resmi devlet politikasını Bulgaristan parlamentosunda yürütmeye çalıştığını öne sürerek, ATAKA’nın bu konuyu gelecekte de gündeme getirmeye devam edeceğini söyledi.
Siderov, "Osmanlı döneminde sadece Eremenilere değil, Bulgarlara karşı da soykırım yapılmıştır. Bulgaristan’da yaşayan yaklaşık 40 bin Ermeniye ahlaki bir jest borcumuz var" ifadelerini kullandı.
ATAKA Patisi sözde ermeni soykırımı karar tasarısını daha önce 4 kez daha parlamentoya getirmiş bunlardan 3’ü reddedilmiş biri ise gündeme dahi alınmamıştı.
HEM TARİHİ GERÇEKLERE HEM DE PARLAMENTOYA SAYGISIZLIK
Bu arada HÖH milletvekili Remzi Osman, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, böyle bir teklifin parlamentoda gündeme getirilmesinin hem tarihi gerçeklere, hem de parlamentoya saygısızlık olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Sözkonusu olayların benzerleri birçok ülkede yaşanmıştır. Olayları yaşandığı zamana ve şartlara göre değerlendirmek gerekir. O dönemde dış güçlerin kışkırtmasıyla Ermeni çeteleri Osmanlı ordusuna ve Türk halkına karşı kanlı eylemler düzenlemiştir. Bu şartlarda insanların ve devletin güvenliğinin sağlanması adına zorunlu göç uygulaması kararı alınmıştır. Benzer bir karar ABD tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında New York’ta yaşayan Japonlara uygulanmıştır. Ayrıca, tarihin değerlendirilmesi ve yargılanması parlamentoların görevi değildir. Bu işi tarihçiler yapmalıdır. Tarihi siyasetle değerlendirip yorumlamak gerginlik yaratmaktan başka bir işe yaramaz."
vatan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...