Araştırmaya göre, katılımcıların büyük bir çoğunluğu bilim insanlarını "nitelikli", "dürüst" ve "halkın iyiliğiyle ilgili" olarak değerlendirdi. Bu sonuçlar, toplumun bilimsel bilginin önemini ve bilim insanlarının rolünü takdir ettiğini gösteriyor.
Ancak, bilim insanlarının diğerlerinin fikirlerine ne kadar önem verdiğine dair görüşler daha bölünmüştü. Katılımcıların sadece yüzde 42'si, bilim insanlarının diğerlerinin görüşlerine değer verdiğini düşündü.
Araştırmanın başındaki isimlerden Viktoria Cologna, "Sonuçlarımız, bilim insanlarına duyulan güvenin, ülkelerin çoğunda görece yüksek olduğunu gösteriyor. Toplum ve siyasette aktif rol oynamaları isteniyor" şeklinde değerlendirdi.
Araştırmanın çarpıcı bulgularından biri de, bilim insanlarının öncelikleri ile toplumun beklentileri arasında bir uyumsuzluk olduğu yönünde. Katılımcılar, bilimin toplum sağlığı, enerji sorunları ve yoksulluk gibi konulara odaklanmasını beklerken, savunma sanayii ve askeri teknolojiler gibi alanlardaki çalışmalara daha mesafeli bir tutum sergiledi.
Araştırmanın diğer bir lideri Niels G. Mede, bu durumu şu sözlerle açıkladı:
"Sonuçlarımız, pek çok ülkedeki çok sayıda kişinin bilimin öncelikleriyle kendi önceliklerinin her zaman iyi şekilde örtüşmediğini hissettiğini de gösteriyor. Bilim insanlarının bu sonuçları ciddiye alıp yorumlara ve halkla diyaloğa daha açık olmak için yollar bulmasını öneriyoruz."
Araştırma, farklı ülkeler ve sosyal gruplar arasında bilime duyulan güvende önemli farklılıklar olduğunu da ortaya koydu. Batı ülkelerinde sağcıların bilime duyduğu güven, solculara göre daha düşük çıktı. Ancak, birçok ülkede siyasi görüşle bilime güven arasında doğrudan bir ilişki gözlemlenmedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...