Dağlıca'da, çatışmaya katılan askerlerin tanık sıfatıyla ifadesi alınırken, çatışmadan önce gerekli tedbirleri almadığı ve düğünde olduğu iddia edilen Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik odada hazır bulunmuş. Bu durum erlerin ifadelerini özgür biçimde verememelerine neden olduğu için itiraz konusu...
Hakkâri Dağlıca'da 12 askerin şehit düştüğü terör saldırısının ardından açılan dava dosyasından çok sayıda soru işareti çıktı. Olayla ilgili idari soruşturma yürüten heyetin raporunda, olayın meydana geliş nedenleri, "doğrudan" ve "dolaylı" olmak üzere iki biçimde açıklandı.
Doğrudan nedenler, "Askerliğin temeli olan disiplin kurallarına riayet edilmemesi" ve "Askerlik yeminine uyulmaması" olarak açıklandı. Dolaylı nedenler olarak da "Bölük komutanının izinde olması nedeniyle emir - komuta zincirinde zafiyetlerin yaşanması" ve "21 Ekim'de ülke genelinde referandum olması nedeniyle lider personelin buna yönelik görevlendirilmesi" gösterildi. Bölgede teröristlerin varlığının saptanmasına ve sayısı azaltılan birliğin talebine rağmen gerekli emniyeti sağlamamakla ve saldırı sırasında düğünde olmakla suçlanan Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik'in de savcılığın tanıkları sorguladığı sırada sorgu odasında bulunduğu anlaşıldı.
Dağlıca baskınında kaçırılan sekiz asker hakkında açılan davanın dosyasında, olaydan sonra üç askeri yetkili tarafından yürütülen idari tahkikat raporunun bir bölümü de yer aldı. Raporda, askerlerin silahlarını bırakmaları ve terk etmelerinin askerlik yeminine aykırı olduğu, terör örgütünün beraberinde götürdüğü Uzman Çavuş Halis Çağan, erler Ramazan Yüce, Mehmet Şenkul, Özhan Şabanoğlu, Fatih Atakul ve Fuat Başoda'nın kendiliğinden teslim oldukları, İlhami Demir ve İrfan Beyaz'ın dikkatsizlikleri sonucu yakalandıkları vurgulandı.
Çağan'ın "istirahat halinde bile silahın bırakılmaması kuralına aykırı hareket ederek havan mevzisinin kuvvetini zayıflattığı ve savunmasını düşürdüğü" kaydedildi. Çağan'ın, taburla iletişimin kesildiği sırada, üs bölgesindeki emir - komutayı üstlenen tek komutan olmasına rağmen suskun kaldığı vurgulandı.
Yüce'nin ifadesi
Raporda, baskının bir numaralı sorumlusu gösterilen ve ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen Yüce'nin arkadaş sohbetlerinde söylediği öne sürülen, "Namaz kılmam, oruç tutmam. Askerden sonra örgüte katılacağım, siz terhise gidemeyeceksiniz. İnşallah köprü patlayacak. Türk bayrağı benim bayrağım değil" ifadeleri de yer aldı.
Savcılığın iddianamesine de yansıyan bu sözler, Yüce'nin ihanet ettiği iddiasına yönelik deliller arasında gösterildi.
Askeri Savcı Hâkim Yarbay Hakan İleri, keşif yapmak için gittiği Dağlıca'da, çatışmaya katılan askerlerin "tanık" sıfatıyla ifadesini aldı. İfade alınırken, Alay Komutanı Metin Yerlikaya ile çatışmadan önce gerekli tedbirleri almadığı iddia edilen Dirik de yazıcılar odasında hazır bulundu. Tanıkların bir bölümü ifadelerini burada verirken, önemli bölümünün silahların tutukluk yapmadığını söylemeleri dikkati çekti.
Komutan Dirik kendini savundu
Tanıkların bir bölümü, ifadelerinde, saldırıdan iki gün önce teröristlerin ağır silahlar taşıyan dokuz katırla bölgeye geldiğinin gözlendiğini anlattı. Tanıklar, bölüğün sayısı azaltıldığından, durumdan tabur komutanlığının da haberdar edildiğini, ancak önlem alınmadığını söyledi.
İfadesinde, teröristlerin görüldüğünü doğrulayan ancak önlem alınmadığı iddiasını yalanlayan Yarbay Dirik, "9 - 10 katırlık görüntülere topçu atışı yapılmıştır. Yeni grupların bölgemize girdiği tespit edilmiş, bir eyleme yönelik emareler elde edilmiştir. Birlik hazırlık düzeyi artırılmıştır. Üç defa alarm tatbikatı yapılmıştır" dedi.
Saldırısı sırasında gerekli emirleri verdiğini belirten Dirik, saldırı riskine rağmen bölgede rütbeli sayısının az oluşunu şöyle açıkladı:
"Olay sırasında bölük komutanının bulunmamasının nedeni, üç bölük komutanından birinin izinde olması, diğerinin ertesi günkü konvoyla izne gidecek olması, kalan bir bölük komutanının da aynı gün icra edilecek yol emniyet görevini sevk ve idare edecek olması ve birkaç gün sonra yapılacak olan operasyonun komutanı olarak görevlendirilmesidir."
Dirik, olaydan sorumlu tuttuğu Yüce'nin vatan ve birliğine açıkça ihanet ettiğini de savundu.
Çavuş, 'Komutan düğündeydi' dedi
Saldırıda yaralanan askerlerden olan ve Dirik'in beyanının aksine saldırı sırasında düğünde olduğunu iddia eden Çavuş Ufuk Çelik şunları söyledi: "Bölüğün mevcudu 250 kişiydi. Tabur komutanının emriyle mevcut 80'e kadar düştü. Bunlardan 26'sı 10 gün saldırı bölgesinde kalmak zorunda kaldı. Bölüğün 10 kişisi de inşaat işlerinde çalışıyordu. Saldırıdan bir gün önce dokuz silahlı katır ve dört PKK'lı gördük.
Çağdaş Üsteğmen bu nedenle askerlerle toplantı yaptı. Bölük mevcudunun yetersiz olduğunu, mevcut personel ile tepeyi nasıl kontrole alabileceğimizi sordu hepimize. Son 10 günlük göreve gelirken, her askerin üzerinde bulunan el bombaları tabur komutanının emriyle savunma el bombalarıyla değiştirilmek üzere toplanmıştı.
Bölgeye el bombasız gitmiştik. Sadece mevzilerde 30 kadar bomba vardı. 18.00 sıralarında iki terörist ve dört katır gördüm. Çağdaş üsteğmen durumu tabura iletti, ama, komutan köyde düğünde olduğundan üsteğmenime emir gelmedi. Üsteğmen bunun üzerine uyumamızı söyledi. Bizi savaşa gönderen devletimizin, silah arkadaşlarımızdan emin olmamızı sağlayacak tedbir alması gerektiğini düşünüyorum."
Kaynak: Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...